Evet, sevgili dostlar biz eski bayramları özlüyorduk. Sevgi, saygı, samimiyet, kaynaşma ve paylaşmaların olduğu bayramları. Çocukların ve gençlerin yeni giyeceklerini yataklarının altında, yanında veya başının altında sakladıkları sabahı iple çektikleri bayramları. Zamanla bu gelenekler çeşitli sebeplerle değişti adeta evrim geçirdi. Biz eski bayramları özlerken, şimdiki de gitti. Tabir caizse Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olduk.

Neden mi?

Tüm dünyanın en büyük sorunu haline gelen ve resmi olarak yüzbinlerce kişi hayatını kaybederken, milyonlarca kişi de bu hastalığa yakalandı. Çeşitli uyarılar yapıldı kimileri uydu, kimileri korktu, çocuklar ve yaşlılarımız izinle evin etrafında sadece birkaç saat izinle yürüyebildi. Ama bazıları da var ki hiçbir uyarıyı önlemi dikkate almamakta hata aksini yapmakta direndi.

Nasıl mı?

Kimi karantinaya giderken, kimi hastalıktan kurtulduğu için, kimi iftar kimi mevlit vererek yüzlerce kişiye bu hastalığı bulaştırmakta geri kalmadı. Durum böyle olunca belki uzaktan bayramlaşacağımız aile büyükleri, arkadaş, dost ve komşularla uzaktan yapılacak bayramlaşma da gitti.

Alınan bayram tedbirleri kapsamında, bayram boyunca sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve herkes evinde kutlamak zorunda kaldı bu seneki Ramazan Bayramını.  Daha önceki yazılarımda da evde kalın dememdeki amaç bunlara önlemdi.

Bu buruk duygularla herkesin bayramını kutluyorum. Ve böyle başka bayram kutlanmamasını temenni ediyorum.