Sevgili dostlar, Korona hastalığının bütün dünya ile birlikte Türkiye’de de her kesime olumsuz etkileri devam ediyor ve uzun bir süre daha devam edeceği de ortada.

Ekonomik ve sosyal etkileri elbette tavan yaptı diyebiliriz, yapılan araştırmalar da bunu açıkça gösteriyor. Çalışan, öğrenci ve işsiz birçok genç ve aileleri ile görüşme fırsatım oldu.

Gençler mutsuz ve umutsuz...

Neden? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Başta okulların online eğitime geçmesi, gençlerin dışarı çıkmalarının kısıtlanması ve bir kısmı çalışan, bir kısmı da okurken çalışan ya da okuyarak çalışan genç var.

Online eğitimle birkaç saat bile olsa evden dışarı çıkma şansı bulan gençlerin eğitiminin aksamasının yanısıra o birkaç saati kendilerine özgürlük olarak gören gençlerin özgürlükleri kısıtlandı. Eşitsizlik ortamı doğdu, çünkü birçok öğrenci online olarak eğitim görebilecek alet edevata ulaşamadı. Çalışan ya da çalışarak okuyan gençler de işsiz kaldı. Kısacası Z kuşağı kızgın, yapılanlara saygı duymuyor. Eğitimsiz kişilerin yapacağı işlerin olumsuz olacağını düşünürken, eğitim alabilenlerin ise yaratıcılık alanları kısıtlandı.

Bir kısmı TikTok çağa, bir kısmı da Mc Donaldslaşma kuşağına evrilirken, sürece ayak uyduramayanlar da var. Bunlar da aileleri ekonomik krizden çok etkilenenlerin çocukları.

Ekonomik krizi en derin yaşayan bu aileler evlerine ekmek götürebilmek için amele pazarından tutun yarı zamanlı işlere kadar her çabayı gösterirken, online eğitimle o ekmekten neredeyse vazgeçmek zorunda kaldı. Çocuklarını zar zor devlet okullarına gönderen ve çocuklarının eğitim görmesini isteyen bu aileler şimdi de internet, tablet, bilgisayar veya akılı telefon almanın alabilmenin yollarını aramaya başladı ve ekmeğinden vazgeçti desek yeridir.

Sürecin ne kadar daha devam edeceğinin belirsizliği sürerken, bu alet edevata ulaşamayan gençlere yardım edebilmek için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum.

Eşitsizlik ve adaletsizliğin en aza indiği günler dileğiyle...