Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Çiğdemli kırsal mahallesinin Küme evleri mezrası, 11 yıldır susuz ve elektriksiz. Çiğdemli sakinleri, 1980 yılında mezralarından göç ettirildi. Kimi Diyarbakır merkeze, kimi Silvan'a kimi ise çevre köylere göç etti. Uzun yıllar farklı yerlerde yaşayan mezra sakinlerinin bazıları, 2000'li yılların başında "köye dönüş projesi" kapsamında peyder pey eski yerleşim yerlerine geri döndü.

Mezraya döndükten sonra evlerini onaran yurttaşlar bu kez su ve elektrik sorunuyla karşı karşıya kaldı. 2012 yılında Silvan Barajı'nın temellerinin atılmasıyla mezradaki kaynak sular kurudu. Elektrik ise, 10 yılı aşkın bir süredir hiç gelmedi. Mezra sakinleri, su ihtiyaçlarını karşılamak için haftada en az 3 kez belediyeye "sipariş" veriyor. Belediye tankerleriyle getirilen 12-13 tonluk suya 240 TL ödeniyor.

 KARANLIKTA BİR YAŞAM

 Mezra sakinleri, elektrikleri olmadığı için genelde el feneri kullanıyor ve akşam karanlığına kalmamak için tüm işlerini gündüz saatlerinde halletmeye çalışıyor. Yurttaşlar, el feneri ve telefon gibi teknolojik ürünlerini şarj etmek için ise çevre kırsal mahallelere ya da 6 kilometre uzaklıkta bulunan ilçe merkezine gidiyor. Bundan kaynaklı yurttaşlar ulaşımda kimi sıkıntılar yaşıyor. Mezra sakinlerinin kendi imkanlarıyla, çakıllarla yaptığı yol hem araçların arızalanmasına hem de çekilmez bir yolculuğun yaşanmasına neden oluyor.

 Mezra sakinleri, söz konusu sorunların çözümü için bugüne kadar başvurmadıkları kurum kalmadığını ve herhangi bir sonuç alamadıklarını aktardı. Mezra sakinleri, sorunlarının çözümünün genelde "evler dağınık" gerekçesiyle ortada bırakıldığını belirtti.

 GEREKÇE: EVLER DAĞINIK

 Yaklaşık 11 yıl önce mezraya yerleşen 65 yaşındaki Ramazan Paçraz, su ve elektrik sorunu için birçok kez belediye ve ilgili kurumlara başvurduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını ifade etti. Paçraz, “Elektrik için en son 1 yıl önce başvurduk ve 'tamamdır' dediler. Bir kaç şart belirttiler ama sonra hiçbir şey olmadı. Bizden ikametimizi almamızı istediler, gittik aldık. En sonunda ‘Evler dağınık’ dediler. Halen bekliyoruz" dedi. 

Söz konusu sorunlar nedeniyle çocuklarının mezrada durmadığını ve sadece eşi ile birlikte yaşadığını aktaran Paçrav, “Eskiden buralarda suyumuz vardı. Bize yetiyordu. Şimdi hepsi kurudu. Bütün gün hayvanlarla, ahırla uğraşıyoruz. Çocuklarımız bu sıkıntılar sebebiyle buraya gelmek istemiyor” diye kaydetti.

 KIŞIN MAĞDURİYET KATLANIYOR

 Yaklaşık 8 yıl önce mezraya geri döndüğünü ve hayvancılıkla uğraştığını anlatan Osman Paçrav, mezradaki sorunlar nedeniyle ailesinin kent merkezinden gelmediğini söyledi. Sabahın erken saatlerinde ilk olarak evdeki sobayı yakarak evi ısıttığını ve hayvanlara yem verdiğini belirten Paçrav, bazı kırsal mahallelerdeki kuyularda biriken yağmur ve kar sularıyla hayvanlarının su ihtiyacını karşıladığını kaydetti. Paçrav, “Suyun çoğu zaman buzlu olması sebebiyle hayvanlar rahatsızlanıyor. Birkaç kez kuyudan su alırken kendim düştüm birkaç kez de hayvanlar düştü. Hayvanlarımız hastalandığında baytar buraya gelemiyor” dedi.

Su getiren tankerlerin de genelde yolda kaldığını ifade eden Paçrav, yaşadıkları zorlukları şöyle anlattı: "Onları kurtarmak için gelen traktörler de çamurlu yolda sıkışıyor. Kış gelince kuyuya saldığımız hortumlar buz tutuyor. Su çıkmıyor. Yolun çamurlu olması sebebiyle belediye de bazen gelemiyor. Elektrik olmadığı için suyu dinamoyla da çekemiyoruz. Çoğu zaman belediye, 'Su sıkıntısı çeken okul var oraya gidiyoruz' diyor. Bazen birkaç gün ya da hafta erteliyorlar. Bazen de fiş kesmiyorlar. Suya ilk başlarda 70 lira ödüyorduk. 2016'da ilk kayyım atanması ardından suya bir anda zam getirildi ve 150 lira ödemek zorunda kaldık."

 MEZRAYI TERK ETTİ

 İsmail Paçrav, 2012 yılında Silvan’da geçimini sağlayamaması üzerine mezraya dönerek, hayvancılık yapmaya başladığını söyledi. Ancak geçtiğimiz yıl kar yağışı sonrası ahırlarının çöktüğü ve birçok hayvanın öldüğünü aktaran Paçrav, “Yaşadığım zarardan sonra burayı terk etmek zorunda kaldım. Buraya geri gelmek istiyoruz ama yol yok, ulaşım yok. Gelmek istiyoruz ama gelemiyoruz. İmkanlarımız olsa ailemiz de buraya gelirdi. Burası kendi topraklarımız. Suyumuz, elektriğimiz ve yolumuz yapılsaydı ailemizle buraya gelirdik" dedi.

 YILDA SUYA 10 BİN TL

 Yaşadıkları sıkıntılar sebebiyle köyü terk etmek zorunda kalan bir başka yurttaş Mevlüt İnanç ise yaptıkları evleri terk etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. İnanç, şunları söyledi: "Çocuklar da sıkıntı çektiler. Bir sürü masraf yaptım ama yapamadım. Bir çok insan da bu sebeple çıktı. Bize elektriği yapacaklarına dair söz verdiler. Ama yapmadılar. Burada hayvancılık yapıyordum ama bugün boştayım. Yılda buranın suyu için 10 bin lira para harcıyorduk. İlk zamanlar suyun fiyatı ucuzdu. Kayyım geldikten hemen sonra bu suya zam yaptılar." (M.A)

Editör: TE Bilişim