Başıboş köpekler, insanları ve yaban hayatını yani bütün ekosistemi tehdit ettiğine dikkat çeken Başkaya “Başıboş köpekler insan desteğini arkalarına alarak, hem insanlara, hem de yaban hayvanlarına ciddi zararlar veriyorlar. 2004 yılında çıkan Hayvanları Koruma Kanunumuzda, daha yeni, Temmuz 2021’de yapılan değişiklikler ile, konu daha da içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bu yasal düzenlemeyle, köpeklerin bakımı yapılıp, aşılayıp, çipleyerek tekrar sokağa salınmaları, eskisinden daha güçlü bir yapıya büründürülmüştür. Böylece, sorunların daha da büyümesine çok büyük destek verilmiştir. Yasamızdaki tanımlamalar yanlıştır. Sahipsiz evcil hayvan diye bir tanımlama olmaz. Evcil hayvan sahipsiz ve başıboş olmaz. Doğal ekosistemlerde, şehirlerde veya kırsalda dolaşmaz. Başıboş köpekler, insanları doğrudan veya dolaylı olarak öldürüyorlar, yaralıyorlar, travmalara sebep oluyorlar, korkutuyorlar, hastalıklara sebep oluyorlar, sosyal çatışmalara yol açıyorlar, ilave iş yüküne ve ekonomik kayıplara sebep oluyorlar. Ayrıca, başıboş köpekler, yaban hayvanlarını avlıyor, ekosistemin dengesini bozuyor, diğer yırtıcılarla rekabet ediyor, kendilerine yakın türlerin genetik yapısını bozuyorlar ve insanlar ile hayvanlara ölümcül hastalıklar bulaştırıyorlar” dedi.

Başıboş köpeklerin sokaklarda beslenmesi ile ilgili olarak, yazılı, görsel ve işitsel bütün basın araçlarında, yıllardır son sürat yanlış reklamlar yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Şağdan Başkaya “Yasa çıkmadan da, bu konunun ciddiyetini son 30 yıldır derslerde, toplantılarda, basında ve bilimsel ortamlarda sürekli dile getirmemize rağmen söylediklerimizi duyuramadık. Ne zaman ki bir insanımızın başına istenmeyen bir olay geliyor, konu o zaman tekrar kamuoyunun gündemine cılız bir biçimde geliyor. Ardından, konu soğutularak tekrar unutuluyor ve maalesef sokakta köpek besleme reklamları tekrar başlıyor. Öyle ki, ilgili Bakanlık, Belediyeler, Jandarma Teşkilatımız, Milli Eğitim Bakanlığımız ve diğerleri sokaklara köpek kulübesi ve suluk koyma yarışına girmiş durumdalar” diye konuştu.

“Başıboş köpek sorunu konusunda, maalesef, üniversitelerimiz de çok suskun” diyen Başkaya “Şahsen, her açıklamamamızdan sonra, CİMER gibi birçok mecrada, hakkımızda yapılan tuhaf ve bomboş şikayetlere cevap yazmak epey zamanımızı ve emeğimizi çalsa da, susacak değiliz. Hocalar olarak susmamalıyız, destek veya karşıt görüşümüz varsa söylemeliyiz. Hükümetimizin onca güzel icraatı yanında, yanlış olduğunu düşündüğümüz başıboş köpek sorununu derinleştiren icraatlarını eleştirebilmeliyiz. En önemlisi, çözüm önerileri sunmalıyız” şeklinde konuştu.

“Başıboş köpek olmamalıdır”

Bakanlıkların, Belediyelerin ve STK’ların sokaklarda veya kırsalda başıboş kedi ve köpek beslemesine son verilmesi gerektiğini kaydeden Başkaya “Başıboş kedi ve köpek bakımı belediyelerin ve devletin bir icraatı olmaktan çıkarılmalıdır. Devletimiz, alım, satım, üretim, besleme gibi her konuda genel olarak denetleyici konumunda olmalıdır. Gerekli yerlerde, gerçek hayvanseverlerin, devlet kontrolünde barınak işletmesi desteklenmelidir. Belediyeler, alan gösterme, su giderleri gibi konularda barınaklara yardımcı olabilmelidir. Barınaklardaki standartlar, bakım koşulları ve sahiplendirme konularında Batı Avrupa ve ABD’deki uygun örneklerden istifade edilmelidir” ifadelerini kullandı. (İHA)

Editör: TE Bilişim