KONDA Genel Müdürü seçimlere dair dört senaryoyu yazdı. Ağırdır'ın Oksijen'de yayınlanan, "Ekonomik sarsıntı bu hikâyeyi nasıl değiştirebilir?" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

1. senaryo: Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nı kazanabilir ama Meclis çoğunluğunu kaybeder.

2. senaryo: Muhalefetin adayı seçilir ama Meclis çoğunluğu bugünkü iktidar partilerinde kalır. Her iki senaryonun da gerçekleşme olasılığı bana göre yüzde 10. Ama her iki durumda da bugünden de daha büyük siyasal karmaşıklıkla karşı karşıya kalırız.

Bu iki senaryoda da ilk akla gelen yeni bir erken seçim ama mümkün değil. Anayasaya göre erken seçim için Cumhurbaşkanı’nın kararı veya Meclis’in beşte üç çoğunluğu yani en az 360 milletvekilinin oyuyla erken seçim kararı almak gerekiyor. Erdoğan kazandıysa yeniden bir seçimde aday olamayacağı için bu kararı almaz. Ama ülke de bu gerilimi sürdüremez. Hemen değilse de iki yıl sonra yeni bir seçim kaçınılmaz olur.

3. senaryo: Muhalefetin adayı Cumhurbaşkanı seçilir, Meclis’te Anayasa’yı değiştirecek güce ulaşılamaz. Anayasayı değiştirebilmenin iki yolu var. Anayasayı Meclis’te 360-399 milletvekili oyu ile değiştirip, kesinleşmesi için halk oyuna gitmek ya da Meclis’te 400 milletvekili oyu ile değiştirip Cumhurbaşkanı onayıyla kesinleştirmek. Birinci ihtimal için muhalefet blokunun seçimde yüzde 56 mertebesinde bir oy oranına, ikinci ihtimal için yüzde 58’e aşan bir oy oranına ulaşması gerekiyor. Muhalefetin ve ittifakın bugünkü fotoğrafı aynen sürüyor ise iki ihtimal de zor görünüyor.

Bu durumda Cumhurbaşkanı ve Meclis seçimini kazanmış ama bugünkü yönetim sisteminin aktörleri değişmiş bir durumla karşı karşıya kalırız. Bugünden bakılınca bu senaryonun gerçek olma ihtimali yüzde 50 diyebiliriz. Bu durumda bugünkü merkezi güce sahip olan yeni Cumhurbaşkanı’nın partilerle ilişkisi ama yine de yönetme kapasitesi kadar kişisel hayalleri, iddiaları, ihtirasları ve olası zaafları gidişatı belirler. Sistem değişmeyince, yapısal sorunlar siyasetten başlayarak yeşermeye, tekrarlamaya başlayacağı içinde bir kısa onarım sürecinin ardından yeni bir erken seçim daha kaçınılmaz hale gelir.

4. senaryo: Muhalefetin gerekli siyasal güce de ulaşarak seçimleri kazanma ihtimalidir elbette.

Tüm bu ihtimalleri, yaşayacaklarımızı belirleyecek elbette dünyanın da gidişatı olacak. Dünyanın yaşadığı yeni siyasi ve ekonomik egemenlik kavgasındaki gelişmeler, Orta Doğu’daki gelişmeler seçim sürecini de sonucunu da etkileme potansiyeline sahip. Bu karmaşıklık içinde keskin öngörüler doğru değil. O nedenle senaryolar ve ihtimal üzerinden neler olabileceğini özetlemeye çalıştım. Ama her şeye karşın bu hikayeyi bu memleketin insanlarının kendi geleceklerine dair kararı verebileceklerine güvenerek, ülkenin geleceğine inanarak, onurlu bir ortak yaşamı inşa edebileceğimizden kuşku duymayarak 2022’nin önemli sıçramaları da getireceğini umuyorum.

Editör: TE Bilişim