Amerika Birleşik Devletleri'nden bilim insanları kendi ülkeleri, Avustralya ve İngiltere'de müzik ve ruh sağlığına ilişkin olarak yapılan 26 bilimsel çalışma üzerinden bir analiz hazırladı.

26 bilimsel çalışmanın 7'si müzik terapisi ile ilgiliyken, 10 tanesi müzik dinlemenin akıl sağlığına etkisine, 8'i şarkı söylemeye ve 1 tanesi ise ilahilerin etkisine odaklanmıştı. Analizler sonucu şarkı söylemenin, müzik yapmanın veya müzik dinlemenin, 'yaşam kalitesini artırdığı, en az kilo vermek ve spor yapmak kadar ruha iyi geldiği' belirlendi.

Analizin sonuçları, Journal of theAmericanMedicalAssociation Network Open isimli akademik dergide yayımlandı. Analizin sonuç bölümünde müziğin klinik denemeler ve halk sağlığı alanlarında nasıl kullanılacağının anlaşılması için daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtildi.

Katılımcılar üzerinde yapılan 26 araştırmada, şarkı söylemenin, dinlemenin ve enstrüman çalmanın insan üzerindeki etkilerinin pozitif anlamda oldukça benzer olduğu saptandı. Uzmanlar, analiz edilen çalışmalarda 'müziğe verilen tepkilerde önemli bireysel farklılıklar' olduğunu da vurguladı.

'MÜZİĞİN GERÇEK MUCİZESİ BUDUR'

Avustralya'daki NationalUniversity'de müzikoloji uzmanı Doçent Kim Cunio, "Birçoğumuz kişisel deneyimlerimizden ameliyat, sağlık sorunları veya ruh sağlığımız sıkıntıya girdiğinde, müziğin ne kadar derin etkisi olabileceğini biliyoruz" dedi.

Cunio, sözlerine şöyle devam etti: “İşlerin biraz zor olduğunu hissettiğimde, hepimizin yaptığı gibi müziğe dönüyorum. Bazen bu müzik, nasıl hissettiğimin kasıtlı bir yankısı... Kasvetli ve üzgün. Ama bazen de beni o boşluktan kurtarabilecek tamamen farklı bir duyguya sahip müziğe ihtiyacım var. Müziğin gerçek mucizesi budur. En iyi neyin dinleneceğine dair bir kural yoktur. Kalbin peşinden gitmeliyiz.”

UNICEF'te yayınlanan ve Dr. İbrahim Baltagi'e ait bir araştırmaya göreyse müzik insan beynini daha anne karnında geliştirmeye başlıyor. 16-18 haftalık gebeliklerde bebekler, anne karnında ilk sesleri duyuyor. Müzik, bebeklerin beyin gelişimine olumlu katkı yapıyor. Anne karnındaki bebeklerin kulaklarının daha hızlı gelişmesine, sese doğru daha hızlı tepki vermesine ve kelimeleri daha iyi kavramasına yardımcı oluyor.

Aynı araştırmaya göre, müzik, anne adaylarına da oldukça faydalı. Gebelik sırasında gelişen kaygı bozukluklarını (anksiyete) azaltırken, anneyi psikolojik olarak rahatlatıyor.

'İNSANLAR DOĞASI GEREĞİ RİTMİKTİR'

Başka diğer araştıma da müziğin küçük çocuklar üzerinde birbirleriyle ve ebeveynleri ile olan işbirliğini arttırıcı etkisi olduğunu gösterdi. Araştırmalar, ebeveynlerinin sözünü dinlemeyen çocukların, müzikli komutlar aldıktan sonra daha söz dinler hale geldiklerini gösteriyor.

Japonya'daki Keio Üniversitesi Müzik Laboratuvarı müdürü PatrickSavage'a göre; çocuklar özellikle şarkıya dayalı bağlantılar kurmaya her zaman meyilli. Savage, 2-3 yaşındaki çocukların konuşmalarından çok daha akıcı şarkı söyleyebildiğini belirtiyor.

Savage "İnsanlar doğası gereği ritmiktir. Kalplerimiz bir ritim içinde atıyor ve genellikle kolay bir ritim ve zarafetle sabit bir hızda yürüyoruz. Bu nedenle, çoğumuzun içgüdüsel olarak bebeklerimizle bir tür şarkı söyler gibi konuşmamız ve çocuklarımız telaşlı olduklarında onlara şarkı söylemiz oldukça mantıklı bir hareket" demekte. (artıgerçek)

Editör: TE Bilişim