DİYARBAKIR - Amed Emek ve Demokrasi Platformu'nun, 1 Mayıs dolayısıyla Dağkapı Meydanı’nda düzenlenmek istediği etkinlik, polislerce engellendi. Etkinliğe izin verilmemesi üzerine DİSK, KESK,  TMOOB, DTO, HDP, EMEP ve SGDF bileşenleri  bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. DİSK Diyarbakır Bölge Temsilcisi Hasan Hayri Eroğlu yasaklara ve baskılara rağmen Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü için yan yana olduklarını ve umudu büyüttüklerini söyledi.

KOVID-19 salgınıyla insanlığın geleceğini tehdit ettiğini söyleyen Eroğlu, “Dünya kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin ağır sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Sağlık hizmetlerinin ve güncel olarak da COVID-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini insanlık ağır biçimde ödüyor.  Bizler, bu topraklarda yaşayanlar, aklı, bilimi, emeği ve insan yaşamını öncelemeyen bir anlayışla yönetilenler, daha ağır bedeller ödüyoruz. COVID-19 salgınıyla mücadelede dünyanın en başarısız ülkelerinden birinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sermayenin ve patronların çıkarları için, akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayılıyor. Buradan bir kere daha haykırıyoruz: Çarklar dursun, ölümler bitsin!” dedi.

‘Göz göre göre ölüyoruz’

 İktidar tarafından alınan “tam kapanma” kararını eleştiren Eroğlu, “Önlem paketinde işçi sınıfının ve halkın sağlığını ve gelirini değil sermayenin çıkarlarını korumaya çalışıyorlar. Çarklar dönmeye, çalışanların çoğunluğunun işe gitmeye, insanlarımız ölmeye, sağlık emekçilerimiz tükenmeye devam ediyor. Tam kapanma dedikleri önlemlerde biz yokuz: Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor. Açık alanlarda nefes almamız yasaklanıp kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz. Ne pahasına olursa olsun ‘çarklar dönecek’ inadıyla, insan yaşamı piyasaya kurban ediliyor. Yeterli aşı tedarik edilemiyor. Göz göre göre hastalanıyoruz, ölüyoruz ve tükeniyoruz! “Böyle salgın mücadelesi olmaz” diyor ve yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz” diye konuştu.

Eroğlu devamında, “Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. Pandemide yurttaşlarına en az nakdi destek veren iki ülkeden biri Türkiye oldu. İşsizlik her gün yeni rekorlar kırıyor. Kod 29 ile tazminat bile alamadan işimizi kaybediyoruz. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla günde 50 liraya yaşamaya mahkum ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altına itiliyor. Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle güvencesizlik yaygınlaşıyor” diye belirtti.

Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de derinleştiğini vurgulayan Eroğlu şöyle konuştu: “Salgında kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan pandemide yaygınlaşan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Pandemi koşullarında kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor. dedi.

 Umudumuz birliğimizde, mücadelemizde ve dayanışmamızdadır!”

Editör: TE Bilişim