Dicle Üniversitesi Rektörü, projede yeşil alan olarak değerlendirilen 3.4 hektarlık alanın statüsünün değiştirilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na başvurdu. Rektörlüğün başvurusu ile 157 hektarlık bir alan, kentsel yerleşim alanı, 3,4 hektarlık bir alan ise kamu yapı alanı olarak hizmete açılacak. Bakanlık tarafından kabul edilen başvuru sonucu toplamında yaklaşık 2 bin dönüm arazi satılacak.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şubesi Başkanı Samet Ucaman, imar değişikliğinin amaçlarına dikkati çekerek, Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri üzerinde yaratacağı tehlikenin uyarısını yaptı.

Dicle Vadisi kısmının 25 Nisan'da imara açıldığını ve imarın ilerisi için riskler taşıdığını yineleyen Ucaman, planlı bir şekilde yeni bir şehir kurmak istediklerini söyledi. Şehircilik ve zihinsel planlamanın incelenmesi gerektiğinin altını çizen Ucaman, “Dicle Üniversitesi 20 yıldır kendi başına çalışıyor. Üniversitenin şehre uzak olmadığını da söylüyoruz. Kentin bir sınırı olmadığı için kentte yapılacak planlar buna göre belirlenmelidir. Gelecek için bir risk oluşturmak. Yani birçok yapının kapısını aralamaktadır. Bu nedenle gelecekte tarım arazileri yapılaşmaya açılacak. Bu nedenle mahalle planının askıya alınması için başvurduk ama reddedildi. Bize destek olan kişi ve kurumlarla buna karşı çıkacağız” diye belirtti. 

 ‘AMED BİR HAFIZA’

 Üniversite arazisinin imara açılmasının hem doğa hem de kent için risk oluşturacağını vurgulayan Ucaman, "Diyarbakır’da çok eski bir kent ve doğal sistem üzerine kurulmuş ama bu sistemi soymaya yönelik girişimler oldu. 20 yıl buna karşı da bir mücadele var. Biz bu planları mahkemeye taşıdık, bazılarını durdurduk. Bu imarda da yine işgal planları var. Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehrinin işgali söz konusu. Oradaki ormanlar yağmalanacak. Bizim için çok büyük bir risk. Hem hafızayı hem de kültürü yok ederek, ekoloji ve şehir için tehlikeler yaratacaktır” diye konuştu.

Üniversite yönetiminin “İmarı finansa açıyoruz” sözlerini de hatırlatan Ucaman, şöyle devam etti: "Devletten bütün resmi kurumlar yardım alıyor. Bu nedenle devlet kurumları bütçemiz yok, finansmana ihtiyaç var diyemiyor. Bir yer imara açıldığında bir rant ortaya çıkıyor. Fakülte binasının imara açılışı bir ranttır."

Tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasıyla birlikte arazilerin de değer kazandığını sözlerine ekleyen Ucaman, sözlerini şöyle tamamladı: "Tarım arazileri yıllara ve mahsule göre değer kazanır ama o araziler açılırsa tarım arazilerinin değeri artar. İmar için ve o arazilerde binalar yapılırsa değeri de artar ama orada tarım yapılırsa arazinin değeri her yıl artar ve insanların ihtiyacını karşılar. Bu nedenle ticaret açısından da bir risktir." (HABER MERKEZİ)

Editör: TE Bilişim