Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amasra'daki maden katliamı nedeniyle ertelediği Diyarbakır ziyaretini bugün gerçekleştiriyor.

Erdoğan açıklamalarından öne çıkanları şöyle:

"(Amasra'daki maden faciası) Açılan soruşturmayla olayda kusuru olanlar tespit edilirse onlarla ilgili her türlü işlemi yapacağız.

'DİYARBAKIR'A GÖZ DİKENİN İFLAH OLMAYACAĞI AÇIKTIR'

Diyarbakır'ın rengi, PKK'nın istismarı ya da HDP'nin sapkınlığı değildir. Bugün sizlerle sergilediğimiz muhabbettir, birliktir, beraberliktir. Diyarbakır'ı köklerinden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Ey Diyarbakır, gel, her güzelliği içinde barındıran rengine birlikte sahip çıkalım. Gel, ülkemizin aydınlık geleceğine 85 milyonla hep birlikte yürüyelim. Gel, bu bölgenin kadim şehirleri Şam'ın, Bağdat'ın, Kudüs'ün boynu bükülürken senin de yıldızını yükseltelim. Çünkü sen bu ülkenin göz bebeğisin. Sen koskoca medeniyetin sembol şehrisin. Sen büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin en büyük lokomotifinden birisin.

Diyarbakır'ın rengi baskı, zulüm, acı değildir. İstihdam eden fabrikalardır. Her bir insanıyla Diyarbakır'ı gönülden seviyoruz. Kardeşlerim, Hz. Ömer'in fethinden beri, 1383 yıldır her şeyiyle bizim olan, bizim medeniyetimizin şehri olan Diyarbakır'a göz dikenin iflah olmayacağı açıktır. Ah, şu Diyarbakır surlarının dili olsa da konuşsa. Şu Dicle Nehri'nin dili olsa da konuşsa, ah şu ecdat yadigarı mezar taşlarının dili olsa da konuşsa...

'EMPERYALİSTLERİN KUCAĞINDAN İNMEDİKLERİNİ ANLATSA'

Ağızlarından demokratik siyaset lafını eksik etmeyenlerin, emperyalistlerin nasıl kucağından inmediklerini anlatsa. Sürekli Kürt lafı ederek Kürtleri sömürenlerin, sizlerin evlatlarının canı üzerinden kendilerine ultra lüks hayat kuranların riyakarlıklarını anlatsa. Bunların adı Kürt, kendilerinin Kürtlükle alakası yok. Kürt kardeşlerime en büyük zulmü yapanlar bunlar. Kandil'e benim Kürt kardeşlerimi kaçıran, onlara zulmeden, her türlü tacizi yapan bunlar değil mi? Yedi ay sonra yapılacak seçimde bunlara hesap sormaya var mıyız? Yasin Börü evladımızı Diyarbakır caddesinde şehit eden alçaklar bunlar değil mi? Ah ah... İşte bunun hesabını Diyarbakırlı kardeşlerim Allah'ın izniyle soracaklar.

Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak. Yine bir eş başkanları var. Kürt mü? Değil. Ama benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor.

'ARTIK DİYARBAKIR HUZURUN ŞEHRİDİR'

Diyarbakır altyapısı, ekonomisi, sanatıyla, yüzünü geleceğe dönmüş. Güven ve huzur içinde kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir. Allah bir daha bu ülkeye de Diyarbakır’a da o kötü, kanlı, acı günleri göstermesin diyorum. Hamdolsun artık Diyarbakır huzurun şehridir.

Sadece Diyarbakır'ın huzurlu olması yetmez, Irak'ın da Suriye'nin de huzurlu olması lazım. Türkiye'yi büyütüyoruz derken güvenliği ile huzuru ile işiyle, vizyonuyla velhasıl her şeyi ile büyütüyoruz. Biz bugüne kadar Diyarbakır'ı 57 milyon liralık kamu yatırımı ile her alanda geliştirmenin gayreti içinde olduk.

'KÜRTÇE ÖĞRETMENLERİMİZE KADROLARIMIZI AÇTIK'

Batı'ya ne yaptıysak Doğu'ya, Güneydoğu'ya da onu yaptık. Yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Eğitimde tüm mahallerimize okulla donattık. Son atamada seçmeli dersler için talep edilen tüm Kürtçe öğretmenlerimize kadrolarımızı açtık.

'DİYARBAKIR CEZAEVİ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI'NA DEVREDİLDİ'

Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözünü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Bugün itibariyle Diyarbakır Cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiştir. Geçmişte nice acılara, zulümlere konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza, hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme imkanı sağlayan bir eser olarak hizmet verecektir. Şimdiden Diyarbakırımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu cezaevi ortadan kalkıyor. Elbette ki Diyarbakır'ın bu güzel tablosundan rahatsız olanlar da var. Adeta kahroluyorlar. Rahatsızlıklarının bir sebebi de bunların gerçek yüzlerini sizlerle paylaşıyor olmam.

'BİR GRUP MARJİNAL PARTİYLE GÜYA İTTİFAK KURMUŞLAR'

İşte şimdi son tartışmaları görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin, sizin iradenizi nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz. HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyon aygıtı, sadece 50 bin vatandaşımızın canına mal olan terör örgütünün payandası değildir. Bu fitne yuvası, tüm sapkınların aktörü durumundadır. Biliyorsunuz CHP, kurduğu altılı masaya çantada keklik olarak gördüğü bunları almaya tenezzül dahi etmemiş, masanın altında onları tutma yoluna gitmiştir. Bunlar da masa altında kalmış olmanın mahcubiyetiyle gidip, İstanbul'da adı sanı duyulmayan bir grup marjinal partiyle güya ittifak kurmuşlar. İttifak kurdukları parti tabelalı örgütlerin söylemlerinin ne sizlerle ne de bu ülkenin vatanına, milletine, değerlerine bağlı herhangi bir vatandaşıyla en ufak bir ilgisi yoktur. (HABER MERKEZİ)

Editör: TE Bilişim