Düşük ücret, fazla mesai, tehdit, zorbalık, taciz, cinsel ve fiziki şiddetle karşı karşıya bırakılan ev işçisi kadınlar, iş tanımları olmaması nedeniyle birçok işi yapmak zorunda kalıyor. Temizlikte kullanılan kimyasal maddeler nedeniyle astım ve kanserin yanı sıra bel fıtığı, kireçlenme, romatizma, menüsküs gibi meslek hastalıklarıyla da mücadele etmek zorunda kalan ev işçileri, salgının başından bu yana iş bulmakta zorlanıyor.

İMECE Ev İşçileri Sendikası kurucu üyesi Minire İnal, ev işçilerinin büyük bir mücadele verdiği sorunlara her geçen gün yenilerinin eklendiğini belirtti.

Birçok hayati risk

Öncelikli sorunun iş tanımının olmaması olduğunu belirten İnal, “İşimizde mesai saatimiz yok. Günübirlik çalışıyoruz. Bir gün çalışıyoruz ama bir sonraki gün işimizin olup olmadığını bilmiyoruz. Taciz başta olmak üzere her şey ev işçilerinin başına geliyor. En çok da hırsızlıkla suçlanıyorlar. Bir sürü sıkıntımız var ve hiç memnun edemiyorsunuz karşı tarafı. Evde yapılan en ufak hatada hiçbir şey yapmamış gibi oluyor. En önemli sorunlarımızdan birisi de kayıt dışı çalışmamızdır. Sigortamız, emekliliğimiz yok. ‘Kelle koltukta’ derler ya öyle yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Çalışma alanlarının bir sürü riski barındırdığını vurgulayan İnal, “Her gün farklı evlerde farklı kimyasallar kullanıyoruz. Farklı kimyasallara teneffüs ediyoruz. Çok fazla ciğer hastası arkadaşımız var. Bel fıtığı gibi pek çok meslek hastalığına yakalanıyoruz. Çalışma alanlarımızda pek çok iş kazası yaşıyoruz. İş kazasından dolayı hayatını kaybeden arkadaşlarımız var. Ben de iş kazasında sakat kaldım, 3’üncü kattan düştüm” diye belirtti.

Salgının etkileri

Salgının, sosyal güvencesi olmayan ev işçilerini tamamen bitirdiğini vurgulayan İnal, “Ev işçileri o kadar derinden etkilendi ki salgından hiç birisi çalışamadı. Aylık çalışanlar bile işten çıkarıldı. Aylık sigortalı olsak bile tazminat hakkımız yok. Son 17 günlük tam kapanma daha da beter bir hale getirdi. Gruptan arkadaşlara sıkıntılarını sorduğumda ‘bin ah’ işittim. Geri dönüşler ‘bittik’ oldu. Arkadaşlarımız işe gidemiyorlar. Buldukları işlerde çalışmak zorunda kaldılar. Çünkü açlar, ekmek alacak paraları yok. Ev işçileri açlığa, ölüme, kaderlerine terk edildiler” ifadelerini kullandı.

Çözümsüz bırakılıyor

1 milyon ev emekçisinden söz edildiğini kaydeden İnal, “Bir de ailelerini düşünürsek, milyonlarca insan kaderine terk edildi. Yerel yönetimlerden de bir destek görülmedi. Kaymakamlığa, belediyelere başvurular oldu ancak dönüş olmadı. Destekler online yapılıyor, bir çoğu okuma yazma bilmiyor. Dolayısıyla bu desteğe ulaşamıyorlar, buna bir çözüm gerekiyor” diye belirtti.

İş yasası

Ev işçileri başta olmak üzere bu süreçte çalışamayan herkese sosyal desteğin sunulması gerektiğinin altını çizen İnal, “Ev işçilerinin iş yasasına alınması gerekiyor. Sosyal güvence, emeklilik ev işçilerinin de hakkıdır” dedi. Sendikaya katılma çağrısı yapan İnal, şöyle dedi: “Gelin birlikte mücadele edelim. Birlikte mücadele edersek kazanırız. Hak verilmiyor, alınıyor.”

Ev işçisi: geçinemiyorum

Ev işçilerinden Hatice Güzel (48) ise, kendi bildi bileli bu işi yaptığını söyledi. Bir süre aylık olarak ev işlerine gittiğini belirten Güzel, “Pandemi başlayınca insanlar evden çalışmaya başladılar, dolayısıyla işime son verildi. Daha sonra günlük ne bulursam gittim. Ama bu dönem hiç bulamıyorum” diye belirtti. Salgından önce çalıştığı yere haftanın 5 günü giden Güzel, çalışma koşullarını şöyle anlattı: “Ağrılarım var diye ameliyat olmak istedim. İşverenim kadın, kendisinden önce annesine söyledim diye ameliyatımı iptal ettirdi. Evde bir şey bozulduğunda maaşımdan kesiyorlardı. O dönem sigortam yapılmıştı ama asgari ücretin altında veriyorlardı.”

Salgınla birlikte ev işçilerine bakışın da değiştiğini söyleyen Güzel, “En azından haftanın 5 günü işe gidiyordum. Aylık olarak 2 bin 200 TL alıyordum. İyi kötü beni kurtarıyordu. Ama şimdi hiç gidemiyorum. Bittim. Kızımla birlikte yaşıyordum. Adana’da iş buldu ancak salgından dolayı işi olmadı. Tek yaşıyorum, iş olmadığından geçinemiyorum. Üç, dört aydır kredimi bile ödeyemiyorum. Sürekli bankadan uyarı geliyor. Evi satayım desen kimse almıyor çünkü kredim var. Satsam zaten nereye gideceğim nerede oturacağım, çalışmazsam zaten kira da ödeyemem yani sıkıntı üstüne sıkıntı. Günlük bulduğumuzu günlük yiyoruz ona da şükrediyoruz” dedi.

Birkaç yere destek için müracaat ettiğini fakat kredisini ödediği ev dolayısıyla olumlu yanıt verilmediğini söyleyen Güzel, “O kadar sıkıştık ki, ne yapacağımı bilmiyorum. İş olsun başka bir şey istemiyorum. İş olsun ekmeğimizi kazanalım. Tek isteğim şu kısıtlama kalksın işimize gidelim” ifadelerini kullandı.  (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim