40’tan fazla bileşenin bünyesinde bulunduğu Halkların Demokratik Kongresi (HDK), İstanbul’un Şişli ilçesinde bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde "Türkiye'de Kayyum Rejimi ve Kendini Yönetme Hakkı" başlıklı bir panel düzenledi.

HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, Halkların Demokratik Partisi (c) milletvekilleri Sezai Temelli, Musa Piroğlu ve Dilan Dirayet Taşdemir, KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim üyesi Erol Köroğlu ile çok sayıda kişi panele katıldı.

 “Kayyumlar ilk olarak eşbaşkanlığı ortadan kaldırdı”

Panelin açış konuşmasını yapan HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, kayyumlarla beraber halkın iradesinin yok edildiğini belirtti:

 “Yerel yönetimlerin özerkliklerin feshedilmesiyle beraber halkın da iradesi yok edilmiştir. Belediyelerde eşbaşkanlık sistemi yeni denenmiş bir sistemdi. Kayyum sistemi ilk olarak bu eş başkanlığı ortadan kaldırmıştır. Kayyumlar ilk olarak kadın kurumlarını kapatmıştır.”

Panelin konuşmacılarından KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, AK Parti’nin belli bir plan içerisinde kayyum atamalarını gerçekleştirdiğini, fakat yine de başaramayacaklarını belirtti.

 “Türkiye siyasal olarak 3 bölgeden oluşuyor”

Türkiye’nin 3 siyasal bölgeden oluştuğunu söyleyen Ağırdır, kıyı bölgelerinde CHP, Orta Anadolu’da AKP, üçüncü bölgede ise HDP’nin etkin olduğunu kaydetti. Ağırdır, 3 bölge arasında ciddi ekonomik farklılıkların olduğunun altını çizdi.

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren hep güvenlikçi politikaların esas alındığını kaydeden Ağırdır, "Bugün bu durum hâlâ sürüyor. Yine bunun karşısında büyük bir koalisyon var gibi görünüyor. Ama bu iktidar gittikten sonra herkesin yüzü daha görünür olur” diye konuştu.

 “İdari tanımları yeniden tanımlamak lazım”

Türkiye’de mevcut idari tanımların ters yüz edilerek yeniden tanımlanması gerektiğini ifade eden Ağırdır, şöyle konuştu:

"Türkiye sosyolojik olarak çok değişiyor. Bugün Türkiye nüfusunun yüzde 57’si 12 şehre sığınmış durumda. Bu her şeyi değiştiriyor. Kürt meselesi hakkında söylenmemiş cümle yok herhalde. Sayın Demir de 'Türkiye’de toplumsal tepki oluşmuyor' dedi. Oluşmuyor, çünkü toplumsal bellekte oluşan bir şey var. Türkiye’deki güvenlik arayışını yok sayarak halkı bilgilendirmekle olmuyor. Diyarbakır ve Tekirdağ’ın sorunları bir değil. Dolayısıyla Türkiye’nin bugün kendini yönetme hakkını çözmeden sorunları çözemez. Bunun için de idari tanımları ters yüz ederek yeniden tanımlamamız lazım."

 “Her 10 Kürt’ten 7’si HDP’ye oy verecek”

Ağırdır, Kürtler olmadan muhalefetin seçimi kazanma ihtimalinin bulunduğunu ancak Kürtler olmadan yeni Türkiye'yi oluşturamayacaklarını söyledi:

 “Süreci, kendi kimliklerimizi dayatmak üzerine değil nasıl yaşamak istediğimiz belirler. Seçimleri isimler üzerine kurgularsak AKP seçimi kazanabilir. Ama ortak yaşam üzerine kurarsak yüzde 60 oy alma ihtimali vardır. Burada bazı temel meseleler var. Birincisi güven meselesi. O yüzden her tartışmanın herkesin gözü önünde yapılması gerekir. AKP’nin 2015’e göre var olan seçmenlerin yüzde 50’sini kaybetmiş durumda. Ama bu seçimler yeni bir adres bulmuş değil. Yine ne olursa olsun her 10 Kürt’ten 7’si HDP’ye oy verecek. Bunu HDP’nin siyasetinden falan değil, Kürt kimliğinden dolayı verecek. Ama mesele bu değil. Mesele yeni bir Türkiye’yi nasıl oluşturacağımız meselesidir. Burada HDP ve İyi Parti’nin durumu belirleyicidir.”

Editör: TE Bilişim