Ahmet Sünbül / Yazı Dizisi -2

Güneydoğu Ekspres - Diyarbakır'da 19. yüzyılda ipek böceği yetiştiriciliğinin gelişmesi ve ipek dokumacılığının büyümesi ile ipek dokuma atölyelerinde yılda tonlarca ipek ve yüzlerce balya İngiliz pamuğu işlenmekteydi. Diyarbakır’ın Osmanlı ipekçiliği bakımından ilk dönemlerdeki önemi, İran ipeğinin antreposu özelliğine sahip olmasından kaynaklanmaktaydı. Ayrıca İran’dan getirilen ham ipeğin işlendiği şehirlerden biri olma özelliğine de sahipti. 19. yüzyılın başlarında ise ipek üretimine geçilmesiyle birlikte, Diyarbakır bölge vilayetleri arasında önemli bir ipek üretim merkezi konumuna yükselmişti.

Hasan Paşa Hanı'nda ipek dokuma tezgahları vardı

Diyarbakır’ın ipek üretiminde önemli bir yeri olduğu yabancı seyyahların eserlerinde görülür. 1827 tarihinde Diyarbakır’a gelen seyyah J. S. Buckingham, Diyarbakır’da her çeşit imalatın bulunmasının mümkün olduğunu belirtir. Seyahatnamesinde, kentteki imalatların esas olarak ipekli ve pamuklu kumaşlar olduğunu belirten Buckingham şöyle yazar: "Diyarbakır’da müslin kumaştan yapılmış şallar ve mendiller imal edilmektedir. Buradaki ürünler Şam’da üretilenlere benzemektedir. Bin beş yüz kadar dokuma işiyle meşgul olan dokuma tezgahı bulunmaktadır."  Seyyah Buckingham, o tarihte Hasan Paşa Hanı'nda da ipek dokumacılığının yapıldığını yazar.

Bölgenin sayılı ipek dokumacılık merkezlerindendi

Diyarbakır Vilayetinde ipekçilik ve ipek böcekçiliğini geliştirmek maksadıyla 1846 tarihinde padişahın onayı ile valilik tarafından girişimlerde bulunulur. Diyarbakır Valisi Ahmet İzzet Paşa tarafından, ipek böcekçiliği ve dut ağacı yetiştiriciliği ile uğraşanlara ayrıcalıklar tanınır. Verilen teşvikler ve bu üreticilere sağlanan ayrıcalıklar sayesinde 1950 tarihinde, ipek böcekçiliği ve ipek dokumacılığı alanlarında epey ilerleme kaydedilir. Diyarbakır o tarihte, bölgenin sayılı ipek dokuma üretim ve ihracı yapılan merkezlerin başında gelir.

Kent merkezinde dut bahçeleri oluşturulur

İpek böceği yetiştiriciliğinin ana besin kaynağı dut ağacı olunca, Diyarbakır’da dut ağacı yetiştirilmesine ağırlık verilir ve yeni alanlar yaratılır. 1858 tarihinde Diyarbakır surlarının yakın çevresinde yeni dut fidanları Valilik kararı ile ekilir. Kent meclisinde bulunan ileri gelenlerin talebi üzerine Dağ Kapı dışında ve günümüzde yeri bile belli olmayan alanlarda dut bahçeleri kurulur. Dut bahçelerinin çoğalması ile ipek böceği yetiştiriciliğinde ilerleme kaydeden Diyarbakır, o tarihte Amasya başta olmak üzere diğer vilayetlere de ipek kozası ihraç etmeye başlar.

'Kalitesi iye olan dut ağaçları'

1860’ların ilk yarısında da Diyarbakır atölyelerinde on beş bin kilogram ipek ve üç yüz kırk balya İngiliz pamuk ipliği kullanılmaktadır. 1875 tarihinde ise Diyarbakır Sancağında elli bin kıyye harir kozasının üretildiği ve hepsinin burada işlendiği Salnamelerde yazılır. Diyarbakır ipekçiliğinde meydana gelen gelişmeler Vital Cuinet’in seyahatnamesinde de görülmektedir. Seyahatnamesinde, Diyarbakır merkez kazasının zirai ürünler konusunda zengin olduğunu belirtmekte ve kalitesi iyi olan dut ağaçlarının mevcut olduğunu bildirmektedir.

'40 bin parça ipekli kumaş imal edilirdi'

Seyyah Cuniet, burada yirmi bir ipek ve keten imalathanesi ile otuz kumaş boyacısının bulunduğunu belirtmektedir. Ayrıca iyi kalitede ipek üretimi için kent merkezinde ipek böcekçiliğinin yapıldığı evlerden bahsetmektedir. Bunların yanı sıra Diyarbakır merkez sancağında kırk bin parça ipekli kumaş imal edildiğini, bunun on beş bininin bölgede tüketildiğini ve yirmi beş bininin de bölge dışına ihraç edildiğini bildirmektedir.

İpek üretimi Salnamelerde kayıt altına alınır

1869 yılı Diyarbakır Vilayet Salnamesinde ise İpekçilik ve ipek üretimi konusunda 20 salname maddesinin 5,6,7,8, ve 10, 11. salname maddelerinde bazı bilgiler verilmektedir. 5. Salname maddesinde; ipek kozasının 40.000 kıyye (1 kıyye = 1 okka-1282 gram) üretildiği; 6. Salname maddesinde; koza üretiminin 50.000 kıyye’ye çıktığı, kıyyesinin 50 kuruş değerinde olduğu yazılıdır. 7. ve 8. Salname maddelerinde koza üretim sayıları değişmemektedir. 10. Salname maddesinde 9 olan ipekçilik üretim alanının 7’ye düştüğü, bunun ise ipek üretiminin az olmasına sebep olmuş olacağı; 11. maddede ise  İpek kozası üretiminin 35.000 kıyye olduğu yazılıdır.

150 yıl önce ipek ve pamuk tekstil çeşitleri üretilmekteydi

Salnamelerde verilen bilgilere göre,1869 yılında Diyarbakır Vilayetinde ipek kozası ve ipekli dokuma üretiminin yüksek olduğu ve üretimin yoğun bir şekilde yapıldığı ortaya çıkmakta.  1863, 1884 ve 1903 yıllarında Diyarbakır Vilayetinde ipekli ve pamuklu dokumaya dayalı tekstil üretiminde çitari, kutnu, gazliye, canfes (düz, desensiz ipekli kumaş), manusa gibi çok çeşitli kumaşlar üretilmekteydi. 1909 yılına gelindiğinde ise Osmanlı İmparatorluğu’na ait 44 vilayetten biri olan Diyarbakır Vilayetinde 313 ton ipek kozası üretilmekteydi.

Hastalık, ipek böcekçiliğini ve dut ekimini etkiler

İpek böceklerinde ve dut ağaçlarında zaman zaman ortaya çıkan hastalıklar Diyarbakır ipekçiliğini olumsuz yönde etkiler. 1880’lerin başında Diyarbakır’daki dutluklarda hastalıklar ortaya çıktığı gibi ipek böcekçiliğinde de düşüş yaşanır. Bu sebeple bazı dut ağaçları sökülüp yerine başka ürünler ekilince, dut yaprağı sıkıntısı baş göstermeye başlar. Vilayet, bunun önüne geçmek için, dut fidanı ekimini teşvik etmek için kararlar alır.

Dut yetiştiriciliği öşür vergisinden muaf tutulur

1887 tarihinde Diyarbakır eşrafından Pirinçcizade Arif Efendi, aldığı teşviklerle Diyarbakır’ın Garb Nahiyesi’ne bağlı Hashavar ve Çaroğı köylerindeki yüz bir dönümlük arazi üzerine dut fidanları eker ve üç yıl sonra ürün almaya başlar. Tarihi kayıtlarda, 1900 tarihinde Pirinçcizade Arif Efendi tarafından merkeze gönderilen arzuhalde; söz konusu dut bahçelerinin öşür vergisinden muaf tutulması istenir. Maliye Nezareti’nden söz konusu istek üzerine gönderilen cevapta ise Arif Efendi’nin isteği kanuna göre uygun bulunur ve dut bahçeleri öşür vergisinden muaf tutulur.

Gazete aracılığı ile halk bilgilendirilir

1869 tarihinde yayın hayatına başlayan ve Valilik bünyesinde çıkarılan Diyarbakır Vilayet Gazetesi, ipek böcekçiliği yetiştiriciliği ve ipek dokumacılığını teşvik edilmesi için 1900'lü yılların başında yayınlar yapmaya başlar. Söz konusu gazetede yer alan haber ve ilanlarda, ipekçilik, dutçuluk ve böcekhanecilik teşvik edilir ve halk bilgilendirilir. Aynı gazetede ayrıca ipekçilik ve dutçulukta yaşanan çeşitli hastalıkların çözüm yolları konusunda da halk bilinçlendirilir.

İstanbul'dan ipekçilik için yardım istenir

Dut fidanı ekiminde yetkililer tarafından uygulanan destek 1901 tarihinde devam eder ve bunun karşılığı alınır. 1901 tarihinde Diyarbakır Sancağında kırk iki bin kıyye harir kozasının üretildiği ve hepsinin burada işlendiği kayıtlara geçer. 1903 tarihinde ise Diyarbakır ipekçiliğinde görülen kazançlar daha fazla artış gösterir. 1903 tarihinde Diyarbakır Valisi Mehmet Nazım tarafından Maliye Nezareti’ne gönderilen yazıda, vilayet genelinde ipekçiliğin daha fazla gelişebileceği ve bunun için de yardıma ihtiyaçları olduğu belirtilir.

İpek halı dokuyan tezgahlar kurulur

Teşvik edilen ipekçiliği ve ipek dokumacılığı bizzat Vilayet ve İstanbul hükümeti tarafından desteklenir. 1904 tarihinde Diyarbakır Valisi, dört yüz kuruş değerinde olan dört adet halı tezgahını İnas Rüştiye Mektebi talebelerinin eğitimi için imal ettirir. Söz konusu eğitim kurumunun ihtiyacı olan ipek ve yün de yine Valilik tarafından ücretsiz verilir. Ayrıca 1904 tarihinde Diyarbakır’da Birinci Ziraat ve Sanayi Sergisi açılır. Bu sergide emeği geçenler madalya ile ödüllendirilir. O tarihlerde Bursa İpekböcekçiliği Enstitüsü’nden şahadetname ve tasdikname alan öğrenciler arasında Diyarbakırlı öğrenciler de vardır. (Sürecek)

Editör: TE Bilişim