İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) hazırladığı raporlara göre, 2020 yılında yaşanan iş cinayetlerinde 2 bin 427 işçi, 2021’in ilk iki ayında ise en az 337 işçi yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin nedenlerinin altında, işverenlerin gerekli güvenlik koşullarını sağlamaması, ekipmanlarını temin etmemesi ve denetim eksiklikleri kadar, yaşanan her bir ölüm sonrası başlayan hukuksal süreçlerden caydırıcı cezaların çıkmaması yatıyor. 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi gönüllüsü avukat Onur Deniz, yaşanan iş cinayetlerindeki “cezasızlık” politikasını değerlendirdi. Deniz, iş cinayetlerindeki hukuki süreçlerin kağıt üzerindeki gibi işlemediğini öne sürdü.

 ‘İş kazası’ yerine ‘iş cinayeti’

 Öncelikle İSİG Meclisi olarak “iş cinayeti” kavramını kullanmakta neden ısrar ettikleri üzerinde duran Av. Onur Deniz, kullandıkları bu kavramın hukuki literatürde “iş kazası” olarak geçtiğini ifade etti. Kendilerinin “iş cinayeti” kavramını kullanmalarının “kaza” olarak adlandırılan olayların neredeyse tamamının öngörülebilir ve basit önlemlerle önlenebilir olmalarından ileri geldiğini söyleyen Deniz, ancak alınacak basit önlemler işverenler tarafından maliyet hesabı olarak görüldüğünden sadece geçtiğimiz yıl en az 2 bin 427 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini paylaştı.

 İş cinayetleri hukuki olarak ele alındığında birden fazla boyutunun olduğunu dile getiren Deniz, “Öncelikle meydana gelen ölüm olayının cezai açıdan soruşturulması ve olayın meydana gelişinde herhangi bir kimsenin kusur ya da ihmalinin olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Söz konusu ölüm meydana geldiğinde, olay kolluk kuvvetlerine yansıtılmakta ve ilgili savcılık tarafından ihmali/kusuru olanların tespiti ve varsa cezalandırılmaları için kamu adına ceza davası açılmaktadır” diye belirtti.

Deniz, olayın bir diğer boyutunun ise sosyal güvenlik hukuku açısından ölenin yakınlarını ilgilendiren süreç olduğunu ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yürütülen soruşturmayla hayatını kaybeden işçinin ailesine aylık bağlandığını belirtti.

Hukuki süreç

Hukuki sürecin kağıt üzerinde anlatıldığı gibi işlediğinde işçi yakınına yapacak bir şey kalmadığını dile getiren Deniz, sürecin uzun sürmesine rağmen sonunda yasal yollardan sonuç alınabildiğini kaydetti. Ancak yasal süreçlerin çoğu zaman kağıt üzerinde anlatıldığı gibi işlemediğini söyleyen Deniz, şunları ekledi:

“Cezai açıdan ele alırsak, savcılık tarafından yapılan soruşturmada meydana gelen iş cinayetinde herhangi bir kişinin kusur veya ihmalini tespit etmediğinden bahisle sıklıkla ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı veriliyor. Bu durumda işçi yakınlarının verilen karar itiraz etmeleri gerekiyor.”

 ‘İş cinayeti’ tespiti şart

 Av. Deniz,  iş cinayetlerinde sıklıkla karşılaştıkları bir diğer önemli hususun ise SGK tarafından yaşanan olayın “iş cinayeti” olarak tespit etmemesi olduğunu belirtti. Böyle bir durumda işçi yakınlarının genel mahkemelerde meydana gelen olayın bir iş cinayeti olduğunun tespiti için dava açması gerektiğini belirten Deniz, ancak bu tespit davasından sonra, yani meydana gelen olayın bir ‘iş cinayeti’ olduğu tespit edildikten sonra sosyal güvenlik hukuku açısından ve diğer tazminatları talep etmek açısından gereken hukuki süreçlere başvurmanın mümkün olabildiğinin altını çizdi.

 İş cinayetlerinde “cezasızlık” politikasının işlediğini söyleyen Deniz, meydana gelen iş cinayetlerinin nedenleri ve sayılarına bakıldığında bunun net bir şekilde görülebileceğini ifade etti.

İş güvenliği sorumlulukları

 Deniz, işyerindeki iş güvenlik uzmanlarının iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda işverenlere rehberlik yapmakla görevlendirildiğini, bu konudaki eksiklikleri, tedbir ve tavsiyeleri belirleyip işverene bildirdiğini belirtti. Bu tavsiyelerin yerine getirilmesinden ise işverenin sorumlu olduğunu vurgulayan Deniz, “Yasanın düzenlemesine göre iş güvenliği uzmanlarının tespit ettiği eksikliklerin, aciliyet gerektirmesi, tehlikeli olması vs. durumlara rağmen işverence önlem alınmaması durumunda durum derhal Bakanlığa bildirilir. Bu bildirimin yapılmaması ya da ilgili eksikliğin tespit edilip, işverene bildirilmemesi durumunda iş güvenliği uzmanının sorumluluğuna gidilmektedir” dedi. (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim