Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Nisan tarihinde Ramazan ayında tartıştığı eşini apartmanın 3. katından attığı iddia edilen S.E. hakkında soruşturma başlattı.

6. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sanığın “eşi kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 20 yıla hapis istemiyle cezalandırılması talep edildi.

İddianamede, şüphelinin tartışma yaşadığı eşinin boğazını sıkarak bilincini kaybetmesi sonucu kucağına alarak balkondan atması şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle ilgili sevk maddelerince cezalandırılması talep edildi.

Ağır yaralanan ve nisan ayından bu yana hastanede tedavi gören müşteki iki çocuk annesi Ç.E. ise eşinin kendisine sürekli sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını belirtti. O gün bir yaşına giren bebeği için pasta almaya çıktığını dile getiren anne Ç.E., yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı. Ç.E., “Ramazan günü pasta almaya çıktığım sırada S.E.’yi başka bir kadınla oturmuştu. Bende Ramazan günü ayıptır insanların gözü önünde oruçlarınızı yiyorsunuz dedim. O da benim kadınlık gururumu incitecek şeyler söyledi. Bende o sırada çocuklarımı alıp eve geri döndüm. Daha sonra evde iftar sofrasını hazırlarken S.E. kapıyı çaldı. Kapıyı açtığımda çok asabiydi ve neyi olduğunu sordum. O da yine aynı hakaretleri defalarca tekrarladı” dedi.

 “Beni kurtarın”

Psikolojik şiddetten sonra fiziksel şiddet uyguladığını ve ilk olarak sağ gözüne vurduğunu ileri süren Ç.E., “Beni darp ettikten sonra salona koştum ve babamı aradım. Ancak babam telefonuna cevap vermedi. Bende daha sonra 155 polisi aradım, arama kayıtlarım da var. Polise ‘beni kurtarın’ dedim. S.E., polisle konuştuğumu görünce boynumu çevirdi. Daha sonra intihar süsü vermek için 3’üncü kattan aşağı attılar” diye konuştu.

İntihar süsü verilmiş

Hastanenin yoğun bakımında kendine geldiğini ve kendisinin intihar ettiğinin söylendiğini dile getiren Ç.E., asla intihara teşebbüs etmediğini savundu. İntihar etmediğini vurgulayan Ç.E., bilincini kaybettikten sonra eşinin kendisini öldürmek kastıyla aşağıya attığını ve intihar etmiş gibi gösterdiğini ileri sürdü. Eşinden ve ailesinden davacı olduğunu söyleyen Ç.E., adaletin yerini bulmasını istedi.

Çocuğun ifadesi ortaya çıktı

Şüpheli ve müştekinin kızının adli destek uzmanı eşliğinde alınan beyanında, salonda telefonla oynadığı sırada annesiyle babasının tartışmaya başladıklarını aktardı. Annesinin "beni bu evden götürün" şeklinde bağırdığını, babasının da annesini kucağına alarak aşağıya attığını gördüğünü söyleyen kız çocuğu, babasına "baba yapma ben annemi çok seviyorum" dediğini ifade etti.

İddianamede ifadesine yer verilen S.E. ise eşiyle ailevi nedenlerden dolayı sürekli sorun yaşadıklarını, olay günü de kızının doğum günü için pasta almaya gittikleri sırada tartıştıklarını belirtti. İfadesinde eşinin kendisine, polisi aradığını kadın sığınma evine gideceğini söylediğini belirten S.E., tartıştıkları sırada eşinin sinir krizi geçirdiğini, kızını almak için odasına yöneldiğinde balkon kapısının sesini duyduğunu aktardı. Balkona çıktığında ise eşinin yerde yattığını gördüğünü savunan S.E., daha sonra yoldan geçen bir arabayı durdurarak hastaneye götürdüğünü aktardı.

Avukat: “Eşi tarafından atıldığı ortaya çıktı”

Mağdur kadının avukatı Sunay Koç da, 24 Nisan'da gerçekleşen olayla ilgili soruşturmanın ilk etapta intihara teşebbüs olarak açıldığını ifade etti. Müvekkilinin yoğun bakım süreci sonrasında kendine gelmesinin ardından psikologlar eşliğindeki alınan beyanları sayesinde eşi tarafından atıldığının ortaya çıktığını belirten Koç, “Müvekkilin eşinin beyanı alındı daha sonra savcılıkça tutukluluğa sevk edildi. Sanık tutukluğa sevk edildi fakat tutukluluk talebi reddedildi. Savcılığın buna itiraz etmesine rağmen tekrar tutukluluk talebinin reddine karar verildi. Bundan sonra ailenin 5 yaşındaki çocuğu olayı daha da aydınlattı. Çocuk, annesinin babası tarafından atıldığını beyan etti. Bununla beraber iddianame hazırlandı ve ‘eşi kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan dava açıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da davaya müdahil oldu. Davaya dışarıdan müdahil olmak isteyen sivil toplum kuruluşları da var. Olayın takipçisi olacağız” şeklinde konuştu. (İHA)

Editör: TE Bilişim