Aksesuarlar arasında önemli bir yer tutan kemer veya kuşak, öncelikle gereksinim gereği daha sonra süs eşyası olarak kullanılmış. Kemer ve kuşakların birincil işlevi giyilen alt giysi parçasını belde sabitlemekti. Tarihsel süreçte giysiyi belde sabitleme işlevi için kullanılan aksesuarlar üç ana başlık altında toplanabilir: Kemer, kuşak, uçkur.

Franciscan düğümü, Cingulum ve Balteus kemerleri

Roma öncesi medeniyetlerinde kemerin özgün versiyonları vardı. Rahipler genellikle kıyafetlerini bellerine bağladıkları bir kordon veya ip ile tuttursalar da Katolik rahipler kemerlerine üç “Franciscan” düğümüyle karakterize ederlerdi. Bu üç düğüm iffet, yoksulluk ve itaat yeminini temsil ederdi. Askerlerin kılıç veya hançer gibi silahlarını tutturmak için kullandıkları kemerler, ayrıca rütbeyi belirtirdi. Gladyatörlere ait ikili kemer tarzı vardı. Cingulum adı verilen önden sarkan metallerle süslenmiş birkaç deri şeride sahip ilk kemer ile bel çevresine tutturulan ekstra bir hançer de taşınabilirdi. Balteus adı verilen ikinci bir kemer omuza sarılan ve içinde kısa bir kılıçtan oluşurdu. Bu tarz kemerleri askerler ve gladyatörlerin yanı sıra imparatorlar da daha kıymetli tasarımlı olanları giyerlerdi.

Sınıf farkının göstergesi olarak kemer

Ortaçağda, kemer toplumun her kesiminde kullanılmaya başlandı. Kullanılan kemerin yapıldığı malzeme kadar kullanım tarzı da toplumda hangi sınıfa dahil olduğunu göstergesiydi. Üst sınıftakiler, özellikle kadınlar, özel tasarlanmış metal veya deri kemerler takarlardı. Alt sınıftan olanlar, daha basit bir tasarımla para keselerini sabitlediikleri deri kemerler kullanıyorlardı.

Korselere veda

Kemerin bir kadın aksesuarı haline gelişi Rönesans dönemine denk gelir. Kemer kullanımının artmasıyla korselerin kullanımı azaldı. Kadınların giyim tarzı belden bir kemerle sıkıştırılmış daha hafif, yumuşak ve daha kolay malzemelerden kesilmiş tuniklerle değişti.

İnce bel algısının inşası

1800'lü yıllarda, pantolon askısının icadıyla, büyük ölçüde pantolonların yüksek bellerinden dolayı kemerin kullanımını arka plana itti.  Bunun bir istisnası olarak üçgen bir vücudun daha gösterişli olduğu düşüncesiyle subaylar kemerlerini son derece sıkı bir şekilde bağlayarak bellerini ince göstermeye çalışıyorlardı. Dönemin kadınları, öncelikle belini tanımlamaya yardımcı olmak için elbiselerle birlikte yaygın biçimde kemer ve kuşak takmaya başladılar.

“İffet kemeri” ve “bekaret kuşağı”

“İffet kemeri”, cinsel ilişki veya mastürbasyonu önlemek için tasarlanmış kilitler ile çamaşırları sabitleyen kemerlerdi. Bu tür kemerler, “kadınların sadakatini” garanti altına almak amacıyla tasarlanmıştır. Yaygın bir anlatıya göre “iffet kemeri”, Haçlı Seferleri sırasında şövalyeler savaşa gitmeden önce eşlerine takardı. Bir diğer anlatı ise “iffet kemerlerinin” esas kullanıldığı zamanın Ortaçağ'dan ziyade Rönesans olduğu.

Bir de Anadolu coğrafyasında çok ikonik bir eşya olan kırmızı gelin kuşağı var. Yer yer “gayret kemeri” olarak da anılan bu kuşak, Orta Anadolu’da kadınların evliliğinde gelinin “gayretli-kudretli olması”, ailesinin gelişimini sağlaması için gelinlere takılırdı. Bazı kaynaklar, kırmızı rengin tercih edilmesinde Şamanizm etkisi olduğunu dile getirmekte. Öte yandan kırmızı gelin kuşağı bekaret vurgusu taşıması yönüyle güncel eleştirilerin de odağında.

Kürtler ve kemerleri

Kemerler, “Kiras û Fîstan” ve “Şal û Şapik” olarak bilinen Kürtlerin kendilerine özgü geleneksel kıyafetlerinin* vazgeçilmez parçası hatta tamamlayıcı parçasıydı. Kürt erkeklerin geleneksel giysisi “Şal û Şapik” , düz gömleklerle naturel renkli geniş formlu pantolonlar ve gömleklerinin üzerine yelek veya ceket kombininden oluşurdu. Kıyafet, bel çevresine bağlanan büyük bir kemer veya kuşak ile tamamlanır. Beldeki kullanımına ek olarak başın etrafına sarılmış bir kuşak da görmek mümkün. (BİANET)

Editör: TE Bilişim