Güneydoğu Ekspres - Diyarbakır'ın önemli değerlerinden biri olan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sesinin güzelliği nedeniyle ‘Şark Bülbülü’ unvanını verdiği Celal Güzelses, ölümünün 61. yıldönümünde unutuldu. Her yıl Dicle Üniversitesi ve bazı sivil toplum kuruluşunun öncülüğünde düzenlenen anma etkinliğinin bu yıl, ilgisizlik nedeniyle düzenlenmediği öğrenildi. Başta  Ufuk Özel olmak üzere bazı Diyarbakırlı sanatçılar, bu duruma tepki göstererek, onca Diyarbakırlı sanatçı olmasına rağmen, sadece birkaç ismin bu tür anlamalara çağrılmasının ilgisizliğin baş nedeni olduğunu söyledi.

Çayönü’ndeki kazılarda, tarihi geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Diyarbakır, aynı zamanda birçok sanatçı yetiştirmesiyle de biliniyor. Tarihiyle, kültürüyle ve yetiştirdiği değerleriyle dünyada önemli bir yere sahip olan Diyarbakır, maalesef birçok alandaki değerine sahip çıkmıyor veya çıkamıyor.

Bunlardan biri de Celal Güzelses’dir. Besteleri halen birçok sanatçı tarafından okunan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Şark Bülbülü’ unvanı verdiği Celal Güzelses’e yapılan vefasızlık, Diyarbakırlıları hem derinden üzdü, hem de tepkilere neden oldu. Her yıl ölüm yıldönümünde anılan Celal Güzelses, 61. ölüm yıldönümünde unutuldu.

Genel de Dicle Üniversitesi tarafından düzenlenen ve Diyarbakır Musiki ve Müzisyenler Derneği gibi bu alandaki sivil toplum kuruluşlarının destek verdiği anmanın, bu yıl yapıldığı, ancak bir tek sanatçının davet edilmesi ve ilginin olmaması, nedeniyle iptal edildiği öne sürülürken, Diyarbakır kamuoyununun bundan haberinin olmaması tepkileri katladı.

Diyarbakırlılar, bu kentin Valiliği’nden, belediyelerine, üniversitesinden sözde müzik ve tanıtımla ilgili onca sivil toplu kuruluşuna rağmen Celal Güzelses’in, anılmamasını büyük bir ayıp olduğunu ve birçok yere harcanan onca paranın küçük bir bölümünün neden böylesi önemli organizasyonlara harcanmadığını sordu.

Ufuk Özel, isyan etti

Hafta sonu Diyarbakır’da dünyaya mal olmuş Diyarbakırlı büyük değerimiz merhum Celal Güzelsesi anma programı ilgi görmediği için iptal edildi. Diyarbakırlı sanatçı Ufuk Özel, has bir Diyarbakırlı olarak şahsı ve Türkiye'de gerçek bir kitlesi olan hiç bir solistin, Şark Bülbülü olarak anılan Celal Güzelses'i anma programına davet edilmediğini söyledi.

Özel, “Organizasyonu kim ve kimler yaptı bilmiyorum, ama yürekleri sızlatan her yönüyle eksik bir anma programı olduğunu üzülerek ifade etmeliyim. Klibini  Diyarbakır'da çeken, her platformunda kentinin pozitif imajına katkı sunan, biz Diyarbakırlı sanatçılar yerine klibini başka illerde çeken, ayda yılda bir defa ücret karşılığı etkinlikler için Diyarbakır'a giden, birkaç sözüm ona sanatçıyı davet edilmesi ve çok önemli bir üstadımızın, değerimizin böyle sakin bir şekilde anılması biz gerçek Diyarbakırlıları derinden üzmüştür. Bu hatanın bir daha tekrarlanmaması için yetkili makamları biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum" dedi.

Özel, Diyarbakırlıların kendine yapılanı affetiğini, ancak Diyarbakır'a yapılanı asla affetmediğini ve Diyarbakır'a ihanet eden de asla iflah olmadığını sözlerine ekledi.

CELAL GÜZELSES KİMDİR?

Diyarbakır'ın en ünlü halk musikisi sanatçısıdır. Fevzi Efendi’nin torunu, Derviş Halil Efendi’nin oğlu olan Celal Güzelses 1315 (1899) yılında, Diyarbakır’da, Reisoğlu Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir.

Bazı kaynaklarda ve yapılan açıklamalarda doğum tarihi 1900 olarak belirtilmektedir. 13.12.1956 tarihinde Diyarbakır Nüfus Müdürlüğü’nden Celal Güzelses’in aldığı nüfus cüzdanı suretinde doğum tarihi (1315) olarak yazılmıştır. Bu da 1899 yılına tekabül etmektedir.

Rufai tekkesine Şeyh Zeki Efendi’nin müridi olarak devam eder ve “arabana” çalarak tekkedeki tasavvuf musikisi çalışmalarına katılır. Sesinin güzel olması, makamları bilmesi, usullere riayet etmesi ile bu tekkenin sevilen gençleri arasına girer ve Ulu Cami’de müezzinlik yapmaya başlar.

1917 yılında Celal Güzelses, birkaç arkadaşıyla Seman Köşkü’nün (Daha sonraları Gazi Köşkü adını alacak olan köşk) alt kısımlarındaki dutluklarda oturup eğlenirlerken türkü, şarkı, gazel ve hoyratlar okur. Mustafa Kemal Atatürk, “Hanginiz o türküleri okuyordunuz?” diye sorunca Celal Bey, “Ben okuyordum” der. Mustafa Kemal “Senin ismin ne?” diye sorunca Celal Bey “Mehmet Celalettin” der. (Bu buluşmada Mustafa Kemal Atatürk, Celal Güzelses’e Şark Bülbülü unvanını verir) Mustafa Kemal, “Peki burada da okur musun?” deyince Celal Bey de “Evet okurum” diye cevap verir. Askerler Diyarbakır’ın ipli kürsülerinden getirirler ve Celal Güzelses ve arkadaşları bu kürsülere otururlar. Celal Güzelses okumaya başlar. Bir hayli eser okur ve Mustafa Kemal Atatürk, kendisine teşekkür eder ve Celal Güzelses arkadaşları ile beraber Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurundan ayrılarak şehrin yolunu tutar.

Atatürk, Dolmabahçe’de bulunan zevata Celal Güzelses’i tanıtır ve 1917 yılındaki karşılaşmalarını anlatır. Burada Güzelses'i yeniden dinler. Celal Güzelses’in sesinden ve musiki bilgisinden etkilenmiştir.

Celal Güzelses’ten yaklaşık olarak 46 kadar türkü derlenmiştir. Bunlar; Ağlama Yar Ağlama, Bülbülün Kanadı Sarı, Dağlar Dağımdır Benim, Esmerin Ağı Gerek, Mardin Kapı Şen Olur, Nare Esvap Yıkıyor, Vallahi O Yârdir... gibi türkülerdir.

Editör: TE Bilişim