Diyarbakır Dicle Üniversitesi bünyesinde kurulan komisyon, Anadolu Selçuklu Devleti'nin hükümdarlarından ve kazandığı savaşlarla Haçlı hareketini durduran Süleyman Şah'ın oğlu Sultan 1'inci Kılıçarslan'ın Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki mezarı olan Kubbetü's-Sultan'ın yerini tespit için çalışmalarına başladı.

Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Süleyman Şah'ın oğlu, 1107 yılında Habur Çayı'nda boğularak ölen 1'inci Kılıçarslan'ın Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde olduğu bilinen mezarının bulunması için Dicle Üniversitesi bünyesinde bir komisyon kuruldu. Komisyon üyelerinden Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Oktay Bozan, Anadolu'yu yurt yapan, Haçlı ordusuna karşı ciddi anlamda mücadele eden bir aktörün mezar yerinin bulunmasının önemini anlattı.

1071 Malazgirt Zaferi'nden 4 yıl gibi kısa bir sonra Kılıçarslan'ın babası Süleyman Şah öncülüğünde Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurulduğunu anlatan Bozan, Süleyman Şah'ın 1086 tarihinde hayatını kaybetmesinin ardından 1'inci Kılıçarslan'ın, İran'ın İsfahan kentinde 6 yıl kaldıktan sonra Anadolu Seçluklu Devleti'nin 2'nci sultanı olduğunu söyledi. Bozan, Anadolu'yu yurt yapan ve Haçlılara karşı ciddi anlamda mücadele eden Sultan 1'inci Kılıçarslan'ın mezar yerinin bulunmasının ehemmiyetli olduğunu ifade etti.

 “600 bin kişilik haçlı ordusunun önemli bir kısmını tasfiye etti”

Sultan 1'inci Kılıçarslan'ın 1092 tarihinde hükümdar olduğunu anlatan Bozan, 1107 tarihine kadar 15 yıl gibi bir süre içerisinde Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurumsallaşmasında önemli bir aktör olduğunu belirtti. 1'inci Kılıçarslan'ı öne çıkaran en önemli hadiselerden birinin 1095 tarihinde Papa Urban'ın çağrısı üzerine Anadolu'ya gelen Haçlılara karşı verdiği mücadele olduğunu aktaran Bozan, şunları söyledi:

"Ağır zırhlı birliklerden oluşan Haçlı ordularına karşı hafif piyade birlikleri 600 bin kişilik Haçlı ordularının 500 binini tasfiye etti. 1'inci Kılıçarslan, Anadolu'da Haçlılara karşı ciddi bir mücadele verdi. Bu mücadele ile Anadolu Selçuklu Devleti'nin yok olmasını önlenmekle birlikte hem toprakların vatan olması sağlandı hem de Haçlı ordularının korkunç bilançolarını önledi."

Eserinde mezarın silvan'da olduğuna yer vermiş

1'inci Kılıçarslan'ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da iktidar boşluğu nedeniyle bölgeyi yanına almak ve Haçlılara karşı direnç oluşturmak açısından Diyarbakır ve Meyafarkin'e (Silvan) geldiğini söyleyen Bozan, "Bu süreçte Musul'da iktidar kavgası yaşanıyor. Büyük Selçuklular, valiyi görevden alıp, yeni vali atamıştır. Yeni vali Çavlı adında biridir. Çavlı aynı zamanda Suriye Selçuklu hükümdarı ve daha sonra kurulacak olan Artuklu Hükümdarı İlgazi ile birlikte 1'inci Kılıçarslan'a karşı bir blok oluşturacaktır. İki taraf arasında 1107 tarihinde yaz mevsiminde Habur Nehri yakınlarında bir savaş olacak. Bu savaşı Kılıçarslan kaybediyor. Zira 1'inci Kılıçarslan'ın askerlerinin bir kısmı Haçlılara karşı mücadele için görevlendirilmiş. 1'nci Kılıçarslan, savaşta Habur Nehri'ni geçtiği sırada boğuluyor. Boğulduktan sonra Şemsaniye köyünde cesedi bulunuyor. Bu sırada Silvan'da 1'nci Kılıçarslan'ın atabeyi olan Humartaş Süleyman, Kılıçarslan'ın cesedini getirip Silvan'da defnetti. 1107 tarihindeki bu hadise hakkında en fazla bilgi veren Silvanlı 'Meyafarkin ve Amid Tarihi' kitabın yazarı İbnü'l Ezrak'tır. İbnü'l Ezrak, 1'inci Kılıçarslan'ın defnedildiği yerin adının 'Kubbetü's-Sultan' olduğunu dile getiriyor. Daha sonraki süreçlerde Kılıçarslan'ın oğlu Sultan Mesut, 1143 tarihinde iktidara geçtiği zaman babasının mezarını Konya'ya taşımak istiyor. Bunun üzerine Emir Bahaddin'i gönderiyor. Emir Bahaddin, Meyafarkin'de 1'inci Kılıçarslan'ın cesedini çıkarıyor ve Diyarbakır'a getiriyor. Fakat bu sırada gelen haberler Konya'da işlerin karıştığı yöndedir. Konya'da Bizans'ın saldırıları ve isyan girişimleri vardır. Bunun üzerine Emir Bahaddin, sultanın cesedini tekrar Diyarbakır'dan Silvan'a götürüp Kubbetü's-Sultan'a defnedildiğini İbnü'l Ezrak söylüyor. İbnü'l Ezrak, 'Ben yaşarken mezarı buradaydı' demişti. 1'inci Kılıçarslan gibi bir şahsiyetin mezarının tespiti tarihi bir vefa duygusu açısından ve nesillerin inşası açısından çok önemli bir durumdur. Bu konuyu duyarlı olan bir gazeteci Efendi Barutçu, bir kaç yıl önce gündeme getirdi. İlgili birimlere bu konuda bilgi verdi. Bir ay önce Diyarbakır Valimiz Münir Karaloğlu'na da bu konuda bir mektup göndermişti. Sayın Valimiz bu durumu üniversitemizle paylaştı."

“Bu iki noktada gereken incelemeyi yapacağız”

Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Amida Höyük kazı ekibi Başkanı Doç. Dr. İrfan Yıldız, Silvan'da 2 noktada inceleme yapacaklarını belirterek, "Anadolu Seçluklu'nun önemli sultanlarından olan 1'inci Kılıçarslan, Habur Nehri'nde boğulduktan sonra cenazesi eski adıyla Meyafarkin, bugünkü adıyla Silvan'a gömüldüğünü İbnü'l Ezrak'ın verdiği kayıtlarda biliyoruz. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü tarafından kurulan komisyon, 1'inci Kılıçarslan'ın kabrinin yerini tespit etmeye çalışıyor. Özellikle yaşlıların verdiği bilgi üzerinde yola çıkarak iki nokta üzerinde duruyoruz. Her iki mezarlık alanında da 1'inci Kılıçarslan'ın mezarı olduğuna dair bilgiler var. Bu iki noktada gereken incelemeyi yapacağız. Elde edilen bilgiler ve yüzeydeki kalıntılar doğrultusunda bir karar verilmezse ihtiyaç duyulduğunda arkeologlar tarafından kazı çalışması yapılacak. Kılıçarslan'a ait olduğu tespiti nasıl olacak? Genel itibarıyla sultanların işçilik kalitesi açısından mezarı bellidir. Bir de genelde baş ve ayak şahidesi üzerinde yazı olur. Temennimiz baş ve ayak şahidesinde mezarın 1'inci Kılıçarslan'a ait olduğunu dair kitabe çıkarsa işimiz çok kolay olur" dedi. (DHA)

Editör: TE Bilişim