Diyarbakır’da yaşayan D.K. (28) eski eşi M.S.O.’dan (44) şiddet gördüğü ve birçok mağduriyet yaşadığı gerekçesiyle 2017 yılında boşandı. Mahkeme heyeti, çiftin 3 çocuğunun velayetini anneye verdi. D.K., çocuklarının velayeti kendisinde olmasına rağmen eski eşinin çocuklarını kendisine göstermediğini, çocuklara şiddet uyguladığını ve engelli olan çocuklarının gelecek hayatlarından, ilgisiz kalmalarından endişe duyduğunu ileri sürdü. D.K., yaşadıklarından ötürü eski eş için uzaklaştırma kararı aldırdı. Buna karşılık, eski koca da eşine karşılık uzaklaştırma aldırdı. Anne D.K., velayetin kendisinde olduğunu, ikisinin de çocuklardan uzaklaştırılmasının doğru olmadığını iletmesi üzerine eski kocasının kendisi için çıkarttığı uzaklaştırma kararının iptal edildiğini söyledi. Çocuklarının pedagog eşliğinde alınması gerekmesine rağmen kurumların bir şey yapamadığı öne süren anne, eski kocayla şimdiye dek 90’ın üzerinde karşılıklı davaları olduğunu, bunların çoğunu kazandığını, bazılarının düştüğünü ve her devasından eski eş tarafından asılsız şikayetlerden yorulduğunu dile getirdi.

“Kendisinin sabıkası çok kabarık”

2017 yılında kocasından boşandığını aktaran D.K., “Üç çocuğumun da velayeti bana verildi. İki tanesi ağır engelli. Fakat çocuklarımı bana göstermiyor. Mahkeme kararlarına, uzaklaştırma kararlarına rağmen büyük çocuğumu iki yıldır görmüyordum. 12 yaşında, hiçbir şekilde okula göndermiyor. Ve bunları benim aleyhime kullanmaya çalışıyor. 1,5 aydır da ortanca çocuğumu okuldan kaçırdı. Kendisi çalışmıyor. Sırf çocuğum adına bakıcı maaşı almak için çocuğu 1,5 aydır alıkoyuyor. Mahkemeden çocuğa yaklaşmaması için uzaklaştırma kararı çıkarttım. Aynı şekilde kendisi de gidip uzaklaştırma kararı çıkartmış. Bunu öğrenince velayeti bende olan çocuğa yaklaşmamın haksız bir şey olduğunu mahkemeye söyleyerek bu uzaklaştırma kararını iptal ettim. Bu geçersiz belge ile sosyal hizmet merkezlerine, icra dairelerine başvurarak çocuğa karşı uzaklaştırma kararım olduğunu, benim çocuklara yaklaşmamam gerektiğini iddia ederek çocukları teslim etmiyor. Bu yaptığı haksız ve geçersiz bir belge” dedi.

“Aramızdaki dava sayısı 95’i geçmiş durumda”

Eski eşinin sabıkasının çok kabarık olduğunu ifade eden anne D.K., sözlerini şöyle sürdürdü:

“Askerdeyken komutanlarını jiletlediği için psikopat raporu verildiği, kendisi hiçbir şekilde çalışmıyor. Bankaları dolandırdığı için icra borçları oldukça çok. Bir yıl hapis cezası aldı askerlik döneminde. 2014 yılında alt komşumuzu 8 yerinden bıçakladı. Bu hükmün ertelenmesine karar verildi. Daha sonra benim dayımı iki dizinden vurdu. Bununla ilgili cezası var. Dayımın çocuklarına silahlı saldırıda bulundu. Bununla ilgili cezası var. 2018 yılında bana silahlı saldırıda bulundu. Bununla ilgili 6 yıl ceza aldı. Fakat şu an tutuksuz yargılanıyor. 3 yıldır da dosya üst mahkemede. Akabinde benim ortanca oğlumu banka içinde darp etti. Bununla ilgili de hapis cezası aldı. Tüm bunlara rağmen velayet kendisine verilmiyor. 2 yıl içinde 6-7 defadır dava açıyor. Aramızdaki dava sayısı 95’i geçmiş durumda. Çalışmadığı için sürekli bu tür şeylerle uğraşıyor. Ve ben çalışıyorum. İşe gidemiyorum. Sürekli ifadeye çağırıyorlar. Sürekli resmi dairelerde çocuklarımı kurtarmaya çalışıyorum onun elinden.”

“Savcıların müdahale etmesini istiyorum”

Defalarca karakola gittiğini belirten D.K., “Çocuklarımı alıkoyduğunu, çocukların velayeti bende olduğunu, fakat babanın bana teslim etmediğini beyan ettim. Hatta çocuklarımın risk altında olduğunu, psikopat biriyle yaşadığını, çocuklarıma bilerek zarar verip çocuklarımı karakola götürüp annem beni dövüyor diye ifade verdirtmeye çalışıyor. Çocuklara ciddi anlamda psikolojik baskı uyguluyor. Savcıdan alınan talimat şu şekilde deniliyor. Çocukların icra yoluyla pedagog eşliğinde alınması lazım. Defalarca icra dairesine başvurdum. Fakat pedagoglar 8 aydır ödeme alamadıkları gerekçesiyle bir şekilde bahane uydurarak çocuk teslimini gerçekleştirmiyorlar. Bununla ilgili adli destek birimine gittim. Onlar da bir çözüm bulamadı” diye konuştu.

Eski kocasının yaptığının yanına kâr kaldığını düşündüğünü kaydeden D.K., “Tüm kararlar mevcut, icranın gidip çocukları almadığına dair kararlar mevcut, kendim ve çocuklar adına çıkarttığım koruma kararları, onun karıma kararının iptal edildiği, beni sürekli asılsız ihbarlarla şikayet ettiğini, hatta bu asılsız ihbarlarında dolayı hazineye karşı tazminat davası açtım. Onu da kazandım. Çünkü benim işimde onların yüzünden aksıyor. Sürekli ifade vermekten, oraya buraya çağrılmaktan yoruldum” şeklinde konuştu. (İHA)

Editör: TE Bilişim