HABER MERKEZİ

TÜRK-İŞ tarafından 34 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan, bu alanda öncü ve diğer çalışmalara örnek olan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasının Ekim 2021 ayı sonucu, gıda maddeleri fiyatlarında artışın devam ettiğini ortaya koydu. Bu durum, başta ücretli çalışanlar ve emeklileri olmak üzere, geniş bir toplum kesiminin yaşama şartlarını olumsuz etkilemeye devam etti. Ücret gelirlerinde belirli bir artış sağlanmasına karşın yetersiz kalan gelir karşısında çalışanların mağduriyeti devam etti.

Türk-İş Araştırmasının Ekim 2021 ayı sonucuna göre;

*Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 3.093,20 TL,

*Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 10 bin 75 TL,

*Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3 bin 771 TL oldu.

GELİR YOKLU TEMEL NEDEN

Türk-İş'ten yapılan açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi:

Gelir yokluğu veya yetersizliği, hanede yaşanan yoksulluğunun temel nedeni olarak kabul edilmelidir. Artan mal ve hizmet fiyatları karşısında gelir düzeyi yetersiz kalmaktadır. Yetersiz gelir düzeyi, yaşamı sürdürebilmek için zorunlu hale gelen tasarrufun gıda harcamasından yapılmasını da beraberinde getirmektedir.

Diğer bir ifadeyle, yoksullaşma açlık şartlarında yaşama riskine de yol açmaktadır. Bu durumda sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenme değil ‘karnını doyurma’ ön plana çıkmaktadır. Buna rağmen, dar ve sabit gelirli kesimlerin büyük bir bölümünün elde ettiği gelir ağırlıklı olarak temel gıda maddelerine harcanmaktadır. Gıda fiyatlarındaki artışın satın alma gücündeki azalma ile birlikte ele alınması bu yönüyle isabetli bir yaklaşım olacaktır.

2021 yılının ilk gününden itibaren aylık 2.825,90 TL olarak yürürlüğe giren net asgari ücret açlık sınırının altındadır ve her geçen gün aradaki makas açılmaktadır. Asgari ücret ile bir kişinin yaşam maliyeti olan 3.772 TL arasındaki fark bu ay itibariyle 946 TL’ye ulaşmıştır. Olması gereken gelir ile yapılmak gereken harcama arasındaki farkın yılsonunda yeniden belirlenecek asgari ücret tespitiyle kısmen ortadan kaldırılması da sorunu kalıcı olarak çözüme kavuşturmayacaktır. Gelir yetersizliği nedeniyle kullanılan ihtiyaç kredisi ve artan kredi kartı borcu çalışanları içinden çıkılmaz bir batağa sürüklemiştir.

Dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması (mutfak masrafı) geçen aya göre 44 TL, geçen yıla göre 611 TL artmıştır. Yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) ise aylık 144 TL ve yıllık 1.990 TL tutarında artmıştır. Zorunlu ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama tutarı ilk defa bu ay 10 bin TL’yi geçmiştir.

TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim Ekim 2021  itibariyle şu şekilde gelişti:

*Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,45 oranında artış gösterdi.                       

*Yılın ilk on ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 19,43 oranında gerçekleşti.                         

*Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 24,61oldu.       

*Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,95 olarak hesaplandı. 

Türk-İş ile TÜİK tarafından hesaplanan gıda fiyatları endeksindeki aylık değişime bakıldığında, çoğu ülkede yıllık seyreden enflasyon oranının ülkemizde kimi zaman aylık olarak gerçekleştiği de dikkati çekmektedir.

Türk-İş hesaplamasına temel alınan gıda ürünlerinin, doğrudan piyasadan derlenen fiyatlarında Ekim 2021 itibariyle gözlenen değişim -harcama grupları itibariyle- şu şekilde olmuştur:

* Süt, yoğurt, peynir grubunda; fiyatlarda -şimdilik- önemli bir değişiklik görülmedi. Ancak, geçen ay genelde geçerli olan etiket fiyatı bu ay bazı marketlerde promosyonlu olarak yer aldı. Özellikle peynir ürünü, koyun ve keçi diye farklılık taşıyınca fiyatı iki katına kadar yüksek oldu. Örneğin keçi peyniri 90 TL ve koyun peyniri 95 TL olarak dikkati çekti.          

* Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; et fiyatı kıymada, arttı. Aynı şekilde tavuk fiyatında da artış tespit edildi. Sakatat (ciğer, böbrek, yürek) ürünleri fiyatı -kilosu 90 TL’den 100 TL’ye çıkan kuzu ciğeri hariç- değişmedi. Balık bollaşmasına rağmen fiyatı -beklendiği kadar- gerilemedi. Palamut, tanesi 45-55 TL’den tezgâhlarda yer aldı. Yumurta fiyatı genelde aynı kaldı. Bakliyat ürünleri (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) fiyatlarında yine artış görüldü.       

*Yaş sebze-meyve fiyatları bu ay değişken oldu. Mevsim geçişi nedeniyle bazı ürünlerin fiyatı artarken bazı ürünlerin fiyatı da azaldı. Pazarda sıklıkla bulunan ürünler temel alınarak hesaplama yapıldı. Bu yapılırken, fiyatı nispeten yüksek bamya, börülce, yemiş, hünnap gibi ürünler dışarıda tutuldu. Ortalama meyve-sebze kilogram fiyatı bu ay 8,78 TL oldu. Ortalama sebze kilogram fiyatı 8,18 TL’ye ve ortalama kilogram meyve fiyatı da 9,67 TL’ye ulaştı. Bu arada belirtmek gerekir ki; market ve pazardaki meyve-sebze fiyatları arasında yüzde 35-40 oranında bir fark bulunmaktadır.  

Bu ay, 17 sebze ve 12 meyve olmak üzere toplamda temel 29 üründeki fiyat değişimi hesaplamada dikkate alındı. Ürünlerin tek tek ağırlığı yerine harcama sepetindeki meyve-sebzenin toplam miktarından hareket edildi.

* Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; un fiyatında artış görüldü, ancak ekmek fiyatı -henüz-değişmedi. Pirinç, irmik fiyatı ise arttı, makarna ve bulgur fiyatı aynı kaldı.     

Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı, margarin ve zeytinyağı bu aynı kaldı, ancak ayçiçeği yağı fiyatı arttı. Siyah ve yeşil zeytin fiyatındaki artış devam etti. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb.) ürünleri fiyatında ufak ayarlamalar görüldü. Bal fiyatı arttı, şeker, pekmez, reçel fiyatı aynı kaldı, tuz ve salça ise zamlandı. Baharat ürünlerinden (kimyon, nane, karabiber vb.) kimyonun fiyatı yükseldi. Çay fiyatı değişmezken ıhlamur fiyatı arttı.

Konfederasyonumuzca hesaplanan tutarlar ücret düzeyi olmayıp haneye girmesi gereken toplam gelir miktarıdır. Ancak hanede çalışan sayısının sınırlı ve fakat ele geçen ücretin yetersiz olduğu durumlarda, elde edilen gelir birden fazla kişinin geçimini karşılayamamakta, kişi başına “insanca geçim için” yapılması gereken harcama tutarı yetersiz kalmaktadır.

Editör: TE Bilişim