Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi, Çınar ilçesinin Jandarma Karakolu’nda tutulan 39 düzensiz Afgan göçmeni ile ilgili açıklamasında, “düzensiz göçmenlerin; aralarında çocuk, engelli ve geri gönderilmeleri halinde öldürülme tehlikesi olanların olması nedeniyle sınır dışı işlemlerinin ivedilikle durdurulması” gerektiği belirtildi.

Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Mülteci Hakları Komisyonu, 19-25 Eylül tarihleri arasında Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda gözetim altında tutulup, sonrasında sınır dışı edilen 15’i çocuk 39 düzensiz göçmene ilişkin hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısına Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren da kayıldı.

 Hazırladıkları raporu açıklayan Komisyon üyesi Avukat Baver Mızrak, Afganistan’da son süreçte yaşanan gelişmelerin Türkiye’ye doğru süregelen göçleri son aylarda daha da arttığını, fakat göçmenlere dair ulusal ve uluslararası hukukun uygulanmadığını dile getirdi.

 Bu hususta Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda bir gözetim altına tutulan Afganistan ve Pakistan uyruklu 39 düzensiz göçmene ilişkin Komisyon olarak tespit, gözlem ve önerilerinin  yer aldığı bir rapor hazırladıklarını dile getiren Mızrak, 12 ila 30 yaşları arasında bu göçmenlerden 15’inin çocuk, 2’sinin ise görme engelli olduğu bilgisini paylaştı.

 19 Eylül tarihinde yakalanan göçmenlerin 25 Eylül tarihinde sınır dışı edilmeleri için Van iline gönderildiğini söyleyen Mızrak, “Göçmenlerin yakalandıkları tarih itibariyle herhangi bir ifadeleri alınmamış, herhangi bir tebligat yapılmamış, verilecek olan kararlara itiraz başta olmak üzere uluslararası koruma statüsüne başvurma hakları konusunda bilgi verilmemiş, hukuki destek sunulması için avukat görevlendirilmesi yapılmamıştır”  dedi.

 TEMEL İHTİYAÇLAR KARŞILANMADI

 Göçmenlere yeterli battaniye ve hijyen malzemeleri verilmediği, yakalandıkları ilk iki gün günde 1 öğün yemek verildiği, besin ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karşılanmadığını belirten Mızrak,: “Göçmenlerin detaylı sağlık muayeneleri yapılmamış, herhangi bir sağlık kuruluşuna götürülmemişlerdir. İran askerleri ve kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını beyan etmeleri üzerine bazı göçmenlerin vücudunun farklı yerlerinde morartılar, kızarıklıklar ve yaralar olduğu gözlemlenmiştir” diye aktardı.

 İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMALE

 Av. Mızrak, şöyle devam etti:

“Göçmenler, kendi ülkelerinden çıkarken İstanbul’a götürülmeleri için 1000-1500 dolar karşılığında kaçakçılarla anlaştıklarını, yaklaşık 2 ay önce ülkelerinden kaçtıklarını, yaklaşık 1 ay önce Türkiye-İran sınırında hiçbir işlem yapılmadan sınır dışı edildiklerini, sınır dışı edildikten sonra İran askerleri ve oradaki insan kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını, daha sonra tekrar İran üzerinden Türkiye’ye girdikleri, ülkelerinden çıktıktan sonraki tüm yolu yürüyerek geldiklerini, dağlık yollardan geldiklerini ve bu esnadan düşenlerin, yaralananların ve ölenlerin olduğunu, son olarak Diyarbakır İli Çınar İlçesinde askerler tarafından yakalandıkları ifade etmişlerdir.”

 ‘ÇOCUKLARIN SINIR DIŞI EDİLMELERİ YASAK’

 Mızrak, Komisyon olarak ulusal ve uluslararası sözleşmeleri etrafında göçmenlerin sınır dışı edilmesinin yasak olduğu sonucuna vardıklarını da kaydetti. Mızrak, “15’i çocuk ve 2 görme engelli birey hakkında Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 22. Maddesi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun ‘Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar’ başlığıyla düzenlenen 55. Maddesi ve yine aynı kanunun ‘refakatsiz çocuklar ‘ başlığıyla düzenlenen 66. Maddesi, kapsamında çocukların sınır dışı edilemeyeceklerini ve geri gönderilemeyeceklerini net bir şekilde düzenlenmiştir. 

 Görüşme gerçekleştirdiğimiz göçmenlerden çoğu, ailelerinin Taliban tarafından öldürüldüğünü ve Afganistan’a geri gönderilmeleri durumunda kendilerinin de öldürülme veya insanlık dışı muamelelere maruz kalacaklarını belirtmişlerdir. Buna göre Cenevre Sözleşmesi’nin 33. Maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 14. Maddesi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun ‘Geri gönderme yasağı’ başlığıyla düzenlenen 4. Maddesi, ‘Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar’ başlığıyla düzenlenen 55. Maddesi, her türlü özgürlüğü tehdit altında olanların sınır dışı edilemeyeceklerini ve geri gönderilemeyeceklerini net bir şekilde düzenlemektedir” ifadelerini kullandı.

 ÖNERİLER

 Mızrak, göçmenlerin durumuna ilişkin Komisyon olarak önerilerini ise şöyle sıraladı:

“* Rapor konusu düzensiz göçmenlerin; aralarında çocuk, engelli ve geri gönderilmeleri halinde öldürülme tehlikesi olanların olması nedeniyle sınır dışı işlemlerinin ivedilikle durdurulması,

 * Göçmenlerin sınır dışı işlemlerinin durdurulması akabinde uluslararası koruma statülerine başvurularının alınması,

 * Uluslararası koruma statülerine dair başvuruları alınırken aralarında çocukların olması nedeniyle öncelikle çocuğun üstün yararı ilkesinin benimsenmesi ve ivedilikle barınma, sağlık ve temel ihtiyaçlarının; başta Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Aile  ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlarca sağlanması,

 * Göçmenlerin hukuka erişim hakkının sağlanması açısından gerekli alt yapının oluşturulmasına dair çalışmalara ivedilikle başlanması,

 * Göçmenlerin ülkelerine geri dönüşleri için ancak ülkelerindeki barış ortamının sağlanması gerektiği, bunun için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Uluslararası Örgütlerin rol alması, komisyonumuz tarafından önerilmektedir.”

Editör: TE Bilişim