DİYARBAKIR Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Süleyman Dönmez, normalleşme süreciyle birlikte pandemi hastanelerinin normale döndüğünü ve kentte 10'u yoğun bakım olmak üzere 25 Covid-19 hastasının kaldığını belirtti. Dönmez, "Covid hastaları sadece bizde var. Tabi burada kontrollü olmamız gerekiyor. Tedbiri elden bırakmamamız gerekiyor. Hastalarımız gönül rahatlığıyla Covid-19 dışı hizmetler, normal operasyonlar ve poliklinik hizmetleri için gelebilirler. Bu normalleşmeyle birlikte 25 hastamız kaldı. İnşallah bu hastaları da şifa ile taburcu edip bir daha hasta yatırmamayı ümit ediyoruz" dedi.

Türkiye'de koronavirüs risk haritasında düşük riskli iller arasında yer alan Diyarbakır'da, normalleşmeyle birlikte uzun süredir kapalı olan restoran, pastane, kafe ve kıraathane gibi işletmeler yüzde 50 kapasite ile hizmet vermeye başlarken, pandemi hastanesine çevrilen hastaneler de normale döndü. Diyarbakır'ın mavi tabloda yer almasında önemli rol üstlenen sağlık çalışanları, rutin poliklinik hizmetlerine döndü. Yaklaşık 1 yıldır kentin en büyük pandemi hastanesi olarak faaliyet yürüten ve son dönemde yatışı gereken Covid-19 hastalarının yönlendirildiği tek hastane olan Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 10'u yoğun bakım olmak üzere 25 hasta kaldı.

'Normalleşme süreci hastanelerimize de yansıdı'

Başhekim Yardımcısı Dr. Süleyman Dönmez, pandemi sürecinde son 1 yılda aktif olarak görev yapan hastane olduklarını belirterek, "Pandeminin en şiddetli dönemlerini geride bıraktık çok şükür. Şu an yoğun bakımımızda 10, kliniklerimizde 15 olmak üzere toplamda 25 Covid-19 hastası takip ediyoruz. Şehrimizde bildiğiniz gibi bakanlığımızın belirlediği şekilde normalleşme süreci, bu hastanelerimize yansıdı. Covid-19 dışı hizmetlerimizde şuanda hızlanma ve aktifleşme mevcut. Organ nakli birimimiz aktifleşti. Kardiyoloji servisimiz tamamen aktif. Anjiyo ünitemiz tamamen aktif. Diğer branşlarda da aktifleşmemiz devam ediyor. Dicle Üniversitesi'nde pandemi hastanesi olarak faaliyet yürüten Kardiyoloji Hastanesi de aktifleşti. Covid-19 hastaları sadece bizde var" diye konuştu.

Mavi tablonun devamı için maske, sosyal mesafe ve hijyen konusundaki tedbirlere devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Dönmez, "Bu tedbirleri aldığımız sürece inşallah bu şekilde devam edeceğiz. Koronavirüs hastası olan hastalarımızı klinik açısından en üst katta, yoğun bakım açışından da yanık yoğun bakımımızda izole etmekteyiz. Geriye kalan bütün birimler koronavirüs dışı hizmetlere aktif olarak açık. Gönül rahatlığıyla hastalarımız Covid-19 dışı hizmetler, normal operasyonlar ve poliklinik hizmetleri için rahatlıkla gelebilirler. Poliklinik hizmetlerimiz de yakın zamanda aktifleşti. Mart ayı itibarıyla pandemi öncesi döneme yakın bir poliklinik hizmeti vermeye başladık. Randevu sistemlerimiz de aktifleşiyor. Hastalarımız, randevularını alıp gönül rahatlığıyla hastanemize başvurabilirler. Diyarbakır'da pandemi hastanesi olarak bizim dışımızda Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi, Çocuk Hastalıkları Hastanesi de ihtiyaç halinde hastalar yatırıldı. Özel hastaneler de bu konuda destek verdi. Dicle Üniversitesi'nin özellikle Kardiyoloji Hastanesi'nde pandemi hastaları takip edilmişti. Bu normalleşmeyle birlikte 25 hastamız kaldı. İnşallah bu hastaları da şifa ile taburcu edip bir daha hasta yatırmamayı ümit ediyoruz" dedi. 

'Mavi'nin sırrı; düğün ve taziyelerden uzaklaşıldı

Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Covid-19 Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Recep Tekin debölgenin maviye dönmesini düğünlerin azalması ve taziye ziyaretlerinin yoğunlukla yapılmaması olarak değerlendirdi. Tekin, "Halkın tabi ki hassasiyeti de önemli. Geçen yaz vaka sayılarında yaşanan artışla insanlarda oluşan tedirginlik, bize maske, mesafe ve hijyen konusunda ciddiyet göstertti. Buna uyum çok fazla olunca vaka sayılarında düşüş oldu" dedi.

Diyarbakır'da bir dönem koronavirüs vaka sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tekin, "O dönemde neredeyse ilk 3 sıralarında yer alıyordu. Şu an günümüze bakınca Türkiye'de en son sıralarda düşük risk grubundayız. Vaka sayılarımız çok düşük ve bunun tabi ki çeşitli sebepleri var. Geçen yaz geçirdiğimiz vaka sayısı sürü bağışıklığı demesek de en çok fazla kişinin Covid-19'u geçirmiş olması. Bunun yanında alınan tedbirlerin çok fazla katkısı oldu. Özellikle hafta sonu yasakların olması bununla birlikte kafe, alışveriş merkezi gibi alanlarda toplu alanlarda insanların oturamaması. Düğün, taziye gibi toplu etkinliklerden uzaklaşması bunlar da büyük bir katkı sağladı. Halkın tabi ki hassasiyeti de önemli. Geçen yaz vaka sayılarında yaşanan artışla insanlarda oluşan tedirginlik bizi maske, mesafe ve hijyen konusunda ciddiyet gösterdi. Buna uyum çok fazla olunca vaka sayılarında düşüş oldu" dedi.

Aşılama sürecinin de başladığını anlatan Prof. Dr. Tekin, toplu alanlarda kalınmaması uyarısını da sürdürdü. (DHA)

Editör: TE Bilişim