Haber Nermin Zengin

Güneydoğu Ekspres Diyarbakır - 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Hak İnisiyatifi Derneği Diyarbakır Temsilciliği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği ortak bir basın açıklaması yaptı.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun basın metnini okudu. Türkiye’de insan hakları ve demokratik değerlerin ihlal edildiğini öne süren Zeytun, insan, haklarıyla insandır dedi.

 Yaşama, barınma, beslenme, çalışma ve sağlık hakkı en temel insan hakkıdır ifadesinde bulunan Zeytun, “Temel insan haklarının yok sayıldığı bir ortamda nitelikli sağlık hizmeti ve halk sağlığından söz etmek de mümkün olmamaktadır. Barış, demokrasi ve temel insan haklarının var olmadığı bir ortamda sağlık hakkından ve sağlıklı olmaktan da söz edilmemektedir. Türkiye’de insan hakları ve demokratik değerlerin ihlal edilmesinin en önemli nedenlerinden biri Kürt meselesidir. Kürt meselesinin çözümü şiddetle değil, haklar bakımından eşitliği içeren bir sivil demokratikleşme yaklaşımı ile mümkündür. İnsan, haklarıyla insandır” dedi.

Zeytun konuşmasını şu başlıklarla sürdürdü: 

“- Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununda en önemli konu Kürt sorunudur. Bu nedenle çatışma ve şiddet ortamının bir an önce son bulmasını, kalıcı bir çatışmasızlık halinin ve çözüm sürecinin yeniden müzakere edilmesini umuyoruz.

- HDP’li belediyeler yönelik kayyım atamaları, seçmen iradesine yönelik bir müdahale olup anti-demokratiktir ve hukuk dışı bir uygulamadır. Kayyım uygulamalarından derhal vazgeçilmeli ve görevden alınan tüm belediye başkanları ile meclis üyeleri görevlerine iade edilmelidir.

-Devlet, kadına karşı şiddeti ve cinayetleri önlemek için her türlü tedbiri almalıdır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için politikalar üretmelidir. Kadına karşı şiddet uygulayan failler hakkında etkili cezalandırma yoluna gidilmeli ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmedir.

- Çocuk hakları güvence altına alınmalı, çocuğun üstün yararını gözeten ve çocuk cinsel istismarına karşı politikalar üretilmeli, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülükler yerine getirilmelidir.

-Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve anayasaya göre, işkencenin mutlak olarak yasaklandığını buradan bir kez daha hatırlatmak isteriz! İnsanlık dışı yöntemlere derhal son verilmeli, bu yöntemlere başvuranlar görevlerinden alınmalı ve yargı karşısına çıkarılarak cezalandırılmalıdır.

-Bizler insan hakları savunucuları olarak, hayatımızdaki ihlallerin insan eliyle gerçekleştirdiğinden dolayı önlenebilir olduğuna inanıyoruz. Her koşul altında dil, din, ırk, milliyet, cinsiyet, etnik ve kültürel farklılık ayrımı yapmadan, yaşam hakkının kutsal olduğu vurgusunda bulunuyor ve özgürlüklerle dolu, onurlu bir yaşam temenni ediyoruz.”

Editör: TE Bilişim