DİYARBAKIR - İnsanlar tarafından 10 bin yıl önce evcilleştirildiği belirtilen keçiler, mera alanları olarak bölgede genelde yüksek dağları, derin vadileri, uçurumları, sığ ormanlık alanları tercih ediyor. Bölgede özellikle Diyarbakır’ın Kulp ilçesinin kırsal mahalle ve mezraları da keçi besiciliğine uygun. Mahalle ve mezralarda keçi besiciliği ile geçinen yurttaşlar, yılın 6-7 ayını çok yüksek meblağlara tekabül eden yem ve saman gideri olmaksızın keçilerini dağlarda doğal ortamda besliyor. Kış aylarında ise kısmen yem ve saman kısmen de yazın toplanan ot ve ağaç yapraklarıyla beslenen keçiler, diğer hayvanlara nazaran kışın kar örtüsü içinde de rahatlıkla dışarı çıkabiliyor.

 EN İYİSİ İÇİN TIRMANIYORLAR

Keçi besiciliği, her ne kadar bazı yönleriyle avantajları olsa da diğer hayvanlara oranla bakımları daha zor. Süt sağımı ve sütün işlenmesi için keçilerin sayısına göre en az bir berivan ve bir çobana ihtiyaç duyulurken, yüzlerce metrelik dik yamaçlara tırmanan keçilere çobanlık yapmak pek de kolay değil. Bir çoban günde 8-9 saat boyunca en az  20 kilometre yol kat ederken, patika yolların dahi bulunmadığı dağ bayırda keçiler sürekli otun ve ormandaki ağaç yapraklarının en iyisine ulaşmak için çabalıyor.   

Editör: TE Bilişim