CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van’da sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’de 83 milyonun büyük sorunlar yaşadığını, çözüm için herkese görev düştüğünü belirtti. Bütün meselenin toplumu kaynaştırmak olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, farklı düşüncelerin Türkiye’yi büyüttüğünü söyledi.

Halkın hakemliğinin demokraside genel kural olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bizim anayasamızın 5. maddesinde devlet yönetimi ile ilgili temel kurallar vardır. Bir darbe ürünü olduğunu biliyoruz ama içinde pek çok ülkenin anayasalarında da yer alan bazı temel kurallar var bu kurallar önemlidir. Devleti yönetenlerin temel görevlerini belirtirken ‘Cumhuriyet’i ve demokrasiyi koruyacaksınız’ diyor. Devleti yönetenler demokrasiyi koruyor mu? Yoksa var olan demokrasi kırıntılarını bile mi yok ettiler? Seçim Kanunu’na bakalım. Siz sanıyorsunuz ki biz gidiyoruz sandığa milletvekili seçiyoruz. Siz milletvekili falan seçmiyorsunuz. Öyle bir yetkiniz yok, Genel başkanların belirlediği listenin altına mühür basıyorsunuz. Adı milletvekili ama en baştakinin vekili oluyor. Parlamentoda milletvekilleri genel başkanlarının vesayeti altında oluyor. O ne diyorsa elini kaldırıyor indiriyor. Yasama organını bu vesayetten kurtaracağız” dedi.

KAYYIM ATANMASI

Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetiminde belediyelere kayyım atanmasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Burada da kayyum var. Şimdi belediye başkanını belde halkı seçiyor. Belediye başkanını görevden alıyorsun neden belediye meclisi kendi başkanını seçmiyor da kayyum atıyorsunuz? Belediye meclisi kendi başkanını seçer. Güç sahipleri bize ‘ülkede demokrasi var’ diyor ne demokrasisi kardeşim? Kayyum rejiminin olduğu bir sistem içinde demokrasi olmaz. Sadece HDP’li belediyeler değil, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı zorla istifa ettirdiler. Onun da hakkını savundum, Melih Gökçek’in de hakkını savundum. Kim zulme uğruyorsa hakkını savunmak zorundasınız.”

GÜÇ BİRLİĞİ VURGUSU

HDP’li Gergerlioğlu’nun Meclis’te gözaltına alınması ve HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Anayasa maddesi ‘kişinin hak ve hürriyetlerini sınırlayan siyasal, sosyal ve ekonomik engelleri kaldıracaksınız’ diyor. Bırakın hakları büyütmeyi tam tersine büyük sınırlamalar getirdiler. Kişi tweet atacak korkuyor, ‘ya hapse girersem’… Bir milletvekilini abdest almaya fırsat vermeden yaka paça tuttular, götürdüler, sonra hapse attılar. Orta Çağ’da mı yaşıyoruz? Ben isyan ediyorum, itiraz ediyorum. Eminim sizler de ediyorsunuz. Güç birliği olmadığı sürece bu rahatsızlık devam eder. Barış Akademisyenleri, ülkede en güçlü en yetkin insanlar. Biz kalktık bir Barış Bildirisi yayımladılar diye 1000’in üstünde akademisyenin görevine son verdik. Benim gibi düşünmeyen, bizim gibi davranmayan insan için de söylüyoruz. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala neden hapiste? Sırtı kalın olanlar FETÖ’den hepsi dışarıda, askeri öğrenciler hapiste. Bu topluma sözüm olsun. Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde barış akademisyenlerinin tamamını iade edeceğiz. Farklı düşünceden diye bir adam üniversiteden mi atılır? Böyle rezalet mi olur? Buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

KÜRT SORUNU

Kürt sorununu çözeceğini iddia eden Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle bitirdi: “Doğu ve Güneydoğu için Van önemli bir ildir. Olağanüstü güzel bir tabiatı var. Bu bölgeye özel ağırlık getirmek lazım. Özel yasalar çıkmalı, insanlar burada yaşayıp burada geçinmeli. Sen İstanbul’a kanal yapacağına Van var, Şanlıurfa var… Bakın size dağıttığımız beyannamenin 2. maddesinde Kürt sorununun çözümü var. Artık acılara katlanmak zorunda değiliz. Bu konuda her yol önerilmiş. Çözeceğim. Tek istediğim bana güvenmeniz."

Toplantının ardından Kılıçdaroğlu, kentteki esnafları ziyaret etti. (M.A)

Editör: TE Bilişim