Saldırıyı kınayan Bozan, “4 Eylül Cuma günü Sakarya'da fındık bahçesi sahibinin ailece, çalıştırdıkları Mardinli bir aileye, saldırması,  hepimizi çok derinden üzmüş ve gelecek için bizleri ciddi endişeye sevk etmiştir. Bu saldırıyı yapanları şiddetle kınıyorum. Bu mahluklara insan bile demek, İnsanlara hakaret olur” dedi.

Saldırıya ilişkin araştırma yaptıklarını belirten Bozan, “Bu olay sonrası, Mağdur aile memleketine dönmüştür. Biz de hem geçmiş olsun demek ve hem de olayı birinci ağızdan dinlemek için köye gitmek istedik. Ancak jandarmanın köye yabancıların girişine müsaade etmemesi üzerine, bizde saldırıya uğramış aile fertlerine telefonla ulaşarak olayın detaylarını öğrendik. Ayrıca, Saadet Partisi Sakarya İl Başkanımızı arayarak olayın araştırılması konusunda yardımcı olmasını rica ettim ve kendileri de araştırıp bize bilgi paylaşımında bulundu. Her iki taraftan aldığımız bilgi doğrultusunda, olayın ırkçı bir saldırı olmadığı, patronun nezaketsizliği, ahlaksızlığı ve insanlık dışı yaklaşımı sonucu, bireysel bir olay olduğunu tespit ettik” ifadesinde bulundu.

Sakarya tepkisini göstermelidir

Sakarya halkının tepki göstermesi gerektiğini belirten Bozan, “Yargı bu faillere hak ettikleri  cezayı vermelidir. Sakarya halkı, Sakarya Barosu, Sakarya'daki Siyasi Partiler, Kadın Dernekleri ve STK'lar bu olayı lanetlemeli ve faillerin cezalandırılması için gerekli girişim ve takibi yapmalıdır. Ki bu olayın münferit olduğu ve hiç kimse tarafından tasvip edilmediği ortaya konulmuş olsun” dedi.

“Ne yapılmalı?”

 Bozan, saldırıya ilişkin yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“Başta eğitim müfredatı olmak üzere yazılı ve görsel medyada her türlü ırkçı ve milliyetçi söylemler terk edilmelidir. Başta iktidar ve ortağı olmak üzere tüm siyasiler ve medya kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve nefret dilini terk etmelidir. İnsanlar arasındaki adabı muaşeret kuralları ilkokuldan itibaren öğretilmelidir. Mevsimlik işçilerin sorun ve sıkıntıları ile her türlü sosyal hakları devlet tarafından düzenlenmeli ve güvence altına alınmalıdır. İşçiler, patron ve dayıbaşı denilen kişilerin insafına bırakılmamalıdır. Yıllardır hep söylediğimiz, ‘herkesin kendi köyünde ve ilçesinde karnının doyurması’ için üretim ve istihdama yönelik, yaygın ve süratli bir şekilde sanayi yatırımları yapılmalıdır. Tarım ve Hayvancılık tekrar cazip hale getirilmelidir.”

Editör: TE Bilişim