Sedat IRMAK – ÖZEL HABER

DİYARBAKIR - Günümüzün bulaşıcı olmayan fakat en yaygın, en çok korkutan hastalıklarının başında ne yazık ki kanser geliyor. İnsanların korkulu rüyası haline gelen ve kaynağı da net tespit edilemeyen kanser vakaları, insanların yanı sıra hayvanlarda da artış göstermiş vaziyette.

4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla açıklamada bulunan ve ismi bile insanlarda ürpermeye yeten kanser vakaları ile ilgili bölgede çalışmalar yaptıklarını belirten Yeniden Yaşam ve Kanserle Mücadele Derneği Başkanı Şükrü Abay, kapı, kapı dolaşarak insanları kanser konusunda bilgilendirdiklerini söyledi.

“Kanserli hastalar olarak bu derneği kurduk”

Derneklerinin kurma amacını anlatan Yeniden Yaşam ve Kanserle Mücadele Derneği Başkanı Şükrü Abay, “En önemli özelliğimiz formaliteden birileri ile birlikte öylesine değil tamamen halkımıza yarar sağlamak adına ve onları bilgilendirmek için hepimiz kanserli hastalar olarak bu derneği kurduk. Derneğimizin yönetici ve üyeleri birebir kanser hastalarıdır, dolayısıyla bizim gibilerin halinden ancak biz anlarız anlayışıyla yola çıkıp, derneğimizi kurduk. Zaten bizim gibi çalışma yürüten 3 dernek varı, İzmir’de bulunan dernek kapanma aşamasına gelmiş durumda, ekonomik yoksunluklar nedeniyle. Kanseri ve acısını çok iyi tanıdığımız için bu anlamda kendimizi sorumlu hissediyoruz, biz kanseri yenenler olarak Allah bize bu sağlığı bağışladı ise o zaman bizlerinde bir sorumluluğu vardır diyerek yola çıktık” dedi.

“ilk sırayı Akciğer kanseri aldı”

Diyarbakır’da kanser hasta sayısında hızla bir artış yaşandığını belirten Abay, “Diyarbakır’da kanser en çok kadınlarda görülüyor. 2 bin 700’e yakın meme kanseri olan hasta bulunmakta.102 çeşit kanser türü hastalık ise kadınlara rahim yoluyla bulaşıyor. Kentimiz genelinde 7 bin 300 kanser hastası var. Bölgede kanser vakalarının olağanüstü bir boyutta artıyor. Hastanelerin Onkoloji servislerinde çok fazla ölüm vakalarının yaşanması bizleri düşündürüyor. Neden çok ölüm oluyor bunun cevabının bulunması lazım. Diyarbakır bazında yaptığımız araştırma sonucunda ilimizde en ölümcül kanser vakası ve kayıp sayısı oranında ilk sırayı Akciğer kanseri aldı. Akciğer kanserinden birkaç istisnanın dışında neredeyse hastanelere yatan hiçbir arkadaşımız yaşama geri dönmedi” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

“Kanser bulaşıcı bir hastalık değil”

Hastaların kendilerini gizlemelerinden rahatsızlık duyduğunu dile getiren Abay, “Toplum kanser konusunda bilinçli değil, ne yazık ki kanserli hastalarda kendini gizliyor, toplum da kanserli hastalara değişik bakıyor. Senin en yakın arkadaşın olmasına karşın kanser olduğunu duyduğunda araya mesafe koyuyor. Kanser bulaşıcı bir hastalık değil ama toplum bunun bilincinde değil. Kanserli hastaya moral vermek lazım yalnızlaştırmak değil. Kanseri yenmek istiyorsanız kesinlikle moral ve motivasyonunuz yüksek olacak. Spor yapacak ve hareketli olacaksınız. Stressiz ve doğru besleneceksiniz. Bu işin kuralı bu” diye belirtti.

“Kanser hastanesi istiyoruz”

Bu yolda çok zorlandıklarını ve kanserle mücadelenin tek bir dernekle yürütülemeyeceğini belirten Abay, “Mevcut hastanelerin ihtiyacı karşılamada yetersiz, bunun yanı sıra desteğe de ihtiyaç duyuyoruz. Parti ve sivil toplum örgütleriyle beraber yürümek zorundayız. Tam donanımlı bir kanser hastanesi istiyoruz. Araç gereç ve ulaşım anlamında büyük sıkıntı yaşıyoruz. Desteğe ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.

“Para toplayanlar çetedir”

Kanser hastalarını kullanarak kapı kapı dolaşıp yardım bahanesiyle para toplayanların dernekleri ile uzaktan yada yakında bağlantıları bulunmadığını belirten Abay, “Kanseri suistimal ettikleri için aslında bizler de çok şikayetçiyiz. Şirket olarak açılıyorlar ve kanser ismini kullanıyorlar. Bu paranın ne kadarı kanser hastalarına ve kansere gidiyor onu da kimsenin bildiği yok. Ortada yapılan bir şey de yok. Ama çok yoğun bir şekilde ilçelere ve hatta köylere kadar taranarak bu paralar toplanıyor. Vatandaşlarımız bu suistimallere inanmasınlar. Hiçbir dernek kapı kapı dolanıp para toplamaz, ancak çete olanlar bunu yapar. Yani bizim dernek bağış makbuzumuz binamızdan dışarı çıkmaz. Bu ciddi bir hastalığın suistimal edilmesi bizlere çok fazla üzüntü veriyor. Bunlar hiçbir şekilde engellenemiyor ve yaptırım cezası almıyorlar. Kanser hastası olan hiçbir hastaya yardım edilmiyor. Yetkili kurumların özellikle kolluk kuvvetleri ve valiliğin bir an önce bu konuda gereğini yapmasını istiyoruz" diye konuştu.

Meme kanseri akıllı ilaçlarla tedavi ediliyor

Tüm dünyada her 8 kadından birinde görülen meme kanseri, son yıllarda geliştirilen modern tedavi yöntemleri sayesinde erken evre yakalandığında başarıyla tedavi edilebildiğini belirten, Memorial Diyarbakır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. M. Ali Kaplan ise, meme kanserinin tedavisinde uygulanan akıllı ilaçlar hakkında bilgi verdi.

“Kişiye özel tedavi seçenekleri uygulanıyor”

15 yıl öncesine kadar meme kanserli hastalar için klasik kemoterapi ilaçları ve hormon tedavileri dışında seçenek bulunmadığının altını çizen Doç. Dr. M. Ali Kaplan,  “Günümüzde artık daha yeni ve etkin kemoterapi ilaçları, damardan ve ağızdan hap şeklinde alınabilen hedefe yönelik akıllı ilaçlar gibi birçok tedavi seçeneği ile meme kanserinde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Cerrahi öncesi ve sonrasında ya da hastalığın ileri evre dönemlerinde uygulanabilen akıllı ilaçlar hastalar için umut olmaktadır. Meme kanserinin tüm türlerde olduğu gibi tek bir hastalıktan oluşmadığı gerçeği göz önüne alınarak, kişiye özel tedaviler gündeme gelmiştir. Her hastaya özel olarak belirlenen ve uygulanan tedavi seçenekleri, tedavi başarısı artırmakta ve hastanın yaşam konforunu olumsuz etkileyen yan etkileri minimum düzeye indirmektedir” dedi.

Meme kanserinde akıllı ilaç dönemi

Hemen hemen tüm kanser türlerine yönelik akıllı ilaçlar geliştirildiği gibi, meme kanserinde de birçok akıllı ilaç tedavi amaçlı olarak kullanıldığını belirten Doç. Dr. M. Ali Kaplan, “Meme kanseri için kullanıma giren ilk akıllı molekül hücre yüzeyinde bulunan, HER2 adı verilen büyüme sinyallerini algılayan reseptöre karşı geliştirilmiştir. HER2 hastaların yaklaşık yüzde 25’inde pozitif saptandığından bu ilaç yalnızca bu grup hastalarda kullanılır. Son yıllarda aynı reseptör üzerinden etki eden birçok farklı akıllı moleküller de geliştirilmiş ve ülkemizde kullanılmaya başlanmıştır.  Östrojen ve progesteron hormon reseptörleri pozitif olan meme kanseri hastalarına yönelik geliştirilen akıllı ilaçlar da kullanılmaktadır. Uzun süredir kullanılan hormonal tedavilere akıllı ilaçların eklenmesi sayesinde tedavi etkinliğinin büyük oranda arttığı gözlemlenmiştir. Bu akıllı ilaçlardan bazıları da ülkemizde kullanılabilmektedir. Ancak hücre büyümesi ve bölünmesinde etkili bir yolak olan, CDK ve PI3K yolaklarını bloke eden, hormonal tedavi ile birlikte kullanıldığında tedaviye önemli ölçüde katkı sağlayan yeni geliştirilmiş ilaçlar henüz ülkemizde uygulanmamaktadır” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim