Diyarbakır Tabip Odası, çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen ailelerin sayısının son yıllarda artması üzerine Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından geçtiğimiz yıl başlatılan "Aşı candır, hayat kurtarır" kampanyasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Oda binasında yapılan toplantıya Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçiler Sendikası (SES) yönetici de katıldı.

 

Açıklamada konuşan Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeleri Kasım Kanan, halk sağlığını koruyucu aşı politikaları geliştirmenin Sağlık Bakanlığı’nın görevi olduğu üzerinde durdu.

 

‘Toplumsal bağışıklığın sağlanması için önemli’

 

Aşıların tıp alanında kullanılan en güvenli, en etkili tıbbi uygulamalar olduğunu söyleyen Kanan, aşılamanın hastalıklara karşı toplumsal bağışıklığın sağlanması için önemli olduğunu, bu şekilde çeşitli nedenlerle aşılanamayan kişilerin de hastalıklardan korunduğunu vurguladı.

 

Aşılama oranlarının belli düzeylere çıkarılması sonucu çiçek hastalığının yok olduğunu, çocuk felci hastalıklarında ise sona yaklaşıldığına dikkat çeken Kanan, aşılamanın hem bireysel hem de toplumsal bir uygulama olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.

 

Aşıyı red eden aile sayıyı arttı

 

Son yıllarda aşı reddinin toplumda hızla yayıldığı uyarısında bulunan Kanan, şu verileri paylaştı: “2011 yılında çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 183 iken, 2017 yılında bu sayı maalesef 23 bine çıkmıştır. Ne yazık ki, aşıyla önlenebilir hastalıklar sadece aşı yaptırmayan çocukları değil, aşılı olanları da tehdit etmektedir.” 

 

2000’lerde sadece birkaç vakayla karşılaşılan kızamık hastalığında ise 2017 yılında artış yaşandığını paylaşan Kanan, “Türkiye'de 2014'te 572, 2015'te 342, 2016'da 9 vaka görülürken, 2017'de 69 olgu görüldü. 2018'in ilk 9 ayında vaka sayısı 500'ü aşmıştır. En son Antalya’da 9 üniversite öğrencisinin kızamık hastalığına yakalandığı açıklandı. Oldukça etkili olan kızamık aşısı hayat kurtarmaktadır. Bir kişinin aşılanması yaklaşık 9-10 kişiye koruma sağlayabilmektedir. Aşılanma oranlarının yüzde 95 ve üzerinde gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Aşılama karşıtlarının ikna edilememesi durumunda Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda ciddi tehlikeler beklemektedir” uyarısında bulundu.

 

Kanan, bu nedenle sürdürdükleri “Aşı candır, hayat kurtarır" kampanyası ile toplum için koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirmesi hedeflediklerini kaydetti. Kanan, kampanyalarında en büyük görev ve sorumluluğun ise basına düştüğünü belirtti.

 

Sağlık Bakanlığı’na çağrı

 

Halk sağlığını koruyucu aşı politikaları geliştirmenin Sağlık Bakanlığı’nın görevi olduğunu vurgulayan Kanan, “Genişletişmiş Bağışıklama Programı hedeflerine ulaşılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın etkili yollarla sağlık eğitimi vermesi, halkın yaşadığı yerlerde, kabul edilir yollarla bu hizmeti sunması, birinci basamak sağlık örgütlenmesini bu yönde örgütlemesi görevi söz konusudur” dedi.

 

Aşılama konusunda Sağlık Bakanlığı’nı göreve davet eden Kanan, “Sağlık Bakanlığı ve ilgili mercilerin koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında aşılama hizmetlerine talep yaratma, bu talebi karşılama ve sürdürülebilirliği sağlama sorumluluğu vardır. Sağlık Bakanlığı’nın sessizliği, toplumda olumsuz yargıların güçlenmesine neden olmaktadır. Sağlık Bakanlığı, aşı ile ilgili hukuksal süreçlerin çözümü için toplum (kamu) adına taraf olmalı, sorumluluk almalıdır” diye konuştu. (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim