Güneydoğu Ekspres- Selahattin Demirtaş, twitter hesabından şu paylaşımları yaptı: “Merhabalar. Umarım iyisinizdir, biz her zamanki gibi gayet iyiyiz. AYM’nin barış akademisyenleri kararı hukuki açıdan tartışılıyorken, ben de siyasi bir hatırlatmayla katkı sunmuş olayım.

Karara konu olan hendek/barikat operasyonları yapılırken bazı güvenlik birimlerinin aşırı güç kullandığını, sivilleri doğrudan hedef aldığını ben de defalarca söylemiştim. Elbette ki, biz de o suça hem ortak olmamak hem de durdurmak için çok çaba sarf etmiştik.

O dönemde yaşananların arka planını ve iç yüzünü bilmeyenler, güvenlik güçlerinin haksız yere suçlandığını, bu şekilde ‘terör propagandası’ yapıldığını söylemeye devam ediyorlar.

Bakın, bunu söyleyenlerin korumaya çalıştığı, cansiperane bir şekilde savunduğu o operasyonların emirlerini veren komutanlar kimlermiş ve neredelermiş:

* Cizre ve Sur’daki operasyonlarda görev yapan 2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti: 15 Temmuz darbe girişimi ne deniyle tutuklandı.

* 2’nci Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Argun: 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklandı.

* Yüksekova 3’üncü Taktik Piyade Tüman Komutanı Tümgeneral Halil İbrahim Ergin: 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklandı.

* Şemdinli 34’üncü Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Salnur: 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklandı.

* Yüksekova 3’üncü Piyade Tümen Kurmay Başkanı Albay Mehmet Sezgin: 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklandı.

* Şırnak 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar: 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklandı.

* Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan: 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklandı.

* Tuğgeneral Semih Terzi: Şırnak’ta görevliydi. 15 Temmuz darbe girişiminde öldürüldü.

Ayrıca Devlet Bahçeli de durumu çok sonraları fark etmiş olacak ki, bu konuda şöyle bir demeç verme zorunluluğu hissetmişti: ‘GÜNEYDOĞU’da olaylar başlayınca ben hemen oralarda sıkıyönetim ilan edin dedim. Ama sonradan gördüm ki iyi ki benim o sözümü dinlememişler. Çünkü biz orada o gün komutanlar terörle mücadele ediyor diyorduk, meğer darbe planı yapıyorlarmış. Bir de ellerinde sıkıyönetim yetkisi olsaydı facia olabilirdi. Devlet Bahçeli’nin, Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ertuğrul Özkök’e verdiği, 13 Ekim 2018 tarihinde yayımlanan röportaj.’

Bu darbeci askerlerin Meclis'i bombalama ve yüzlerce sivil yurttaşı katletme emirlerini 15 Temmuz’da verdiğine inanıyorsunuz da Sur’da, Cizre’de tek bir sivilin öldürülme emrini vermiş olabileceğine neden inanmıyorsunuz?

Şimdi, AYM kararına karşı imza atan ‘1066 akademisyen’ bu darbeci askerleri ve onların suçlarını savunmuş olmuyor mu? (1071 imza sayısı hedeflenirken ulaşılan 1066 sayısı da, Alparslan’ın Malazgirt’e gelip Kürtlerle ittifak yapmayı henüz aklından geçirmediği bir tarih olmuş.)

Kim bilir, bakarsınız ileride bir gün savcının biri de çıkıp (umarım olmaz) bu 1066 akademisyene, darbecilere destekten soruşturma açıverir. Ama her halükarda tarihin utanç sayfasına yazıldılar bile.

Hala ikna değillerse Taybet İnan, Cemile Çağırga, Sêvê Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar, Aziz Yural ve katledilen onlarca sivil insanı kendilerine hatırlatıyorum.

Hepinize selam ve sevgilerimi gönderiyorum.”

Editör: TE Bilişim