Sedat IRMAK

Diyarbakır’da okulun etrafına beton blok döşenirken vincin devirdiği duvarın altında kalarak yaşamını yitiren 2 çocuktan Faruk Öner’in ailesinin İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı manevi tazminat davası sonuçlandı

 

Diyarbakır'ın merkez Yenişehir ilçesine bağlı Ben u Sen Mahallesi’nde bulunan Turgut Özal İlkokulu’nun etrafına 30 Mart 2016 tarihinde vinç ile beton bloklar yerleştirildiği sırada devrilen duvarın altında kalan Ayaz Özdemir (6) ve Furkan Öner (6) isimli çocuklar hayatlarını kaybetmiş, bir kişi de yaralanmıştı.

 

Olayla ilgili olarak vinç operatörü Aziz Korkmaz, vinç sahibi Mahmut Kazaylek ve taşeron firma Uysal İnşaat Şirketi yetkilisi Faik Kayar’ın “Taksirle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dava, 19 Şubat’ta sonuçlanmış ve sanıklardan vinç operatörü Aziz Korkmaz’a 8 yıl, vinç sahibi Mahmut Kazaylek ve taşeron firma yetkilisi Faik Kayar’a ise 6 yıl 8’şer ay hapis cezaları verilmişti.

 

Mahkeme ayrıca, dönemin Diyarbakır Vali Yardımcısı Remzi Kattaş ve sorumlu diğer Valilik yöneticileri, Komiser Hasan A., Turgut Özal İlköğretim Okulu Müdürü ve nöbetçi öğretmeni, firma sahipleri Ali U. ve Murat U. hakkında suç duyurusunda bulunmasına karar verdi.

 

Mahkemeden çıkan bu kararın ardından yaşamını yitiren çocuklardan Furkan Öner’in ailesinin avukatları aracılığıyla İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı manevi tazminat davasının da sonuçlandığı öğrenildi. Diyarbakır 2’inci İdare Mahkemesi’nde görülen davada, idarenin “hizmet kusuru” olduğuna hükmeden heyet, İçişleri Bakanlığı’nı aileye tazminat ödemeye mahkum etti.

 

“Hizmet kusuru yok“

 Görülen davada Bakanlık avukatları, neden olunan ölümlerde idarenin eyleminden kaynaklı bir hizmet kusurun olmadığını savundu. Davacıların olay ile idarenin eylemi arasında somut bir bağ ortaya koyamadığını ileri süren Bakanlık, asıl sorulu olarak işaret ettiği yüklenici firmalar olan Ali U. inşaat ile ilgili inşaat şirketleri yöneticileri hakkında dava açılması talebinde bulunarak, dosyanın düşürülmesini istedi. Yol açılan ölümlere ilişkin idari sorumlu olarak savunma veren Diyarbakır Valiliği de, idarenin faaliyetleriyle olay arasında herhangi bir bağ bulunmadığı iddiasıyla davanın düşürülmesini talep etti.

 

“Hizmet kusuru var”

 

 Manevi tazminat davasının olayda idarenin “hizmet kusuru” bulunduğu gerekçesiyle açıldığını hatırlatan mahkeme ise, Bilirkişi Heyeti’nin hazırladığı raporla idarenin hizmet kusuru bulunduğunun tespit edilmesi nedeniyle İçişleri Bakanlığı’nı Öner Ailesine 180 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum etti.

 

Mahkeme gerekçeli kararını açıkladı

Hizmeti yürüten idarenin, hukuki sorumluluğunun da irdelenmesi gerektiğini vurgulayan mahkeme, yaşanan olayda idarenin hizmet kusurunu ve tazminatın ödenme gerekçesini şu şekilde açıkladı: “Kamu hizmetinin işleyişi esnasında, idarenin hizmetin işleyişini kontrol etmemesi, gerekli güvenlik önlemlerini almaması, gereken talimatları vermemesi, gözetim ve denetimin yapılmaması, gereken tedbirlerin alınmaması, olası duruma karşı önleyici ve koruyucu önlemlerin alınması görevlerinin yerine getirilmediği anlaşılmakta olup, hizmetin kurulumunda ve işletilmesinde kusur işlendiği sabit olduğundan meydana gelen ölüm olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna varılmaktadır.”

Editör: TE Bilişim