Sedat IRMAK

DİYARBAKIR - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, ifade, örgütlenme, toplantı ve yürüyüş haklarının ihlaline ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi.

 

Basın toplantısında konuşan Şube Başkanı Abdullah Zeytun, hukukun üstünlüğünü esas alan demokratik yönetimlerde düşünce ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı demokratik toplumun en temel değerleri arasında sayıldığını hatırlattı.

 

Zeytun, “Demokrasi ve insan haklarının vazgeçilmezliğine inanan ve bu uğurda büyük riskler alarak mücadele etme kararlığını gösteren halklar, toplumsal kesimler, kurumlar ve kuruluşlar gibi, bir insan hakları örgütü olarak bizler de, bu politikaların yanlışlığını açıklamalarımızla her zaman ifade ettik, etmeye de devam edeceğiz. Ancak temel hak ve özgürlükleri askıya alan, barış çağrılarına kulak tıkayan ve kutuplaştırıcı siyasi söylemlerinin yoğunluk kazandığı siyasal iktidar politikaları; milliyetçi, militarist ve cinsiyetçi bir zeminde sürdürülerek, yanlışta ısrar etmeye devam etmektedir” dedi.

 

“Yürüyüş engellendi”

 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile cezaevlerinde 300'ü aşkın siyasi tutuklunun açlık grevi eylemlerinin çözümüne katkı sunmak amacıyla HDP’li milletvekillerinin çevre illerden Diyarbakır’da bulunan Güven’in evine yürüyüş planladığını hatırlatan Zeytun, yürüyüş ve basın açıklamasının kolluk kuvvetleri tarafından engellendiği, milletvekillerinin ablukaya alındığı ve kendilerine darp ile hakaretlere varan eylemlerde bulunulduğunu söyledi.

 

“Kolluk kuvvetleri suç işlemiştir”

 

Anayasa’nın 34 maddesinde yer alan “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” fiiline işaret eden Zeytun, yine toplantı, yürüyüş ve düşünce özgürlüğüne ilişkin düzenlemelerin yer aldığı İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 3/1 maddesi, Anayasası'nın 25 ve 26. maddelerini hatırlatarak,  dokunulmazlıklarına bakılmaksızın kolluk kuvvetlerinin, milletvekillerine yönelik kötü muamelede bulunarak suç işlediklerini öne sürdü.

 

Güvenlikçi politika ve uygulamalarıyla Kürt sorunu başta olmak üzere tüm toplumsal sorunların çözülemeyeceğini, toplumsal barışın da ancak temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alındığı demokratik hukuk devleti uygulamalarıyla çözülebileceğini belirten Zeytun, toplumun ve milletvekillerinin bu denli baskı altına alınmasını kabul etmeyeceklerini söyledi.

Editör: TE Bilişim