Petrol ve doğalgazda ülkemizin dışa bağımlılığının ortadan kaldırılması için kamu kuruluşumuzdan TPAO’nun kamusal niteliğinin ve yapısının güçlendirilmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha şahit olduk.

Türkiye’nin denizde ve karada yer altı zenginliklerini arama faaliyetleri sonuçlarını vermeye devam ederken bu kez sevindirici haber Diyarbakır'dan geldi.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Batman Bölge Müdürlüğü’nce Diyarbakır ilimizde  sürdürülen çalışmalarda 2 kuyuda petrol bulunduğunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Bismil ilçemizde Akoba-1 kuyusu ile Yenişehir ilçesindeki Yenişehir-1 kuyularından petrol çıkarılması Güneydoğu halkında yeni bir heyecan yarattı. Bu sevinç özellikle Diyarbakır'da görüldü. Akoba-1 kuyusundan günlük 2 bin 800, Yenişehir-1 kuyusundan ise 3 bin varil petrol elde edildiği belirtildi.

TPAO’nun Batman Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanındaki Batman, Diyarbakır, Mardin, Siirt ve Şırnak’ta yaklaşık 70 sondajda 37 bin 500 varil petrol elde ediliyor. Diyarbakır’da yeni keşfedilen kuyularla birlikte bölgede günlük petrol üretiminin 43 bin 300 varile ulaşırken, akılara şu soru geliyor  Güneydoğu yeni petrol üssü mü oluyor.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) Batman Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanındaki Batman, Diyarbakır, Mardin, Siirt ve Şırnak’ta her yıl yeni kuyular açıldığını ve bir çoğundan da sonuç alındığını belirten DOGÜNSİFED Başkanı Özkılıç,  şunları söyledi;  “Sanırım daha önceki yöntemlerin aksine yeni bir yöntemle, yeni tahlillerle bölgemizde kapsamlı petrol araması yapılıyor. Demek oluyor ki bu yeni yöntemde hayli başarı elde ediliyor. Son zamanlarda açılan hiçbir kuyudan eli boş dönülmedi. Bölgede petrolün varlığı bizleri de güçlü kılıyor. Diğer kentlerden çok Diyarbakır’ın adını açılan kuyulardan ve petrol kapasitesi bakımından daha çok işitir olduk. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de petrolün yeni üssü Diyarbakır olabilir. Türkiye için bölge için bilhassa kentimiz Diyarbakır için hayırlı olmasını diliyorum” sözlerini sarf etti.

Değerli DOGÜNSİFED Başkanı Aziz Özkılıç, katılmamak elde değil, çok yerinde ve önemli bir konuya değinmiş,  Çocukluluğumdan beri petrol kuyularına yürütülen çalışmaları merak etmişimdir. Bu merakımı maruz görün abartısız her petrol kuyusu çalışmalarını gördüğümde hep çocukluğumun hayalleri gelir gözlerimin önüne bir gün petrol zengini olabilir miyiz, tarlalarımızda ve arazilerimizde petrol çıkabilir mi? umudumu hep diri tutum. Bu gün gelinen nokta hayallerimin gerçekleşeceği noktasındayız. Her an bizim tarlalarımızda ve arazilerimizde petrol kuyu çalışması olabilme ihtimali yüksek, gazeteciliğin ilk başladığım yıllarda Kozluk ilçesinden Hazro ilçemizde kadar 28 tane petrol kutusu saymıştım o dönemlerde bu çalışmaları gördüğümde çok şaşırmıştım. Bunca zahmetten sonra neden petrol kuyularının üzeri beton ile kapatılıyor diye de bende bir merak uyandırmıştı. Bugün geldiğimiz noktada  durumlar böyle iken, Güneydoğu bölgemizde 40 yıl önce FMC Oil adlı bir İskoç Şirketi 2 Eylül 1979´da Güneydoğu bölgesinde 3 yıl çalışma yürüttü.

3 yıl süren aramalardan sonra petrol bulunmasının ardından çalışmalar, 30 Haziran 1982´de sona erdirildi. Açılan kuyular 4 metre derinliğinde beton dökülerek ve kuyulara civa basılarak kuyular kapatıldı. Önce TPAO, ardından uluslararası şirketler sismik raporlar doğrultusunda Türkiye’nin pek çok yerinde kuyular açtı.

Kulaktan kulağa hep söylenir dururdu da inanmazdık: “Türkiye’de petrol kuyusu açtılar. Petrol çıktı, gözlerimizle gördük ama Türkiye zengin olmasın diye üzerine beton döküp gittiler.” Meğer doğruymuş. Hakikaten petrol çıkan kuyular beton dökülüp kapatılmış.

O günden bu güne yaklaşık 40 yıl geçmesine rağmen bölgede petrol sızıntısı hiç bitmedi. Son zamanlarda Petrol aramalarına ağırlık vermesi bölgemiz açısında büyük önem arz etmektedir. Bununla birlikte bölge halkının da umudu artıyor. Bizlerde temennilerde bulunarak bölgemizin kalkınması ve feraha kavuşmadı umuduz hep diri olmasını istiyoruz. Kalın sağlıcakla