Sizce devlet ne olmalıdır?

Ana mı olmalıdır?

Yoksa baba mı olmalıdır?

Sizi bilmem ama devlet ne ana, ne de baba olmalıdır.

Çünkü analar doğal olarak öncelikle doğurduklarını kayırır kollarlar… Daha sonra erkek çocukları ve de amca ve dayılar gelir.

Babalar ise daha çok erkek çocuklarına bağlıdırlar. Tüm çocuklarını sever gözükseler de erkek çocuklarını tutar sülalesinin devamı olarak görürler. Daha sonra anaları ve kız çocukları gelir…

Bu nedenle devlet ne ana ne de baba olmalıdır. Devlet ülkenin gökyüzünde halkını tarafsız bir gözle izleyen bir teleskop olmalıdır.

Halkına evlatlarım demeli, kayırmacılıktan uzak; haklının yanında, haksızın karşısında olmalı. Ha bir de yalakalardan çok ama çok uzak durmalıdır.

İktidarda kalmak için çabalamak yerine, iktidardan sonra hayırla yad edilecek işler yapmalıdır.

Her şey insanım için demelidir.

Ne yazık ki Türkiye insanı demokrasi hayatında sevgi ve saygıyla yad edebileceği bir iktidara sahip olamadı.

Bu nedenle devlet bir ilk olmak çabası içinde olmalı. Öyle bir düzen kurmalılar ki yüz binlerce korumaya gerek duyulmamalı.

Yüzlerce hapishaneye para harcamak yerine küçük de olsa atölyeler kurmalı. Yüzlerce aile ekmek yiyecek işlere sahip olmalı.

Gerçek devlet;

Ben sen bizi,

Hükümetten yana, muhalefetten yana yerine ülke ve ülke insanından yanayı insanlarının beynine işlemeyi şiar edinmeli.

Örneğin bizim ülkemiz için;

Kadın – Ekek,

Kürt - Türk,

Alevi - Sünni,

Müslüman – Hıristiyan… Demeden;

Bizler insanız ve de insandan yanayız demeli.

Demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği ama her konuda eşitliği, çağdaşlığı, inançlarda serbestliği, eğitimde modernliği, haktan, hukuktan yanalığı insanlarına çok görmemelidir.

Ülke insanına huzuru özletmemeli, devlet dediğin.

Yine iyimserlik hususunda kantarın topuzunu kaçırdım mı dersiniz.

Ne yapayım gönül bu istiyor işte.

İçimden bir ses sen yaz, sen söyle. Sen görmezsen bile torunların görür diyor.

Umuttur işte.

Bizi yaşatan da umut değil midir?

&

Kirveme de birkaç laf edip yazımı sonlandırayım.

Kirveme öğütler;

Kirvem akıllı ol.

Bak Rıfat Ilgaz diyor,

Her saltanatın bir sonu var oğul!..

Buna musalla taşları şahit!..

&

Günün doğru söz:

İstanbul sözleşmesinin iptali; kadınları daha çok

savunmasız bırakır.

&

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.