Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyeleri'ne kayyum atanması ile birlikte bir kez daha demokrasi ve seçmen iradesi tartışılmaya başlandı. 2 dönemdir, insanlar sandık başına gidiyor, oylarını kullanıyor ve seçimden sonra belediye başkanları aynı gün ve aynı saate görevden alınıyor.

İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan açıklamalarda bu kişilerin "terör örgütleri ile iltisaklı kişileri işe aldıkları, şehit ailelerini kovdukları ve örgüte para aktardıkları" şeklinde iddialar var. Peki, bu iddialara ilişkin daha önce neden soruşturmalar açılmadı. Bu kişilere neden bir tek uyarı verilmedi. Ya da bu kişilere ilişkin hazırlanan soruşturmalar tek bir elden mi çıktı?..

Nasıl oluyor da 3 büyükşehir belediyesine de aynı anda kayyum atanabiliyor. Bu kayyum atamalarından sonra bazı HDP'liler sokağa çıkarak yaşanan durumu protesto etti. Protesto eylemlerine yapılan müdahaleler de çok tartışıldı. Örneğin; Van'da zihinsel engeli bir gence yapılan orantısız müdahale kamuoyu tarafından ciddi anlamda tepki ile karşılandı.

İnsanların sokaklarda veya başka yerlerde demokratik haklarını kullanabilmeleri Anayasa tarafından güvence altına alınmış bir haktır. Nasıl ki kayyum atamaları, bir takım anayasa maddeleri gerekçe gösterilerek yapılıyorsa, buna tepkiler de anayasal ve yasal maddeler gerekçe gösterilerek yapılabilir. Bu kadar çok toplumun gerilmesine gerek yok. Son yıllarda zaten yeterince herkes gerildi. HDP'ye yönelik de hem sokakta, hem de sosyal medyada yer yer tepkiler yükseliyor. Bu tepkilerin ortak vurgusu ise sine-i millet oluyor.

Yani bir kısım HDP'liler, HDP'li vekillerin Meclis’ten istifa ederek halkın arasına karışmasını istiyor. Sadece HDP'li vekiller de değil, HDP'nin devlet kurumlarında olan bütün seçilmişlerinin istifa edip tepki göstermeleri isteniyor. Peki, HDP bu konuda ne düşünüyor? Açıkçası HDP'nin ne düşündüğünü hiçbirimiz bilmiyoruz ama çekilmeyi düşünmedikleri kesin.

HDP, çekilsin veya çekilmesin ama kesin başka bir tavır ortaya koyması gerekiyor. Her gün sokağa çıkarak, tencere tava çalarak bir şeylerin çözülemeyeceğini onlar da biliyor. Daha kalıcı demokratik yöntemler denenmelidir. Benim fikrimi sorarsanız, HDP sine-i millete dönmekte çok geç kaldı. Demirtaş'ların tutuklandığı dönemde bu yapılabilseydi çok etkili olabilirdi. Ama şimdi yapılsa bile bir etkisi olmaz. Zaten öyle bir şey yapacaklarını da düşünmüyorum. Bireylerin ekonomik taleplerinden vazgeçmeleri çok zordur.