Kim ne derse desin Diyarbakır’a gelmiş geçmiş en çalışkan ve en iyi niyetli Valisi.

12 Haziran 2020’deki Valiler Kararnamesi’yle bu kente atandı.

Atanır atanmaz da daire amirlerinin önüne koyduğu dosyalara ve tozlu raflardaki raporlara bakmadan bu kentin sorunlarını önce vatandaşa sordu.

Twitter hesabından “Bu kentin öncelikli sorunlarını lütfen yazın” başlıklı bir tag açtı ve kentin sorun ve taleplerine ilişkin gelen paylaşımları not etti.

O notlara tek tek baktı, yeni notlar aldı.

Kurduğu ekiple nokta atışları yapmaya başladı.

Kurumları tek tek ziyaret etti, öncelik bellediği işsizlik sorunlarına karşı “Bir kentin tüten bacaları olmalı” diyerek önceliği işsiz genç nüfusa istihdam yaratmaya ayırdı.

Gittiği her işletmeden yeni yatırım ve istihdam sözü almadan da çıkmıyor.

Çalışkan olmanın yanı sıra bu kentin değerlerine sahip çıkıyor.

Örneğin twitter hesabından “Diyarbakır’ın Bülbülü”, Dengbêj Seyitxanê Boyaxçi için taziye mesajı yayınladı ve bir klam bıraktı askıya…

Dengbêj Evi’ni zaman zaman ziyaret ederek, Meclis’te “anlaşılmayan bir dil” olarak kayda geçen Kürtçe klamları dinlemeye gidiyor…

Bir yandan kenti tanımaya çalışırken, değerlere hassasiyetle yaklaştı.

Belediyenin açtığı Kürtçe dil kursunda ilk öğrenci kaydını yaptı ve ilk dersi aldı.

Bir dönem “Mezopotamya” lafını kullandığı için DGM koridorlarında soruşturmalık olunmasına aldırmadan bu coğrafi terimi sıkça kullandı ve Fuar alanının adı olmasında büyük emeği geçti.

Zaman zaman açılışlarda sosyal hesaplarında Kürtçe “Rojbaş”, “KeremKe” ifadelerini kullanıyor.

Kentin değerlerine sahip çıkan Vali Sayın Münir Karaloğlu, Erbil Valisi’nin “Kürdistan” albümünü aldığı için bir kesim milliyetçilerin hedefi haline getirilmek isteniyor.

Halkla güçlü bağ kuran Vali’yi ne hükümet ne de bu kent, size yedirmez!

İşinize bakın…

Saygılarımla