2020, kuşkusuz ülkemiz, memleketimiz ve tüm cihana iyi gelmedi.

Oysa 2019’dan çıkarken hepimiz “yeni yılda tüm pozitifler bizimle olsun” demiştik.

Ama olmadı…

2020’ye girer girmez Elazığ’daki deprem felaketini yaşadık.

Ardından Van’daki çığ felaketi geldi…

Ülke olarak tüm yürekler bir oldu…

Tam da bunları atlattık derken, Çin’de baş gösteren ve hızla dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs pandemisinin esiri olduk.

Yaşamın her yönüyle, sosyal, ekonomik ve sağlık açısından hiç gündemimizde olmayan, bizi randevusuz yakalayan bir krizle karşı karşıya kaldık.

Yakın tarihte benzeri olmayan bir süreci yaşadık, yaşıyoruz.

Maskeli, sosyal mesafeli, yeni çalışma düzeni ile yaşar olduk.

Sağlığın yaşamımızda ne kadar değerli olduğunu yeniden ve acı bir şekilde keşfettik.

Ailemizden, yakınlarımızdan birçok değerli kişiyi kaybettik.

En acısı ve belki de bizi en çok etkileyen şey ise salgın nedeniyle kaybettiğimiz yakınlarımızı son yolculuklarına uğurlarken görevimizi yerine getiremedik.

Bütün bunlar ruhlarımızda tarifsiz yaralar bıraktı.

Bunun yanında daha önce sıradan olan şeylerin, yakınlarımızın ne kadar değerli olduğunu anladık.

Anneler, oğullar bir araya gelemedi, dedeler, torunlarla kucaklaşamadı, ailece görüşmeler, ziyaretler son buldu, yüz yüze yaptığımız toplantıları yapamadık, çocuklar okullara, arkadaşlarına hasret kaldı.

Pandemi bize unutamayacağımız büyük bir ders verdi.

Sıradan gördüğümüz yaşamımızdaki birçok şeyin aslında ne kadar değerli olduğunu ve bu değeri yeterince anlayamadığımızı acı bir biçimde öğretti.

Yeni yılın 2020’de yaşanılanlardan uzak, tüm olumsuzluklardan ders alarak, herkese önce sağlık daha sonra mutluluk getirmesini diliyorum.

Hepinizin yeni yılını kutluyorum.

Saygılarımla