Bir yıldan fazla gibi zaman kala muhalefetin cumhurbaşkanı adayı açıklama veya açıklayamama gibi sorunu varlığını korumaya devam ediyor. Bütün muhalefetin yer aldığı Millet İttifakının kendi adayını belirleyememesi ya da çeşitli kaygılar kapsamında belirtmek istememesi devleti yönetmeye aday olan ve kendilerine “Demokrasi Bloğu” diyen bir güce yakışmaz, yakışmamaktadır. Seçim tarihi yaklaştıkça Millet İttifakının adayını açıklayamaması ve bu konunun gündemden düşmemesi beraberinde cevabını da dayatmaktadır.
İmamoğlu ve Yavaş “Adayımız Kılıçdaroğlu’dur” Demeleri lazım.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de cumhuriyeti kuran CHP son gelen başkanı olarak Millet İttifakının alternatifsiz ve tek adayı olması doğal olduğu gibi onun demokratik hakkıdır da. İstanbul BBB Ekrem İmamoğlu ile Ankara BBB Mansur Yavaş ile Cumhurbaşkanı Adayı için isimlerinin yan yana telaffuz edilmesi doğru olmadığı gibi adı geçen belediye başkanlarının da anket oyunlarında isimlerinin biraz önde çıkmasına dayanarak genel başkanlarının önünde yer alma hissini kamuoyunda oluşturma çabaları saygı sınırlarını zorlamaktadır. Bu durum CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP tabanına yapılan bir haksızlıktır. Bu başkanların unutmamaları gereken bir durum vardır: Bugün Ankara ve İstanbul gibi şehirlerinin başında seçilerek bulunmaları Kemal Kılıçdaroğlunun demokrasi anlayışının ve siyasi taktiklerinin bir sonucudur. Bu bağlamda Kemal Bey’e ödemeleri gerek bir borçları vardır.
Bu çerçevede ivedilikle İmamoğlu ve Yavaş “Adayımız Kılıçdaroğlu’dur” demeleri lazım. Tıkanan nokta bu anahtarla açılır, aşılır. 
Akşener de “Adayımız Kemal Bey’dir” Demeli
İYİ Parti’ye de Millet İttifakının adayının açıklanması noktasında çok düşmektedir. Bu işe de Akşener’in açıkça yapacağı açıklama ile başlanabilir. CHP’nin verdiği destek ile İYİ Parti TBMM’ye girdiği zaman Meral Akşener şöyle demişti:
“Biz Kemal Bey’in Türk Demokrasisi için yaptığı fedakarlığı unutmayacağız”. Evet işte bugün o fedakarlığı yapmanın zamanı gelmiştir. Meral Hanım da Türk demokrasisinin çıtasının yükseltilmesi açın Millet İttifakının adayının Kemal Kılıçdaroğlu’dur demesi kamuoyunun bir beklentisi olduğu gibi Kemal Bey’in en önemli beklentisi olduğu anlaşılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle Kemal Bey, önümüzdeki seçimde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın rakibi olmak istediği açıktır. Bu isteğine öncelikle Millet İttifakını oluşturan parti genel başkanlarının ve belirtildiği gibi başta İstanbul ve Ankara olmak üzere belediye başkanlarının destek olmaları, kemal Bey ile güçlü bir dayanışma içinde olmaları beklenmektedir.
Bu Seçimde de Aday Olmasa Ne Zaman Olacak?
3 Kasım 2002’den bu yana CHP saflarında aktif siyasetin içinde yer alan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaklaşık 19 yıldır politika yaptığı anlaşılmaktadır. Bu süreçte Kılıçdaroğlu, gelinen noktada politikanın bir çok evresinden geçerek siyasi olgunluğa erişmiş bulunmaktadır. Hali hazırda “Girdiği bütün seçimleri kaybeden lider” olarak nitelenen Kemal Bey, aslında politik süreci ayrıntılarıyla incelendiği zaman Türkiye’de demokratikleşme sürecine artısı ile eksisiyle çeşitli katkılarda bulunduğu ortaya çıkacaktır. AK Parti Genel Başkan Vekili Dengir Mir Fırat ile televizyon ekranında yaptığı başarılı tartışma programının ardından kamuoyu tarafından iyice tanınır hale geldi. Bu tartışmadan sonra tabiri caizse gözden Düşen Mir Fırat, AK Partiden ayrılacak ve daha sonra soluğunu HDP saflarında alacaktı. Bundan sonra Kılıçdaroğlu CHP kurultaylarında hep kazanan lider olarak tarihe geçti. Onun seçim kazanamaması, bir anlamda CHP’nin iktidara karşı negatif muhalefet yapması ve AK Partinin icraatını iyi yapmasına bağlanabilir. Ancak gelinen noktada çok şey değişmiş olabilir. 
Eğer Millet İttifakı Kemal Bey’i Tayip Bey’in rakibini yapmazsa bu, hem muhalefetin ürkekliği hem de iddia edildiği gibi varsa üst aklın kösteği olarak tarihe geçecektir. Kemal Bey de bu bağlamda tarihe geçecektir: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiçi rakibi olamadan siyasi hayatını bitiren bir lider olarak.
Bu argümanların tamamı birlikte düşünüldüğünde belki de muhalefet geniş bir yelpaze olarak tarihe gömülecek!
Türkiye’de demokrasinin hayrına ne olacaksa…
Saygıyla…