HARBİYORUM
Gazeteci/Yazar
recepyilmaz21.blogspot.com
Ülkemin geleceği adına kaygılanıyorum.
Ülkemin insanları adına kaygılanıyorum.
Çocuklarım adına kaygılanıyorum.
Kendim adına kaygılanıyorum.
Niye mi?
Söyleyeyim;
Buradaki doğumlarla birlikte Suriyelilerin nüfusu beş milyonu aştı,
Bu yetmezmiş gibi kim oldukları, neci oldukları bilinmeyen militan görünümlü ve ne hikmetse hepsi de erkek ve de genç, elini kolunu sallayarak.
Her hangi bir kayda geçilmeden,
Hiçbir soruşturmadan geçirilmeden,
İnmişin, cinmisin, hangi ülkenin yurttaşısın diye sorulmadan, dingonun ahırına girer gibi ülkemin sınırlarından içeri giriyor. Bunlar;
Her hangi birkaç ülkenin yetiştirdiği ajan,
Her hangi bir ya da birkaç ülke adına provokatör,
Ya da daha sonra ayaklanmalar ve benzeri işler için yetiştirilmiş kişiler,
Olamazlar mı?
Bu gelenler yani sayıları 20.000’i aşmış Afganlılar.
Herşeyi bir tarafa bırakalım ki asla hafife alınacak bir konu değil ama bir anlık için var sayalım. Peki bu pandemi döneminde zaten yurdumuz büyük bir tehlike altındayken, bu kişileri herhangi bir tedbir alamadan kontrolden geçirmeden yurda kabulüne ne demeli…
Ayrıca bu ülke yeni bir göçü kaldırabileceği bir durumda mıdır?
Ve bu yalnızca bir iç mesele midir?
Yoksa uluslararası bir durumudur?
Soran araştıran var mıdır?
Yıllarca Amerika politikasına hizmet etmiş bu insanları neden Amerika almıyorda biz kucak açıyoruz?
Hangi örgütün militanlarıdır?
Bu soruların yanıtını arayan var mıdır?
İşte bu nedenle kay gı lanı yorum.
&
Bir bakalım kimler ne demiş.
İltica ve Göç Araştırma Merkezi Başkanı Metin Çorabatır son 3 ayda İran üzerinden Türkiye'ye giriş yapan Afganların sayısının 20 bini bulduğunu ve göçmenlerin çoğunun İran'da yaşayanlardan çok doğrudan Afganistan üzerinden geçen yeni göçmen dalgası olduğunu söylüyor.
…
CHP’li Veli Ağababa; Salgın, sel, deprem, yangın fark etmiyor. İktidar ‘Help Türkiye diyor. Cihan devleti olacakken IBAN devleti olduk.
…
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre Mart ayı sonuna dek Türkiye'de UNHCR'a kayıt yaptıran Afgan sığınmacı ve mültecilerin sayısı 169,919.
&
Kulağa hoş gelen sözler
Müslüman ülkelerin acı gerçeği;
Aç bırak itaat etsin,
Cahil bırak biat etsin.
&
Bir söz de benden sel üzerine
Üç beş oy uğruna gösterilen hoş görü ne yazık ki bugün tanık olduğumuz felaketleri yaşamamıza neden oluyor.
Dere kenarlarına, yakınlarına yaşam alanı yapılmasına, binalar inşa edilmesine kesinlikle izin verilmemeli. Kanunen yasaklanmalıdır.
Yandaşa, seçmene, zengin ya da fakire izin vermek, onları aileleri ile birlikte ölüme göndermekten.
Bu denli riskli yerlere yapı ruhsatı verilmemeli. Bu konu da belediyeler vatandaşa oy uğruna kıyak, yapmak yerine kesinlikle yapılandırmaya izin vermemelidir.
Yazıktır, günahtır. Bir anlamda ihanettir.
Doğayı hiçe saydığınızda doğa sizden öcünü bu yıl olmazsa bile sonraki yıl alır. Alıyor. Buna her seferinde tanık oluyoruz ama ne yazık ki ders almıyoruz. Uslanmıyoruz.
Ne diyelim. Geçmiş olsun Türkiyem.
&
YAŞAMAN LAZIM;
MASKE TAK,
MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,
KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.
AŞİ OL!
&
Türkiye Ne Zaman düzelir?
Oy uğruna kıyakçılık yapmaktan vaz geçildiği zaman Türkiye düzelir.
&
Ulu Camiye;
Engelli insanların da girebilmesi için
Rampa yapılmalı...
&
Şimdi de sıra haftanın öğüdünde
Kirveme öğütler
Kirvem;“İnsanın kendine ettiğini, bir köy toplansa edemezmiş.”
&
Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacakları
Geleceğimizi çalmayın.
Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.
Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.
Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.
Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.
Daha da önemlisi,
Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.
Dostça kalın.
