6 Mart haber kanallarına bakarken, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e girmeye ramak kalan Rus saldırılarına karşı Kievlilerin yaptığı direniş noktaları, yakın geçmişimizde binlerce insanımızın ölmesine yol açan 15 şehirde PKK’nın güvenlik güçlerine karşı yaptığı akıl almaz sözüm ona “direniş” hazırlıklarını hatırladım. Fiyasko ile neticelenen o süreç can kaybının yanı sıra trilyonlarca maddi kayba da neden olmuştu.  

Türkiye yakın geçmişinde “Hendek Savaşları” veya “Hendek Çatışmaları” ( 8 Ağustos 2015- 9 Mart 2016) kavramlarıyla tanıştı. Türkiye siyasi tarihinde tartışma konuları olan bu kavramlar, resmi düzeyde ve bir kesim basın-yayın kuruluşlarında “Çukur Siyaseti” olarak adlandırıldı. PKK’nin icadıymış gibi sunulmak istenen bu tarz çatışma biçimi tarihte daha önceleri strateji olarak benimsenmiş ve uygulanmıştır. Tarihte hendek kazıyarak yapılan savaşlara en iyi örnek Hz. Muhammed’in Hendek Savaşıdır.

Yapılan açıklamalara ve yayınlanan görüntülere bakılırsa Kiev’de binleri bulan sivil insanın da belli bir askeri kurstan geçtikten sonra silah altına alınıyor, ardından şehri savunacak olan hazırlıklara katılıyor. Olası bir Rus ordusunun şehre girmesiyle barikat ve diğer hazırlıklar yoğunlaştırılıyor. Yabancı ajanslara açıklamalar yapan Kievliler Rus ordusuna karşı direneceklerini ve şehirlerini savunacaklarını açıklıyorlar.

Hendek savaşlarında veya bu gibi çatışmalarda maddi kaybın yanında insan kaybı da çok oluyor. Yerleşim merkezleri, tabiri caizse, tam bir cehenneme dönüşüyor. Özellikle sivil halk çok zarar görüyor; sağlık, eğitim ve diğer altyapı hizmetleri durma noktasına geliyor. Türkiye deneyimi buna en iyi örnektir. Silvan’dan Sur’a, Silopi’den Varto’ya güneydoğu halkı hendek çatışmalarının sıkıntılarını hala yaşamaktadır. Yanlış bir stratejik kararın ne yazık ki kurbanı sivil halk olmaktadır.

Kiev Halkı Ağır Bedel Ödeyecektir

Şehir savaşlarında, Türkiye deneyimlerinden de biliyoruz, sivil halkın ağır bir bedel ödeyeceği açık. Sadece can kaybının fazla olmasından değil yaşanılan yerleşim yerinin bütün alt yapısı neredeyse yok olmaktadır. Sağlık kuruluşları minimum düzeyde çalış zira bu gibi kuruluşlar da hedef olmaktadır. Bunun yanı sıra eğitimin bütün alt yapısı ağır bir şekilde tahribattan nasibini alır. Okullar genellikle kapanır, öğretim yapılamaz hale gelir. Ve en önemlisi halk yiyecek bulmakta sıkıntılar yaşanır. Bu sebeple zaman zaman yaşam koridorları açılmaktadır sivil yaşam için idamesi için.

Şehir savaşlarında göze çarpan e önemli husus, savaşın kendi yarı alanında kabul edilmesidir. Daha açık bir ifadeyle halk savaşı kendi evinde, avlusunda veya bahçesinde kabullenmiş sayılır. Hal böyle olunca yıkılan ilk, insanın kendi evi olmaktadır.

Asıl Hendek NATO’nun Romatizmine Düşmek

Nasıl ki bu savaşa gelene kadar Rusya Putin liderliğinde stratejisini adım adım uygulayarak hareket ettiyse öbür taraftan Ukrayna Başkanı Zelenski de NATO’nun Romantizmine kapılarak adeta dibi olmayan bir hendeğin içine düşmüştür.

Her ne kadar NATO karşısında bir Varşova Paktı bugün olmasa da elinde nükleer silah bulunduran Rusya bir pakt kadar güçlüdür ve dünyayı hem siyasi hem de askeri açılardan domine edebilecek imkan ve kabiliyete sahiptir. Hal böyle olunca NATO, henüz kendisine üye olmamış bir Ukrayna için klasik anlamda olabilecek bir Üçüncü Dünya Savaşının ortaya çıkmasına izin vermez. Zelenski bu gerçeği görmeliydi ancak bu hesaplamayı yapmaktan uzak bir lider olarak tarihe geçti.

EvetZelenski’nin ülkesi Ukrayna, Putin’in açıkladığına göre askeri altyapısının tamamını yitirmiş durumda. İkinci hendek belki de budur. Asıl hendek ise Rusya’nın istekleri…

Kırım’ın siyasal olarak tanınması ve Ukrayna ordusunun silahsızlandırılması. Rusya açık bir şekilde nükleer güce sahip bir Ukrayna’nın NATO’nun bir parçası olması kendine bir tehdit olarak görüyor ve bunu istemiyor. Önümüzdeki Perşembe her iki ülkenin dışişleri bakanları Antalya’da Dışişleri Bakanı Mevlüd Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde ve garantörlüğünde bir görüşme gerçekleştirecekler. Türkiye için de bir siyasal itibar anlamına gelen bu görüşmeye bütün dünya dikkat kesilmiş durumda. Bir şey çıkar mı bu görüşmeden peki?

Bu sorunun cevabı bizce NATO zelenski’nin kafasını çok karıştırmasa ve Rusya isteklerini biraz küçültürse dünyayı sarabilecek bir umut doğabilir. Aksi taktirde varsa küçük bir umut, o da tükenecek.

Saygıyla…