Diyarbakır, iki haftadır Kırklar Dağı’na yapılacağı söylenen ancak resmen duyurulmayan Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı ile gündemde.

Haberin ilk kaynağı, MHP Diyarbakır İl Başkanlığı’nın resmi twitter hesabından 6 Ocak 2022 tarihinde paylaşılan “Kırklar Dağı’nda Devlet Bahçeli adı verilecek Hatıra Ormanı’na fidan bağışı yapılacağı” ifadesiydi.

Daha sonra yerel basın bunu gündeme getirdi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi “konuyla ilgimiz yok” açıklaması yaptı.

Top şimdi Valilik ve Orman Müdürlüğü’nde.

Ancak onlardan da resmi bir açıklama yok.

Elde MHP İl Başkanlığı’nın attığı tweet var sadece.

Bu söylenti üzerinden Diyarbakır’da kimi STK temsilcileri ve özellikle de HDP, önceki gün Kırklar Dağı’nın yüzyıllardır misafir olan On Gözlü Köprüsü’nden Devlet Bahçeli ismine karşı çıktıklarının net mesajını verdi.

Buraya orman yapılır mı yapılmaz mı, adına Devlet Bahçeli ismi verilip verilmez mi orasını bekleyip göreceğiz.

Hatırlayanlar bilir.

HDP çevresinde, yerel halkta da tepkilere neden olan Kırklar Dağı’nın imara açılması durumu vardı yıllar önce.

Yüksek katlı binalar dikildi, daha sonra devlet eliyle yıkıldı.

Halkın istediği oldu, AK Parti siyasi rakibinin hatasını ilk kez HDP’nin kalesinde düzeltti!

Ancak şöyle bir gerçek var ki Kırklar Dağı, tarihinde bu kadar zulme şahitlik etmedi.

Efsaneyi bilmeyenlere hatırlatalım;

Üzeri tepsi gibi düz olan bu görece alçak dağ, kentin güneybatısında Dicle Nehri kıyısında yer alıyor.

Mervaniler döneminde Diyarbakır hükümdarı Nizamüddevle Nasr tarafından 1065 yılında yaptırılan, On Gözlü Köprü olarak da bilinen Dicle Köprüsü de burada bulunuyor.

Efsane şöyle: Zamanında Kırk Evliya dağdaki mağaralardan birine girmişler, bir daha dışarı çıkmamışlar.

Rivayete göre bu evliyalar halen insanların arasında yaşıyorlar ve her perşembe akşamı toplanıp birer beyaz güvercine dönüşüp mağaraya girerek bir ateş yakıyorlarmış.

Sabaha kadar ibadet edip cuma namazını kıldıktan sonra dağılıyorlarmış.

Yine bir rivayete göre yakın zamanda Diyarbakır’da yaşayan varlıklı Süryani ailelerinden biri, çocukları olmadığı için Kırklar ziyaretine gidip dilekte bulunmuş.

Çiftin bir süre sonra bir kızları olmuş.

Adını Suzi/Suzan koymuşlar.

Annesi kızını her doğum gününde dağa götürür, bir kurban kestirirmiş.

Gel zaman git zaman kızla Müslüman komşuları Adil arasında büyük bir aşk başlamış.

Yine bir doğum gününde Kırklar ziyaretine giden kız, gizlice dağa gelmiş olan Adil ile buluşmuş.

Fakat öfkelenen evliyalar kızı cezalandırmışlar.

Suzi/Suzan geri dönüş yolunda On Gözlü Köprü’den Dicle’ye düşüp ölmüş, Adil de aklını yitirmiş.

Âşıkların ardından bir de türkü yakılmış:

Kırklardağı’nın yüzü

Karanlık sardı düzü

Ben öleydim

Suzan Suzi

Ziyaret çarptı bizi

Köprü altı kapkara

Anne gel beni ara

Saçlarım kumlara batmış

Tarak getir de tara

Köprünün orta gözü

Sular apardı düzü

Ben öleydim

Suzan Suzi

Dicle ayırdı bizi.”

Son sözüm o ki, Kırklar Dağı’nda yanlış yapmayın, çarpılırsınız!

Saygılarımla