Ülke yine ekonomik krizin girdabına girdi.

Döviz, altın her gün yükseliyor; akaryakıttan en temel gıda maddelerine kadar her şey zamlanıyor.

Her sabah biraz daha yoksullaşarak uyanıyoruz bugünlerde.

Memleket ise yine yangın yeri…

Asgari ücretle geçim derdinde olanlar, işsizlikten geleceğini göremeyenler, orta sınıf katmanın yok olmasıyla dibe doğru demir atan memurlar…

Herkes isyan ediyor…

Cebimizdeki para artık saat başı biraz daha eriyor; yaşanılanlara isyan edilmesin de ne yapılsın!

Hal böyle iken en küçük kaosta bit gibi türeyen tipler var bu memlekette.

Bu tiplere 2015 Hendek olaylarında ve 2020 Elazığ depreminde tanıklık yaptık.

Enkazdan eşyasını taşımak isteyenlere fahiş fiyat çeken yük taşımacılarını, konut kiralamak isteyene iki misli bedel çeken emlakçı ve mülk sahiplerini de gördük.

Şimdi yine kriz yine fırsatçılar iş başında.

Bu kez öyle böyle değil.

Bir evin en temel ihtiyacı olan ekmeğin ham maddesi buğdaya ve una bile göz dikmiş bu pervazsızlar.

Öyle bir ortam oluşmuş kimi marketler istihdam alanı açmış.

Zamlı etiketler için eleman alımları başlamış!..

Saat başı oynayan dövizdeki dalgalanmayı fırsat bilenler un stoku yapmaya başlamış.

Deposunu doldurmak isteyen akaryakıt istasyonları benzin, mazotu sınırlı veriyor.

Hal böyle olunca un karaborsaya düştü, benzin istasyonları önünde kuyruklar oluşmaya başladı.

20 gün önce 2.5 TL olan ekmek şu an 3.5 TL.

Unun çuvalı 170 TL’den 300 TL’ye çıkmış.

Fahiş fiyat çekenlere Allah gözünüzü doyursun diyorum.

Saygılarımla