'Havuçsever Tarlası' ve yetişkinler için kaleme aldığı ilk romanı 'Huzur Bahçesi' kitaplarıyla kendinden söz ettiren genç yazar Ceyda Kurt Sarı, yazar olma aşkının ilk nereden başladığını ve bugünlere nasıl geldiğini gazetemize anlattı.

Yazmanın çocukluk yaşlarından beri hayâli olduğunu belirten Ceyda Kurt Sarı, şunları söyledi:

Sizi tanıyalım?

Ben Ceyda Kurt Sarı. Bursalıyım. Okul Öncesi Öğretmeniyim. Şu an Bursa’da bir ilköğretim okulunda müdür yardımcılığı görevimi sürdürmekteyim. Anadolu üniversitesinden Okul Öncesi Öğretmenliğinden mezunum. İstanbul üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünü ikinci üniversite olarak okuyorum.

Bu güne kadar kaç öykü, deneme, hikâye, roman kaleme aldınız?

Yayımlanmış bir romanım ve çocuk hikâyem bulunmaktadır. Onların haricinde yayımlanmayı bekleyen birçok çocuk hikâyem mevcuttur.

Yazı tarzını nasıl oluşturdunuz?

Özellikle bir tarz oluşturmak için uğraşmadım. İçimden gelenler kaleme döküldü sadece. Bu yazım şeklini de okuduğumuz kitaplar, günlük kullandığımız dil, kendimizi ifade ediş şeklimiz belirliyor bence.

Okuduğunuz ilk hikâye, roman öykü yazarı kimdi?

Ömer Seyfettin’in “Kaşağı” hikâyesi ilk hatırladığım hikâyelerden. Daha önce mutlaka okuduğum hikâyeler vardır ama beni en çok etkileyen hikâye bu demek ki, bunu hatırlıyorum.

En çok okuduğunuz kitap türleri neler?

Dünya Klasikleri ve Türk Klasikleri.

Okuduğunuz ilk kitaptan söz etmişken o kitap hala arşivinizde durur mu?

Okuduğum kitap muhtemelen okuldan aldığım bir eserdi. O yüzden bende yok ama aynı eserden alıp kitaplığıma koydum.

Bu güne kadar kaç kitap yayınladınız?

İki tane yayımlanmış kitabım var. Çocuk kitabım “Havuçsever Tarlası”,  romanım ise “Huzur Bahçesi” ismiyle okurlarıyla buluştu.

Hatırladığınız ilk yazı anınız nedir?

Ortaokulda yazdığım bir yazı vardı. Öğretmenim beğenmişti. Okuldaki yarışmada kaçıncı olduğumu hatırlamıyorum ama tüm okulun önünde alkışlanmıştım ve pastel boya hediye etmişlerdi.

Dünya klasiklerinden etkilendiğiniz eserler?

“Fareler ve İnsanlar” okuduğum ilk klasiktir; o yüzden yeri ayrıdır. “Sefiller” romanı ise en sevdiğim ve etkilendiğim klasiktir.  “JaneEyre” klasiğinde ise güçlü kadın karakter beni çok etkilemişti. “Huzur Bahçesi” kitabımdaki başkarakterim de Janegibi güçlü bir kadın karakterdir.

Türk klasiklerinden etkilendiğiniz eserler?

Klasiklerin hepsinin yeri ayrıdır hepsi çok güzeldir. Ama içlerinden seçmek gerekirse “Mai ve Siyah” eserinin yeri ayrıdır. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” ve  “Kürk Mantolu Madonna” çok severek okuduğum eserlerdir. 

Edebiyatla uğraşan gençlere önerileriniz neler?

Çok okusunlar, okuduklarını kendi içlerinde yorumlasınlar, arkadaşları ile okudukları kitap hakkında sohbet etsinler. Okuduğunuz kitap hakkında bir arkadaşınızla sohbet etmek çok özel bir duygudur. Her gün kendilerine günlük okuma sayfa sayısı koysunlar; belirledikleri sayfa kadar okumaya gayret etsinler. Zamanla okuyamadıkları gün olduğunda kendilerini rahatsız hissetmeye başlayacaklardır.

Farklı türlerde okumaya gayret etsinler. Ben mesela bir klasik okuduysam sonra psikolojik roman okuyorum sonra daha güncel bir tercih yapıyorum. Böyle farklı çeşitlerde okuduğum zaman daha heyecanla okuduğumu fark ettim.

Kitap çeşitliğini önerebilirim ama bu bir tercihtir tabii ki. Kimisi sadece macera okumayı seviyordur.

Editör: TE Bilişim