Diyarbakır’ın Sur ilçesinde geçtiğimiz yıl kurulan Dicle Kültür ve Sanat Derneği, 5 aylık online kursların ardından Mayıs ayında yüz yüze kurs çalışmalarına başlayacak. Dernek, salgın süresince gitar, erbane, tiyatro ve fotoğraf kurslarına ara verirken, müzik, resim derslerini online olarak kursiyerlere sundu.

 Derneğin müzik eğitmeni Ömer Baran, dernek çalışmalarını ve sanatın toplumdaki yerini anlattı.

 Müziğin bir tutku olduğuna değinen Baran, kendi yaşamından bazı örnekler verdi. Henüz 8 yaşındayken zor şartlar altında müzikle tanışan Baran, “Yolda yürürken yırtılmış bir dolar buldum ve bantla yapıştırıp gidip flüt aldım. Daha sonra karda kışta 3-4 km yol gidip müzik öğrenmeye çalışıyordum” diye belirtti.

Dernekle tanıştıktan sonra Kürt müziğini tanıdığını sözlerine ekleyen Baran, “Aslında yapmam gereken şeyin bu olduğunu gördüm. Daha önce farklı alanlarla uğraşıyordum. Çok yerde çalıştım ama burası ayrı. Kürt müziği aşktır. Sadece çalınmaz, üretim de vardır. Kürt müziğini öğrendikten sonra müzisyen olduğumu anladım.  Sanatçı sadece müzik yapmaz halka mal eder” dedi.

 Yaklaşık 8 yıldır ses ve enstürüman eğitimi veren Baran,  12 kişilik kadroyla aralıksız çalışmalarını yürüttüklerini ve yeni stranlar ürettiklerini aktardı.

  “Piyasa zihniyetiyle” sanata bakmadıklarına dikkati çeken Baran, “Bizim kültür çalışmalarımız farklı. Müziği ekonomiye dökerseniz müzisyen olamazsınız. Bizim bir farkındalığımızın olması gerekiyor. Her zaman şu fikirdeyim ve öğrencilerimle de paylaşırım bu fikri, ‘Sanat satılamaz’. Çünkü sanatı ekonomiye döktüğünüz zaman üretim yapamazsınız” şeklinde konuştu.

Pandemi süresince sanat emekçilerinin zor bir süreç geçirdiğini belirten Baran, “Tabi ki pandemide ekonomik sıkıntılar oldu, bizim de oldu ama intiharı düşünmemeliyiz. Bu süreçte insanlar işlerinden oldu, baya bir zorluk çektiler. Müzisyenlerde günübirlik çalışan insanlar olduğu için bu durumdan en çok etkilenenlerin başında geldi ve çok sayıda intihar vakaları yaşandı. Zor bir süreç” diyerek zorluklara rağmen mücadelenin seçilmesi gerektiğini söyledi.

 ‘Her evde bir enstürüman olmalı’

 Müziğin ve sanatın çocukların gelişmesinde çok önemli bir yerde olduğunu vurgulayan Baran, “Her evde bir enstrüman olmalı. Çünkü çocukları sosyalleştiriyor ve kötü şeylerden uzaklaştırıyor. Zihinleri daha çok açılıyor. Örneğin bir piyano çalıyorsun, beynini beşe bölüyorsun. Ayağını, sağ ve sol elini kullanıyorsun, beynin iki tarafını da kullanıyorsun.  Müzikle uğraşan insanlar özeldir. Eğer her evde bir enstrüman olsaydı insanların hepsi sanatı sevmiş, değer vermiş olacaktı. Topluma daha güzel şeyler kazandırabilirdik” şeklinde konuştu.

Sanatı toplum için yaptıklarını ve topluma yeni sanat emekçisi kazandırmayı amaçladıklarını aktaran Baran, “Biz topluma müzisyen ve müzik eğitmeni kazandırmak istiyoruz. Sadece 6 ay gelip de öğrencilerimizi göndermiyoruz, eğitmen olma imkanı veriyoruz. Ekonomik boyutu düşünmüyoruz önemli olan insanlara bir şey katabilmek. O bizi daha çok mutlu ediyor” diyerek kurslara katılım çağrısında bulundu.

Dernekte, 13 Nisan itibariyle başlayan kurs (gitar, erbane, tiyatro, fotoğraf, müzik ve resim) başvuruları, 13 Mayıs’a kadar sürecek. Yeni bir düzenleme çıkmaz ise 20 Mayıs'ta kurslar başlayacak. (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim