Siyaset gündemi önümüzdeki seçimler için yapılan tartışmalarla iyice ısınmış durumda. Cumhur ve Millet ittifakının kurmay ve propagandistleri birbirinden hararetli tavırlarla 2023 seçimlerini tartışmaya devam ediyorlar. Seçime az bir süre kala konunun daha da ısınacağını hatta taraflar arasında bununla bağlantılı olarak gerilimin yükseleceğini ileri sürebiliriz.

Son dönemlerde Millet ittifakındaHDP’nin bulunduğu konum üzerinde tartışmalar ve atışmalar iyice artmışa benziyor.  Bu harareti yüksek tartışmalardan biri de geçen gün yaşandı. Pekibu noktaya nasıl gelindi, kısaca hatırlayalım.

Eski CHP Milletvekili Dursun Çiçek, HDP’lilere bakanlık vaad edilmesi halinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci turda bu partinin Millet İttifakı’nın adayına oy vereceğini söyledi. Çiçek, katıldığı bir televizyon programında, “İkinci turda HDP seçmeni Millet İttifakı’nın adayına oy verecek. Teröre bulaşmamış sicili temiz yüzlerce HDP üyesi var. PKK’yı reddeden Türkiye’de geleceğini gören insanlar var yani. Onlardan da hükumette bakan olabilir. CHP’lilerin de İYİ Partililerin de tercih edebileceği sicili temiz PKK ile bağlantısı olmayan bir iki bakan vaad edilebilir. İkinci tur için söylüyorum. İkinci turda HDP seçmeni hiçbir fire vermeden Millet İttifakı’nın adayına oy verebilir” diye açıklama yapmıştı.

Özetle Dursun Çiçek’in sözleri böyle. Bu sözlere tepki de destek de geldi.

Dursun Çiçek’e sıcağı sıcağına destek CHP’nim ağır toplarından Gürsel Tekin’den geldi. Tekin “HDP’ye neden bir-iki bakan verilmesin?” şeklinde açıklama yapmıştı.

Çiçek’in açıklamaları iktidar tarafında hemen yankılandı ve tepkiler peş peşe gelmeye başlarken, stüdyodakiler de kendileri açısından durumun vahametini ortaya koyan açıklamalarda bulundu. Cumhur İttifakı bileşenlerinden gelen tepkileri bir kenara koyalım ve Dursun Çiçek’in açıklamalarını biraz da analiz etmekte fayda görüyoruz.

Öncelikle şu tespiti yapmamız gerekir ki, HDP Kürtlerin çoğunluğundan oy alıyor ve seçimlerde kilit rol oynuyor. Yüzde 10 gibi hatırı sayılır, adayların kaderini etkileyen bir oya sahip HDP. Kürtler de HDP’yi kendi temsilcisi olarak gördüğü için ona oy veriyor; HDP de zaten Kürtleri temsil ettiğini açıklıyor her fırsatta. Dursun Çiçek’in açıklamaları bu noktada Kürtlere hakaret içeren cinsten. Nasıl mı? Bakalım o zaman.

Bir defa HDP, PKK’yi “terör” örgütü olarak görmüyor ve bu konuda bugüne kadar hiçbir HDP kurmayı böyle bir açıklamada bulunmamıştır. Çiçek diyor ki “Teröre bulaşmamış sicili temiz yüzlerce HDP üyesi var. PKK’yı reddeden Türkiye’de geleceğini gören insanlar var yani”. Bu açıklamadan PKK’nin “terör” örgütü olduğu hatta yüzlerce HDP’linin de “teröre” bulaşmış olduğu sonucu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Dursun Çiçek, HDP’yi ikiye Bölmüş Durumda: Teröre Bulaşmış ve Teröre Bulaşmamış Olanlar

Dursun Çiçek’in açıklamalarına bakılırsa HDP iki boyutlu bir siyasi partidir. Teröre bulaşmış olanlar ile teröre bulaşmamış olanlar olarak iki taraf olduğu anlaşılmaktadır. Sormak gerekiyor Çiçek’e: Peki teröre bulaşmışlar kim bulaşmamışlar kim? Mesela HDP genel merkezinde de bu anlamda iki gruptan söz edilebilir mi?

Diyelim ki, Çiçek’in önerisi HDP tarafından makul bulundu ve HDP bakanlık yapabilecek iki isim verdi. İşte asıl vahamet bundan sonra ortaya çıkacak. Bu iki ismin dışında kalan genel merkez yöneticilerinden kimler ve kaç kişi teröre bulaşmış durumda sorusu sorulmalıdır.

Çiçek diyor ki, “. CHP’lilerin de İYİ Partililerin de tercih edebileceği sicili temiz PKK ile bağlantısı olmayan bir iki bakan vaad edilebilir”. HDP genel merkezinin de seçmenlerinin de tepki göstermesi gereken en önemli nokta budur. Sicili temiz iki isim verildikten sonra kalanların sicili “kirli” mi acaba? Bunların PKK ile bağlantısı olmayacaksa geride kalanların PKK ile bağlantısı mı var Sayın Çiçek? Sicili temiz olanları alıyorsunuz da ikinci turda sicili “bozuk” seçmenler CHP ve İYİ Parti adayına nasıl oy verecek? Hiç mi mantık olmayacak bu seçmende? Siz Kürt oylarını nasıl kıymetlendiriyorsunuz beyler?

CHP’li Dursun Çiçek’in açıklamalarına nereden bakılırsa bakılsın, Kürtlere hakaret edici türden bir politikanın dışavurumu olarak nitelendirilebilir. Yüzde 10’un üzerinde oya sahip olan HDP’nin gücünü çok”ucuza” pazarlayan bir yaklaşımdır Çiçek’inki dolayısıyla CHP’ninki. Yerel seçimlerde de Kürt oylarını “ucuz” bir pazarlıkla arkalarına almışlardı ve karşılığında bazı yerlerde belediye meclis üyeleri veya bazı dairelerde müdürlükler verilmişti. Bunlar ucuzluğa iyice alışmış gibi! Şimdi de bir-iki bakanlıkla işi kotarma niyetindeler.

Kürtlerin Oylarını Malzeme olarak Ucuzca Pazarlanmak İstenmektedir

Apaçık ortada, Kürtlerin politik gücü Millet İttifakı tarafından “Erdoğan’ı devirme yolunda malzeme” olarak kullanılmak istenmektedir. “Önce Erdoğan’dan kurtulalım, sonrasına bakarız” yaklaşımı ve güven vermeyen bir anlayışa sahip Millet İttifakı. Buna karşı HDP cephesinden ucube bir durum görülmektedir. O da şu: Tepkisiz ve sessiz kalmak!

Madem Kürtlerin haklarından söz ediyorsunuz HDP olarak, o zaman Dursun Çiçek’in açıklamalarına neden bir tepki ortaya koymuyorsunuz? Neden denmiyor “sicili temiz” ne demek? Neden firesiz olarak CHP ve İYİ Partinin ortak adayına bir-iki bakanlık sözü ile Kürtler firesiz oy verecek? Buna tepki göstermeyen HDP’nin bugünkü kurmaylarından tarih hesap soracak diye düşünüyoruz. Madem demokratik siyaset diyorsunuz, neden bu çerçevede Kürtlerin halk olmaktan gelen haklarını şeffaf bir şekilde CHP ve İYİ Parti ile müzakere etmiyorsunuz? Diyelim ki 2023 seçimini Millet İttifakı kazandı, kapalı kapılar ardında verilmiş sözleri tutmasalar ne yapabilirsiniz HDP olarak, bu konuda bir yaptırım gücünüz var mı?

Daha önce Ahmet Davutoğlu’nun seçim hükümetinde iki bakan görev almıştı. AK Parti bakan önerirken “sicili temiz ve PKK’ye mesafe koyan” dememişti. Neden şimdi CHP ve İYİ Parti’nin HDP ile ilgili olarak böyle siyasi bir eğilim geliştirmiş durumda?

Siz CHP’yi kullandığınızı belki düşünüyor olabilirsiniz ama yanılıyorsunuz; çünkü CHP cumhuriyeti kurmuş olan bir parti olarak sizden daha deneyimli ve bir o kadar kurnaz, bu böyle biline. CHP her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasını herşeyin üstünde tutacak, tutmak zorunda.

Saygıyla…