AVRUPA’DA oynayan takımlarla bizim takımlarımız arasındaki makas gün geçtikçe büyüyor. Artık Avrupa devleri ile baş edecek bir bütçemiz olmadığı gibi onları yakalayacak bir bütçemiz de söz konusu değil. Real Madrid, Manchester City, Bayern Münih, Barcelona, PSG, gibi takımların ekonomik ve kadro kalitelerine ulaşmak şimdilik mümkün gözükmüyor. Ancak bu makasın açılmasındaki önemli ve püf nokta işin ekonomik boyutuyla alakalı bir durum değil. Teknik, taktik ve fiziksel olarak bu büyük takımlar bir yana, artık orta düzey takımlara bile sahada karşılık veremiyoruz. Bunun nedenini ekonomiye bağlamak işin kolaycılığına kaçmak oluyor.

Yakın bir örnekten bahsedecek olursak Galatasaray ve PSV Eindhoven arasında oynanan ilk maçı ele alalım. PSV Eindhoven, bahsettiğim Avrupa’nın orta düzey takımlarından bir tanesi. Ancak onların oynadığı futbol günümüzde modern futbol diye tabir edilen bir düzende takım olarak oynuyorlar. Gerek fiziksel, gerekse taktiksel anlamda Galatasaray’a oldukça zor anlar yaşattılar. Buna karşılık olarak biz ne sahada fiziksel üstünlük kurabildik, ne de işin taktiksel boyutuyla rakibin ataklarını durdurabildik. Durum böyle olunca da 5-1’lik skorla sahadan ayrılmak sürpriz olmadı. Evet çok eksik bir kadroyla çıktı Galatasaray. Evet transferler yetişmediği için bazı oyuncular mecburen oynadı. Falcao ve Mustafa Muhammed tam olarak hazır olmadıkları için maça 11 başlayamadılar. Ancak bu arena bahane üretmenin yeri değil. Her ne olursa olsun sahada bu kadar ezilmemeliydik. Sahada ne yapacağını bilmeyen, oradan oraya koşturup duran bir takım vardı.

Artık orta düzey takımlarla bile mücadeleden yoksun bir futbol oynuyoruz. Onların sahada yaptıklarına karşılık, bizim de bir planımızın olması gerekiyor. Motivasyon bu işin bir parçası ancak tek başına motivasyon size maç kazandırmıyor. Artık günümüz futbolunda antrenörlere bonservis ödenmeye başlandı. Artık antrenör takımları tabiri sözlüklerde yer edinmeye başlıyor. Bu durum antrenörlerin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. Antrenör olarak fark yaratmak zorundasınız. Aksi takdirde yeni düzen içerisinde kendinize bir yer bulamazsınız. Avrupa’nın devleriyle kafa kafaya oynayan takımlarımız, baş altı takımlarıyla baş edemez hale geliyor. Bu durum ilerisi için hiç ama hiç iyiye işaret bir durum değil. Kötü sonuçların devamında zaten Avrupa bizim için bir hayal.