Kamuoyuna doğru ve ilkeli habercilik anlayışını yorumlama görevi bulunan ulusal, bölgesel ve yerel gazeteler, televizyon ve radyolar medya, siyaset ve ticaret üçgenindeki ilişkileriyle habercilik değil parayı öne çıkartarak medya güçlerini ranta dönüştürme çabası içerisindeler. Bu tür ilişkilerin ortadan kaldırması için medyada ciddi reform gerekir.

Gücünü okurlarından alan bağımsız, tarafsız, ilkeli yayın politikayla dürüstlüğünü koruyarak gelişen Güneydoğu Ekspres Gazetesi'nin başarılı yayını sayesinde Güneydoğu iş dünyasının aranan gazetesi haline geldi. Hedefimiz daha büyük kitlelere ulaşmaktır.

Güneydoğu Ekspres Gazetesi güvenilirlik; seviyeli, tarafsız habercilik; inanılırlık; öğretici olmak, okura saygı; topluma karşı sorumluluk; meslek ahlakı ve abartısız habercilik gibi kriterleriyle bölgesel gazete olarak seçim yatırımlarından uzak objektif yayın yapan gazetecilik anlayışını sürdürmektedir. Siz değerli okurlar var oldukça gazeteniz Güneydoğu Ekspres Gazetesi de var olacaktır.

Ülkemizde yaşanan medya erozyonunun önüne geçilmesi için yetkilileri göreve çağırıyoruz.  Denetim mekanizmasının işletilmesini bekliyoruz. Özgür gazetecilik çok güzel bir haber yakalarsanız; bütün unsurlarını tamamlar, bağlı bulunduğunuz yayın kurumlarına verirsiniz; siz haberinizin yayınlanmasını beklerken, birileri devreye girer, haberiniz çöpe atılır. Ya da daha haberinizi hazırlarken, muhatabınız, olacakları bilenin verdiği bir güvenle bıyık altında alaycı gülerken binbir emekle haberi hazırlayan hayal kırıklığı ile tüm inancını yitirmeye başlar. Belki de bazen haberiniz yayınlanır, ardından hiç arzu etmediğiniz tatsız olaylar baş gösterir; işinizi kaybedersiniz, tehdit alırsınız, saldırıya uğrarsınız, yargılanırsınız vs. Bu gibi olaylar, habercilikle uğraşan birçok kişinin başına gelmiştir. Demokrasinin gelişmediği, suistimal ve kayırmacılığın pik yaptığı,  sosyal ve ekonomik çalkantılarla boğuşan geri kalmış ülkelerde gazeteciler üzerindeki tehditler daha da artığına üzülerek şahit oluyoruz.

Ekonomik çıkarları zedelenenler, politik etkinlikleri zarar görenler, otoriterleri sarsılanlar özgür medya ile barışmaz. Bu ve benzeri grup veya kişiler, medyayı kontrol altında tutma sevdasından kurtulamazlar. Bunun için herşeyi yaparlar. Parayla, şantajla, ölümlere bile varan tehditlerle gazetecileri sindirmeye çalışırlar.

Demek ki; otoriter güçler, çıkarcı kişilikler, muhteris politikacılar;  medyayı sürekli ellerinin altında tutmak isterler. Eskiden beri süregelen bu tehditlere karşı çeşitli tedbirler olsa bile güçlendirilmesi gerekmektedir. Herşeyden önce, yasal olarak “basının hür ve sansür edilemez olduğu” kayıt altına alınarak, yetkililerin baskılarına set çekilmek istenmiş; gazetecilerin yaptığı işin bir kamu görevi olduğu teyit edilerek, kısıtlanmaya çalışılan hareket kabiliyetlerine rahatlama getirilmiş.

Yasal tedbirlerin yeterli olmadığı anlaşılınca, gazetecilik meslek kuruluşları da “Meslek İlkeleri”ni ilan ederek bütün mensuplarının uyması istenmiş ve bu şekilde mesleğin saygınlığının korunmasına çalışılmıştır. Bunlara ilaveten bazı medya kurumları da kendi mensupları için başka kurallar geliştirilmiş. Önlem olarak.

Mesela, ABD Profesyonel Gazeteciler Derneği’nin kabul ettiği “Etik İlkeler” metni, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde hazırlanan “Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi” gazetecilerin uyması gereken kuralları belirtir. Bizim cemiyetimizin bildirgesinde, “halkın gerçekleri ve doğruları bilme hakkı adına, gazeteci kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçeklere ve doğrulara saygı duymak ve uymak zorundadır” denilmektedir.

Başka bir maddede “gazeteci bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunur” deniyor.

Ayrıca; barış, demokrasi, insan hakları gibi evrensel değerleri savunacağımıza dair bir de madde var. Temel bilgileri yok edemeyeceğimiz, görmezden gelemeyeceğimiz, ne pahasına olursa olsun tehdit ve baskıya boyun eğmeyeceğimiz, maddi menfaat uğruna haber çarpıtmadığımız gibi bu ilkelerle ayakta durmaya devam edeceğiz. Bu ilkeler de yasal mevzuatımızın bir parçası sayılıyor ve biz gazeteciler için küçümsenmeyecek bir zırh anlamına gelmektedir. Belki de gazeteciliğin özünde böyle ‘insan ve adalet’ merkezli bir çizgi vardır. Bir insan mesleğine ihanet ederken ülkesine hizmet edebilir mi? İşte size hiç bitmeyecek bir tartışma konusu daha.

Gazeteciler yılmadı yılmayacaklar. Gazete kupürlerinde çıkan doğru haberden dolayı susturmaya çalışılan gazeteciler asla susmayacaklardır. İnternetin haber sitelerindeki asılsız rumuzlarla zaman zaman hakaretler yağmurlarını yağdırsalar da,   numarası gizlenmiş telefon aramalarında tehditler bizleri yıldıramaz. Bizim mesleğimize olan saygımızdan dolayı susmayacağız. Asıl susması gereken kişilerde kendileridir. Bu memleket için ve yasalar çerçevesinde çalışmalar ve hizmet edenlerin yanında olacağız bu ülkeyi batıranların karşısında olacağız. Bir takım masa başında kalem oyunları yapanların ne hatlar karıştırdığını haykıracağız. Amaç ve gayeleri her ne olursa olsun, bizi yolumuzdan alı koyamazlar. Biz bu gücümüzü halkımızdan ve okuyucularımızdan alıyoruz. Sizin ne amaçla neler yaptığınızı, tüm kamuoyu huzurunda yapacağımız araştırmalar sonucunda ortaya çıkacaktır. Haksız uygulamalarınızın gerçek amacı ortaya çıkınca da bu kirli oyunları oynayanların maskesini düşecektir. Ekonomi yönünde gazetelerimizin önünde set kurmaya çalışanlara da büyük bir cevabımız olacaktır. Güneydoğu Ekspres Gazetesi doğru habercilik anlayışından sapmamış, bir ilan gazetesi olmayıp, kendi öz ekonomi gücüyle gazetenin çıktığına şahit olduğumuz gibi, daima haksızlık yapanların karşısında olmuştur, bundan sonra da olacağından/olacağımızdan kimse kuşku duymasın.

Saygılarız.