Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Bugün siz okuyucularıma, tarihten bir anekdot sunacağım.

Şöyle;

Büyük İskender, felsefenin duayeni Aristo'ya bir mektup yazar:

''Zaptettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için ne yapmalıyım'' diye üç soru sorar;

1.Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?

2.Ülkenin ileri gelen insanlarını hapse mi tıkayım?

3.Ülkenin ileri gelen insanlarını kılıçtan mı geçireyim?

Aristo şu cevabı verir;

1.Sürgünde toplanıp sana başkaldırırlar.

2.Hapishaneler militan yuvası olur kontrolden çıkar.

3.Onlardan sonraki nesil intikam hırsıyla büyür tahtını sallar.

Ve çözüm olarak şu nasihati verir;

''İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin, birbirleriyle savaşınca hakem olarak kendini kabul ettireceksin, ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın!"

Ne Aristo’ymuş…

Meğer eski havalarda da değişen bir şey yokmuş.

&

Sayın Valimin dikkatine;

Diyarbakır'a yılda kaç Rus turist gelir bilmiyorum. Soruşturdum, bugüne kadar rastlayan da olmamış. Ama Irak Kürdistan'ından her yıl on binlerce turist geldiği o çevredeki esnaflar tarafından bolca dile getirilir.

Ulu Cami’nin girişindeki uyarı tabelasında Rusça var ama Kürtçe yok...

Kaç zamandır Ulu Cami’nin ön girişine tekerlekli sandalyelilerinde rahatlıkla içeriye girebilmeleri için bir rampa yapılmasını yazdım. Bugüne kadar yapılmadı. Ancak ne hikmetse müşterisi olmamasına rağmen Rusça tabela asılmış.

Evet yılda bir Rus’un bile ziyaret etmediği bu mabedin önüne Rusça tabela asılmış. Olsun belki bir gün ziyaret edecekleri tutar.

Ancak yılda binlerce içte ve dışta örneğin Kuzey Irak’tan gelen Kürtlerin ziyaret ettiği bu kutsal mabedin önündeki tabelaya Kürtçe açıklama eklenmemiş.

Tabelaya Kürtçe açıklama yapmanın ne mahsuru olabilir ki.

Keremke Sayın Valim.

                                                      &

Basından;

Macaristan’da altı partinin ortak adayına karşı tek adam rejimi inşa eden ViktorOrban ezici bir çoğunlukla 4. kez başbakan seçildi.

Karşısında birleşen muhalefet partileri Orban’ın zaferini engelleyemedi.

Umarım bizim muhalefet Macaristan’da olup bitenler üzerine kafa yorar, bu konuda gerekli dersleri çıkarır.

Hiç sanmam ama …

&

Meclis Başkanlığı, HDP'li Dağ'ın "Kürt kentlerinde ulusal kıyafetlere izin verilmemiş, kıyafetler gerekçe gösterilerek keyfi uygulamalar yaşanmıştır” cümlesini içeren soru önergesini iade etti.

Ama

“Kürtleri incitmeyiz.”

“Kürt Türk kardeştir.”

“Biz et ve tırnak gibiyiz.”

Bu ne büyük çelişkidir Allah’ım?

&

         Duymak istediğimiz sözler

Hiç bir bahane başarının yerini tutamaz.

&

Bir söz de benden

Baştaki lideri alt etmeye çalışmak yerine kendinizi halklara dört dörtlük anlatmaya, neler yapacağınızı karşınızdakilere vermeye çalışmak en doğru olanıdır.

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

Hurafelere kulak asma

AŞI OL KARDEŞİM

AŞI OL!

&

Türkiye Ne Zaman düzelir?

Bir halk; okumaya, düşünmeye, sorgulamaya başlarsa, Türkiye artık gelişmeye yüz tutmuş olur.

&

Unutma ki kadın;

anandır, ablandır, bacındır, kızındır, teyzendir, halandır,

karındır arkadaş, karındır.

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

“Ve Faşizm gözümüzün önünde, biliyor en keskin bıçaklarını. Hep şiirle mi karşı çıkacağız faşizme karşı.

Hayır, yarınların mücadelesinde şiirleşen halk kitleleri çıkacak”

Kirvem; BertoltBrecht böyle diyor işte…

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;  

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 

Dostça kalın.