Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı Covid-19 pandemi haritasına göre Diyarbakır, “Mavi” kategorisine, yani düşük riskli kentler arasına alındı.

Hal böyle olunca hükümette herkesin arzu ettiği normal yaşama dönüş için ilk adımı attı.

İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeye göre ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu illeri, batıda ise sadece Uşak, önceki gün 11 Mart 2020 tarihinden beri açıklanan koronavirüs tedbirlerinden muaf tutulmaya başlandı.

Aylardır kapalı olan kafeler ve kıraathaneler açıldı, lokanta ve restoranlar paket servisi dışında müşterilerine normal servise başladı. 

Esnaf da vatandaş da psikolojik olarak bir rahatlama yaşar durumda.

Ancak, normalleşmeye geçişte açıklanan bazı vurgular göz ardı edilerek.

Nasıl mı?

Kahveler açıldı ama oyun yasak olmasına rağmen masalar kuruldu.

Maske zorunluluğu 81 vilayette devam etmesine rağmen maskeler ya tam çıkarıldı ya da çene altına çekildi.

Yüzde 50 oranında müşteri kabulleri kimi yerlerde hükümsüz kılındı.

Sosyal mesafeler sıfıra indi.

“Pik”in “pik”ini görmüş ve bu illet nedeniyle hayatını kaybetmiş yakınlarımızın cenaze namazını dahi kılamayan bir kentten bahsediyoruz.

Esnaf kendince haklı olarak bir yıldır yaşadığı perişanlığı kısa sürede toparlama derdinde.

Ancak esnafın da vatandaşın da bu yaklaşımı bizi yine “Mavi”den, yani düşük riskli yer konumundan “Kırmızı”, yani en riskli yerler konumuna sokar.

Oysa koronavirüs illetinden en acıklı hikayeler yine bu coğrafyadan çıkmadı mı?

Peki hal böyle iken neden yelkenleri hemen suya indiriyoruz.

Yarın çok geç olmadan tedbiri elden bırakmayalım, meydanı koronaya yine teslim etmeyelim…

Saygılarımla