Nasıl bir ülke olduk böyle anlamak mümkün değil. Gelişmiş ülkelerde ayda, yılda belki de tarih de bir kez olması muhtemel olaylar bizde günlük seriye bağlanmış şekilde peş peşe geliyor. Yatağa girdiğimizde durumu anlamaya çalışırken, günün ilk ışıklarıyla yeni olaylar ardı sıra geliyor.

Peki neden böyle oluyor? Çünkü neredeyse hiçbir konuda durum iyi değil; iyiye gideceği yönünde bir işarette görünmüyor. Vaziyet böyle olunca doğal olarak bunu siyasi iktidarın kasıtlı yaptığını düşünmüyor, öyle olduğunu büyük çoğunluğumuz biliyoruz. İktidar böyle yaparak kafamızın karışmasını sağlıyor. Hem kötü giden yeni şeyleri araya sıkıştırmış oluyor, hem de özellikle zamlar da çok büyük adımlar atıp, küçük bir adım geriye atarak sanki iyi bir şey yapmış algısı yaratıyor.

Bunda başarılı oluyorlar mı? Görünen o ki, bu kadar kötü yönetime rağmen hâlen her anketten birinci parti olarak çıkıyorlarsa demek ki başarılılar. Bu kadar yorgunluğa, bu kadar yıpranmaya, bu kadar bölünmeye rağmen iktidarın birinci parti olmasındaki en büyük pay, hiç kuşkusuz muhalefetin pasifliğinden kaynaklanmaktadır. Seçime doğru gidilirken iktidar yoluna devam etmek için kafasındaki planları bir bir uygulamaya koyarak ilerlerken, muhalefet seçmene çözüm önerileriyle gelmek yerine yapılan son açıklamalarda olduğu gibi birbirlerine üstünlük sağlamak derdinde.

İktidar seçim kanununu değiştirdi 6’lı masaya karşı, 2’li masa ile hangi hamlenin kendilerine seçim kazandıracağını sahada uygulayarak, ardından da yaptıkları anketlerle başarı oranını ölçerek emin adımlarla ilerliyor. Muhalefete ise 2’li masanın ürettiklerinin peşine takılmak kalıyor. Bu arada 2’li masa seçime kadar 6’lı, hatta psikolojik üstünlük sağlamak için 7’li masaya dönüşürse şaşırmayalım. Zaten yedekte Büyük Birlik ve Vatan Partisi var. Yanlarına Tansu Çiller ve HÜDA-PAR ya da Kürt oylarını alabilmek için başka alternatifler koyabilirler. Hatta 6’lı masadan birilerini ikna edebilirler.

Artık 6’lı masayı oluşturan muhalefet partilerinin ortak bir komisyon oluşturarak, kötü giden tüm olayları bir araya toplayıp haftada veya iki haftada bir basın toplantısı düzenleyip somut çözüm önerilerini paylaşmalı.

Bunu yapmak çok mu zor?

O partilerde bunun becerecek kadrolar yok mu?

Mesela birkaç gündeki sorunlardan bazılarını sıralayalım ve muhalefetin oluşturacağı komisyonun bu başlıklar üzerinde çalışıp ve somut önerileri sırayla bir liderin açıklamasını sağlamadır. İşte o başlıklardan bazıları.

-Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sırada. Okula aç giden çocuk sayısı hızla artıyor.

-Toplumun sadece yüzde 23.9'u faturalarını ödeyebiliyor.

-Bir ankete katılanların yüzde 50,3’ü yemek öğünlerini azalttığını söylüyor.

- Bir araştırmaya göre, halkın yüzde 59'un geliri giderlerini karşılamıyor.

-11 milyon aile gıda yardımına muhtaç.

-Son bir ayda marketteki 40 ürünün 34'ünün fiyatı arttı.

-Yurttaşın icra dairelerindeki dosya sayısı 22 milyon 900 bin, kredi borcu ise 1 trilyon lirayı aştı.

-Bir yılda 3 milyon 500 bin hanenin elektriği, 1 milyon hanenin ise doğalgazı kesildi.

-6 yılda tarım arazilerine olan haciz, yüzde 101’i aştı.

-Boşanma davaları ve beyin göçü hızlı yükselişte.

-75 bin çiftçi Bağ-Kur primini ödemedi. Sigortalı çiftçi sayısı 493 bine geriledi.

-2022'nin ilk 2 ayında toplam 1894 şirket kapandı.

-Başta Suriyeliler olmak üzere göç sorunu, göçmen ve uyuşturucu kaçakçılığında üs ülke durumuna gelmemiz.

Muhalefet madem iktidara talip, bu sorunlarla ilgili somut çözüm önerileri ile gelmeli. Seçmen bunun bekliyor. Seçmen iktidarın alternatifsiz olmadığını görmek istiyor. 6 Partili koalisyonun kadrolarının yeterli ve uyumlu olup olmadığını bilmek, görmek istiyor. Çünkü yeni yıkımları ne kendilerinin, ne de ülkenin kaldıramayacağını çok iyi biliyor.

Sevgiyle kalın.