İstanbul’da; Bayazıt’ta, Aksaray’da, Mahmut Paşa’da ve hatta Beyoğlu’nda, Bakırköy’de, Şişli’de hatta Levent’te, Kadıköy’de dolaştım, bir hafta boyunca.

Neler gözledim biliyor musunuz?

Ağzım varmıyor anlatmaya amma yazacağım. Bizlere ibret olsun diye bu köşemde satırlara dökeceğim.

Kırınca özür dilemeyi, unutmuşuz. Hatta birbirinize sarılmak yerine, baskın çıkmayı becerir olmuşuz. Yüreklere hitap etmeyi hepten unutmuşuz. Hele olanla yetinmeyi,  tokalaşmayı, güler yüz göstermeyi, iyi günler demeyi, karşılaşınca sıkı sıkıya sarılmayı, iki elin birleşince çıkardığı sesi, tokalaşmayı; özetle birlikte yaşamayı unutmuşuz…

Güzel bakmayı, güzel görmeyi ve yüreğimize Sevgi koymayı unutmuşuz.

Ne olur unutmayalım.

Çünkü her yeni gün, her yaşta yapılacak, deneyecek, söylenecek, görülecek, sevip sevindirecek pek çok güzelliğe gebe...

Oturup düşünseniz, üzülecek çok şey bulursunuz. Gerçek şu ki yaşam; zengine, güzele, şanslıya değil; kafa yapısını değiştirene ve sahip olduklarının kıymetini bilene güzeldir dostum. Unutmayalım…

Ve bunun yanında; iyi insan olmaya çalışalım... Adil olalım, merhametli olalım vicdanlı olalım. Kendimize yapılmasını istemediğiniz hiçbir şeyi başkasına asla ama asla yapmayalım...

İşte öğretmenlik bu… Yirmi yılı aşkın bir zaman oldu emekli olalı ama öğretmenlik unutulmuyor. Dün öğrencilerime vermeye çalıştığım doğruları, bugün de siz sevgili okuyucularıma anlatmaya çalışıyorum. Sürç-i lisan ettimse af ola…

                                           &

Karaman’ın ilçesi Ermenek’te Belediye tarafından baraj gölünde bir yüzer havuz yapılmış diye gazetelerde okuduğumda hemen aklıma dünyanın en şirin ilçesi Kadim şehir Diyarbekir’in Eğil İlçesi geldi. Ne yalan söyleyeyim hemen aklıma neden olmasın diyerek peygamberler ilçesi, turizm beldesi Eğil’in belediye başkanı sevgili Mustafa Akkul geldi. Kulaklarını çınlatayım istedim.

Sevgili başkanım Eğil Baraj Gölünde “Yüzer Havuz” neden olmasın.

Eğil ilçemizdeki baraj gölünde de böyle bir tesis neden olmasın?

                                                     &

Bu arada bir sevgili okuyucumun serzenişini sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize yüreğinize sağlık vefat eden arkadaşınıza Allahtan rahmet dilerim. Başınız sağ olsun.

Sizden duymak istediğim keşke Hasankeyf ‘i unutmasaydınız. Umarım bir dahaki yazınızda Hasankeyf’i de yazarsınız. Belki başka yazınızda yazmış olabilirsiniz,  benim gözümden kaçmış.

Ayrıca, Surlarımız da dünya mirasıdır.  Bakım ve onarım istiyor. İnşallah başka yazınızda onu da görürüz.”

Sevgili okuyucum, hassasiyetiniz için çok teşekkür ederim. Sanırım beni yeni yeni okuyorsunuz. Bugüne değin onlarca kez yazdım. Merak etmeyin yazmaya devam edeceğim. Diyarbekirimizin öyle çok sorunu var ki sorunların tekrarından yenilerini yazmaya sıra zor geliyor.

                                                 &

Duydunuz mu UNESCO yaşlılık tanımını yapmış. Çok beğendim. Sizlerinde bilmesini istedim.

UNESCO yaşlılık tanımı şöyle:

"Bir insan konfor alanının dışına çıkamıyorsa yaşlıdır."

Diğer ifadeyle, yeni şeyler öğrenmiyorsa, artık şaşırmıyorsa ve çoğu şeyi bildiğini düşünüyorsa yaşlıdır. Merak etmiyorsa, keşfetmiyorsa yaşlıdır. Geçmişte, geçmiş anılarında yaşıyorsa yaşlıdır, sürekli eskiyi tekrar ediyorsa yaşlıdır.”

Aman dikkat…

                                               &

Sıra kirvemde,

Kirveme öğütler;

Kirvem, hakikati söylemenin bedeli vardır ama susmanın bedeli daha ağırdır.

                                                     &

 Sizlere bir fıkra ile vedalaşmak istedim;

Tilkiye, bir slogan at demişler;

 Tilki;

“Kahrolsun kümesler, yaşasın tavukların özgürlüğü” demiş.

                                                    &

Güzel bir hafta dileğiyle,

Dostça kalın…

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir Balıklıgöl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

SURİÇİ DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ HALİNE GETİRİLSİN.

ŞEHRİN ESKİ STADI, ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI OLSUN.

Daha da önemlisi,

SUR İÇİNDE, YAKILIP YIKILAN BÖLGELERDE EVLER, ASLINA UYGUN VE DİYARBEKİR EVLERİNE YAKIŞIR BİR BİÇİMDE YAPILSIN.

 Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim