Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Günaydın sevgili gençler.

“İnanmak istemiyorum, bilmek istiyorum.” diyor, Carl Sagan

Amerikalı gökbilimci ve astrobiyolog. Astrobiyolojinin öncülerinden olan Sagan, bilimin popülerleşmesi için yaptığı çalışmalarla tanınır.

Okuyun.

Her zaman körü körüne inanmak yerine düşünmeyi tercih ediniz.

Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'i kimdi, bir helikopter kazasında mı öldü, yoksa kimler niye öldürttü niye öldürttüler?

Cem Ersever kimdi, kim/kimler öldürttü, niye öldürttüler?

Cem Ersever’in Yardımcısı Mustafa Deniz’i kim öldürdü, niye öldürüldü?

Ve son olarak Cem Ersever'in yakın olduğu bilinen Neval Boz’u kim öldürdü/öldürttü niye öldürüldü?

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu bir kaza sonucu mu öldü,

Hiç merak ettiniz mi? yoksa kimler öldürttü, niye öldürttüler?

Sevgili gençler biraz olsun geçmişi irdeleyin. Neden ve niçin sorularını çokça sorun geçmişe.

Siz geçmişinizi iyi bilin ki geleceğimizi daha bilinçli olarak inşa edebilesiniz.

Bu faili meçhuller yalnız bunlar mı?

Tabi ki hayır. Daha yüzlercesi…

Ama yukarıda saydıklarım; kanımca güzel Türkiye’mizin; kaderinde, geri kalmışlığında, ekonomik dar boğazda oluşumuzda, kardeş kavgalarında, ayrımcılıkta, yok saymacılıkta, kıyımlarda… çok önemli nedenlerin başında geliyor.

Kim/kimler istiyordu böyle olmasını,

Niye istiyorlardı,

Nasıl bir çıkarları vardı,

Kişisel menfaatleri uğruna hiçbir faaliyetten geri kalmayan ama yurtsever geçinenler kimlerdi?

Sevgili gençlersiniz. Yarınlarımızsınız. Dünü öğrenmeden, bugünü tahlil etmeden, yarınları doğru inşa edemezsiniz.

Okuyun

Okuyun

Okuyun.

“Kuzuların derilerini yüzmektense koçların yünlerini kırkmak daha iyidir.”

Düsturu ile okuyun.

Yönetirken; Türkiye bol kimlikli bir ülke. Bırakın insanlar kendi kimlikleriyle yaşasınlar kendi kimlikleriyle mutlu olsunlar.

İşte bu inançla okuyun.

Okuyun ki havalar soğuyunca, gölge veren ağacı unutur, cinsten birileri olmayın.

Okuyun, mesela; Vedat Demiröz’ün Cem Ersever ve JİTEM’in Tarihi adlı yapıtını ve de Serpil Çelenk Güvenç’in DAARAĞACINA MEKTUPLAR (2. Baskı) adlı kitabı.

Ve ben bu yazıları; birilerini övmek ya da yermek için yazmıyorum. Günümüz gençlerinin dünlerinin farkında olmalarını istiyorum.

&

Bir söz de benden

Dününün farkında olmayanlar bugün düştükleri gafletten kurtulamazlar.

&

YAŞAMAN LAZIM;

MASKE TAK,

MESAFEYE ÖZEN GÖSTER,

KENDİNİ ve ÇEVRENİ TEMİZ TUT.

Hurafelere kulak asma.

MASKE TAKMA ALIŞKANLIĞINA

DEVAM ET.

&

Türkiye Ne Zaman düzelir?

Türkiye insanı; kolayı seçip inanmak yerine, okuyarak öğrenmeyi tercih ettiğinde Türkiye düzelir.

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

Kirvem;

Varsın hayat yalakalara şans tanısın,

Ben onuruma fiyat biçmem.

Yaşadığım kadar daha yaşasam asla;

Tükürülecek eli öpmem.”

Ömer Hayyam

Anlatabildim mi?

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.